'Ben demiştim' yazılarından pek haz etmem ama bazen derdini anlatmak için farz oluyor.
31 Mart 2002'de Hürriyet'te yazdığım 'Ulaştırma eriştir eleştirme ekleştir' başlıklı yazımda, İnternet sansürünün teknik altyapısının sessiz sedasız kurulmakta olduğunu yazmıştım http://j.mp/dsNmm3
Aslında gazete kapağına manşetten girecek kadar önemli olan bu bilgiye medya zerre kadar ilgi göstermemişti. Tıpkı aradan 5 yıl geçtikten sonra bir gecede, yangından mal kaçırır gibi CHP'nin de desteğiyle AK Parti tarafından Meclis'ten geçirilen 5651 sayılı İnternet Yasası'yla Türkiye'de İnternet sansürü dönemi resmen başlamış ve medyanın yine umurunda olmamıştı.
Yasanın geçmesinden kısa bir süre sonra birer birer sansürlenen binlerce siteyi de medyadan umursayan çıkmadı. Binlerce site gibi YouTube da sansürlenince medyadan nihayet biraz ses çıktı ama o da yeterli olmadı.
5 Mayıs 2009'da sansür sırasının Google'da olduğunu yazdım http://j.mp/aEPHGZ 7 Şubat 2010'da, İnternet altyapısında yaşanan esrarengiz sıkıntıların, yeni sansür dalgasının tatbikatı olabileceğine dikkat çektim. Hafife alanlar hatta alay edenler çıktı. Ve şubat sonu gelmeden Google'ın bazı servisleri sansürlenmeye başladı. YouTube'a uygulanan sansür sıkılaştırıldı, kullanıcıların DNS ayarı yaparak sansürü aşma yolu kapatıldı.
3 Mayıs 2010'da, 'Sansür sırası Facebook ve Twitter'da' dedim. Daha yazımın mürekkebi kurumadan 4 Mayıs 2010'da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, 5 Mayıs 2010'da da Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Facebook'un sansürlenmesinin an meselesi olduğunu açıkladılar.
Bizim ev çıkmaz sokakta. Sokağa giren yabancılar, geri geri çıkmakta zorlanacakları için sokağın sonundaki bir girintiyi manevra yapıp dönmek için kullanıyorlar. Bu girintiyi kullanarak her sabah ben de manevra yaptığım için biliyorum. Girintiye geri geri girip dönmeye çalıştığınızda, dönmek çok zor oluyor. İleri, geri birkaç kez gidip gelmeniz gerekiyor ve girinti aynı zamanda dik bir yokuş olduğundan bazen küçük kazalar da yapılabiliyor. Oysa girintiye otomobilin burnunu verip, geri geldiğinizde dönüş manevrasını tereyağından kıl çeker gibi kolayca tamamlayabiliyorsunuz.
Eve bazen taksiyle geldiğimde ya da sokağın yabancısı bir otomobil sürücüsünün manevra yapmaya hazırlandığını gördüğümde yardımcı olmak için sürücüleri bilgilendirmeye çalışırım. Girintiye burundan girerlerse kolayca döneceklerini söylerim. Neredeyse istisnasız uyarıma uyan çıkmaz. Hemen hepsi burunlarının dikine gider, tavsiyemin tam tersine girintiye burundan girip sonra kan ter içinde kalırlar.
Her seferinde düşünürüm. Orada yaşadığım, o manevrayı sık sık yaptığım ortada. Belli ki bu konuda deneyim sahibiyim. Yapa yapa öğrenmişim. Ve bu bilgimi, yardımcı olmak için paylaşıyorum. Bu sokağa ilk kez girmiş biri neden paylaştığım bu bilgiye itibar etmez de kendi bildiğini okur?
Tam 16 yıldır gazetelerde, dergilerde İnternet konusunda yazıyorum; televizyonlarda, radyolarda İnternet hakkında konuşuyorum; Türkiye'nin en büyük şirketlerine İnternet danışmanlığı veriyorum. İnternet'le ilgili bir öngörüde bulunmaya göreyim. Ne zaman yaklaşan bir tehlikeye dikkat çeksem, okurlardan tepki yağar. Bilgisizlikle, yanlış yönlendirmekle, taraflı olmakla suçlarlar. Aralarından akıllarınca alaya almaya kalkanlar bile olur.
Tüm bu uzun girişi, yapacağım önemli öngörüye dikkat çekmek için yaptım. İnanan inanır, inanmayan inanmaz. Yürürlükteki İnternet yasasının yanlışlığı konusunda hemfikir olan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ana muhalefet lideri sansürcü yasayı acilen değiştirmek için ister adım atarlar, ister atmazlar. Ben söyleyip, çekileyim:
Sansürcü İnternet yasası değişmezse Google bu kez toptan yasaklanacak. Erişim engelleme kararları pek çok bilindik site için ardı ardına yağmur gibi yağmaya başlayacak. Bunun önlemenin tek yolu yasayı değiştirmek. Ve bu yasa değiştirilmediği, sansürlenen sitelerin sayısı artmaya devam ettiği her saniye boyunca Türkiye Bilgi Çağı'na erişmekten biraz daha geri kalacak.
Geçen akşam NTV Haberler'de Can Dündar'a söylediğim gibi, belki de Google'ın, Facebook'un, Twitter'ın sansürlenmesinin gecikmeden bir an önce olmasını dilemeliyiz. Dünyayla bağlantımız bir an önce kesilsin ki, yasanın saçmalığı kafalara olabildiğince erken dank etsin.