Ailecek neşeyle başladığımız pazar günümüz bir anda altüst oldu. Akmerkez'deki Remzi Kitabevi'nin dergi bölümünü yöneten, aynı zamanda kafe bölümüyle de ilgilenen, Remzi Kitabevi ile artık özdeşleşmiş altın kalpli Melih'i (Ada) işten çıkarmışlar.
***
Mekanlarla bütünleşmiş çalışanlar vardır. Çalıştıkları mağazaya, kafeye, restorana gittiğinizde gözünüz önce onları arar. Görünce mutlu olursunuz. Bilirsiniz ki o gün o mekandan yine mutlu ayrılacaksınız. O gün izinliyse üzülürsünüz ama idare edersiniz. Ama işten ayrıldığını öğrenirseniz içinize bir taş oturur. O mekan artık sizin için asla eskisi gibi olmayacaktır bundan böyle.
Eskiden sayıları daha çoktu bu türden karakterlerin ve mekanların. Hatta bazı mekanların kahramanları bizzat sahipleri bile olabilirdi. Bazen de patron-çalışan ikilileri özdeşleşirlerdi mekanlarıyla.
Alışveriş merkezlerinin çoğalması, aile geleneğiyle yönetilen tek şubeli mekanların yerini zincir mağazaların şubelerinin almaya başlamasıyla nesilleri tükenmeye başladı.
Asırlık sıcak mekanlar birer birer markalaşıp, zincirleşmeye başladılar. Mekanın her santimetrekaresini ezbere bilen, her çalışanıyla aile sırlarını paylaşacak kadar yakın patronlar, yetkilerini soğuk profesyonel yöneticilere devretmeye başladılar. Çalışanının dostu patronların yerini çalışanlara birer robotmuş gibi bakan koordinatörler almaya başladı. Çalışanıyla arasına profesyonel yöneticilerin soğuk kalkanını alan patronlar kapitalizmin büyüsüne kapılıp, insani duyguları gönül rahatlığıyla bir kenara atmaya başladılar.
Yıllardır birlikte bir aile gibi çalıştıkları elemanlarının kaderi, profesyonel yöneticilerin iki dudağının arasından çıkacak bir lafın, sorgusuz sualsiz kabul edilmesine bağlandı. Koordinatör 'Falanca eleman şöyle dedi' deyiverdi mi, patron da 'Tamam, yetki senin, ister at ister sat' demekte sakınca görmedi. Hele yönetici 'Şu şu nedenle tazminatını da vermeyeceğim' buyurdu mu, patron için ballı kaymak. Atan kendi değil, satan kendi değil. Vicdanı rahat, günahı yöneticinin boynuna, eşinin Manolo Blahnik parası cebine kalmış daha ne istesin.
***
Remzi Kitabevi bizim için alışveriş merkezlerinin prototip soğuk mekanlarının içinde son kalan sıcak sığınaklardan biriydi. 6,5 yaşındaki oğlumuz Tibet, Remzi Kitabevi'de Melih Abi'sinin ona aşıladığı kitap sevgisiyle büyüdü. Sadece Tibet de değil, yüzlerce çocuk...
Müşteriler Remzi Kitabevi'nin Batılı kitapçı kültürünün yansıması kafesinde kahvelerini yudumlarken, aradıkları dergileri Melih yüzlerce dergi içinden şıp diye bulup çıkartıverirdi.
Pazar günü Remzi Kitabevi'ne her zamanki gibi koşarak giren Tibet, Melih'in ayrıldığını öğrenince ağladı. Melih yok ve Remzi Kitabevi bizim için artık eskisi kadar enteresan değil. Yine de bir ümidim var. Remzi Kitabevi'nin sahiplerinden Ömer Erduran ilkokuldan arkadaşım. Ahmet Erduran ile de Emre Kongar vasıtasıyla tanışmıştım. Erduran Ailesi hakkaniyet sahibi bir ailedir. Melih ile belki onlar da istemeye istemeye ve umarım Remzi Kitabevi'ne verdiği yılların emeğinin karşılığını vererek ayrılmışlardır. Melih gibi bulunmaz bir pırlanta elemanı, diğer kitapçıların kaçırmayacağını bildiğimden gönlüm bir nebze olsun ferah en azından.
Nihat Doğan'ın cami sesleri
Televizyonda düzenli seyrettiğim iki program var; MasterChef ve Survivor. Survivor'ın yeni sezonu başlarken bir sağlık sorunu nedeniyle televizyon karşısına mahkum olmuştum. Survivor ve MasterChef ilaç gibi geldi. Bu iki program ve okuduğum birkaç kitap sayesinde o günler su gibi geçti, geride kaldı.
Acun bu sezon Survivor'da harikalar yaratıyor. Ünlüler ve gönüllüler arasındaki rekabeti derbi maçlarındaki heyecanı aratmayacak kadar canlı bir şekilde ekranlara taşıyor. Gerek ünlüler gerek gönüllüler arasında yarattığı karikatürize tipler özellikle başarılı. Hele Nihat Doğan karakteri bir sit-com dizisi karakteri kadar eğlenceli. O geride bıraktığı ülkesi için yaktığı ağıtlarla, vatan özlemi çığırışları birer başyapıt niteliğinde. Hele o ülkesinin cami seslerini özlemesi yok mu?
Yalnız merak ettim. Nihat Doğan'ın Seda Sayan'la evli olduğu sıralarda bir Las Vegas seyahati olmuştu. O yıllarda dikkat etmemiştim, Las Vegas gezisinin ilk haftasında da 'ülkemin cami sesleri' diye ağlaşmış mıydı? Hatırlayan var mı?
------------
Yeni Sosyal Medya
neonevar.naberler.com - www.twitter.com/yurtsan