Nezih yemeğin ön şartı yemek-şarap uyumudur. Doğru eşleme yapıldığında her ikisi de diğerinin verdiği keyfi katlayarak artırır.
Nezih yemek (fine dining) restoranlarında yemek mönüsü kadar şarap mönüsüne de büyük önem verilmesi bu nedenledir. Servis ve atmosfer de eklendiğinde nezih yemek restoranını lezzetli yemek yapan restoranlardan ayıran kriterler tamamlanır.
İyi yemek de, iyi şarap da deneyim gerektirir. Bazen bu deneyim onlarca yıla hatta yüz yıla kadar uzanır. Bu denli köklü bir geçmişi olan restoranlar ve şarap evleri geleneği temsil ederler. İyi bir restoran, iyi bir şarap üreticisi olmak için illa bu kadar uzun bir deneyime sahip olmak gerekmez ama en az 5-6 yıllık deneyim şarttır.
Bir restoranın başarısının kalıcılığının ölçütü benim için 5-6 yıllık kesintisiz kalite performansı göstermiş olmasıdır.
Kaliteli şarap üretimi ise bağda başlar. Bir bağın içilebilecek şarap verebilmesi için en az 3, kaliteli şarap verebilmesi için en az 5-6 yıl gerekir.
Geçen haftaki yazımda gözde Türk şarabı markaları listeme girmeye aday gösterdiğim Suvla'nın henüz denemediğim bazı şaraplarını, gözde İstanbul restoranlarından Topaz'da bu hafta tatma fırsatı buldum.
Suvla'nın kurucusu Selim Zafer Ellialtı bilişim sektöründen çok eski bir dostum. 2000'li yılların başlarından beri şarap üreticiliğine aklını taktı. 2003'ten itibaren ana bölgesi olarak seçtiği Gelibolu Yarımadası Kabatepe Kumlimanı'nında toplamaya başlayıp şarap bağlarına dönüştürdüğü arazilerin alanı 830 dönüme varmış durumda. Ortalama 8 yaşındaki 440 dönümünden aldığı rekoltelerden tatmin olur olmaz, Microsoft Türkiye'deki Genel Müdür Yardımcılığı görevini birkaç ay önce bıraktı ve artık tamaman asil şarap üreticiliği işine yöneldi.
Suvla şaraplarını tattığımız Topaz restoranın kurucusu da restoran işletmeciliği sektöründen tanıdığım eski dostum Kaya Demirer. Beş yıl önce Nurdan Peker ve Yücel Özalp ile birlikte açtığı restoranı iki yıl kadar önce bıraktığından beri çeşitli başka nedenlerden dolayı Topaz'ı ihmal ediyordum. Geçenlerde Veritas'ın düzenlediği Dünya Şarap Üstatları İstanbul 2012 tadımının gala yemeği vesilesiyle gitmiştim. Topaz, Yücel Özalp'ın yönetiminde eski nezih kalitesinden bir şey kaybetmemiş. Servis aynen eski tanıdık kaliteli servis. Yeni şef Tevfik Alparslan'ın imzasını taşıyan yemekler de çok başarılı. Şef Alparslan iki yemekte de, tadımı yapılan şaraplara mükemmel uyum sağlayan mönüler yaratmayı başarmıştı.
Aperatif olarak tattığımız, İstanbul Şarap Üstadları Tadımı 2012'de 87 puan alarak kategorisinde birinci olan Suvla Blush Cabarnet Sauvignon 2011 çok merak ettiğim bir şaraptı. Blush olmasına rağmen Cabarnet Sauvignon'dan aldığı taneler ve yüksek asidinden aldığı canlı keskinliğiyle hem aperitif olarak yanında meyveler hem de soslu makarnalar ve deniz ürünleri eşliğinde, yaz sıcaklarında keyifle yudumlanacak bir şarap.
Tuzda dinlendirilmiş dana etli beyaz trüf aromalı risotto ile Suvla Grenache Noir 2011'in uyumu mükemmeldi. Suvla Rezerv Chardonnay 2011 ve Suvla Organik Cabarnet Sauvignon Şiraz Merlot 2011 de çok başarılı şaraplardı ama ana yemeğimize eşlik eden Suvla Grand Rezerve Roussanne Marsanne 2011 muhteşemdi. 'Henüz Piyasaya Çıkmamış Beyaz Şaraplar' kategorisinde en yüksek puanı alan bu şarabı piyasaya çıktığında mutlaka denemelisiniz. Şu kadarını söyleyeyim çok farklı ama coşku verici bir deneyime hazır olun.
twitter.com/yurtsan-onkapak.com/yurtsan