Eskiden hükümetler değiştiğinde yeni gelen milli eğitim bakanı, geldiğini hissettirmek için sınavları değiştirirdi. Artık o kadar ileri gittik ki hükümet değişmesine gerek yok aynı hükümetin iki bakanı bile hızını alamayıp birbirlerinin getirdiği sistemleri eleştirip değiştiriyorlar.
Son günlerde Milli Eğitim Bakanımız hızını alamıyor. Önce SBS'yi değiştirdiklerini açıkladı.
Herkes sordu "İyi de Sayın Bakanım bu sınavı sizin partiniz getirmişti, şimdi siz neden kaldırıyorsunuz?" Bakan bu soruyu beklemiyordu ki hemen yeni bir açıklama yaptı. "Biz bütün liseleri Anadolu lisesi yapacağız." Kamuoyu artık eskisi gibi saf değil hemen ikinci soru geldi "Sayın Bakanım bir okulun tabelası değişince okulun kalitesi artmaz ki." Bakan baktı ki yine kurtuluş yok üçüncü çıkışını yaptı. "Biz okullarda ders saatini azaltıp öğrencilerin daha çok oyun oynamasını sağlayacağız." Kamuoyu yine sordu. "Sayın Bakanım ders saatini değiştireceksiniz ama okullarda beceri dersleri yapılmıyor ki, spor salonu, resim atölyesi yok ki" Bakan yine kurtulamadı ve en son kozunu oynadı "Biz dört yıl sonra sınavı kaldıracağız." Sokaktaki insanlar hep birden "Bu daha önce de söylenmişti" dedi.
Sayın Bakanım SBS'yi değiştirmek çözüm değil ki. YBP diye bir illet var. Okullar notları nasıl veriyor bir incelerseniz görürsünüz. Bunu size bakanlığınızda çalışan güya ölçme değerlendirme bilen birisi anlatmadı mı? Okuüarın neler neler yaptığını, YBP yüzünden ilköğretim 6,7 ve 8 beceri derslerinin yapılmadığını. Siz sanıyor muzusunuz ki SBS kalkınca her şey değişecek. Kalkması gereken YBP'dir. Yoksa not şişirmeler, not satışlan, zorunlu kurslar ve özel ders furyası aynen devam edecek. Kaldırdığınız masum bir sınav bıraktığınız ise bir problem.
Acaba amacınız problem çözmek değil miydi?
Bir de basın açıklamasında bakanımız dedi ki ilköğretim müfredatı sarmaldır. Biz bu yüzden soruları 8. sınıftan soracağız. O bakanlıkta program geliştirmeci olarak bu milletin parasını yiyenler bu nasıl bir cümledir. Neden bakanı yanlış yönlendiriyorsunuz bu söze kargalar bile güler sarmal müfredatta bir sınıf kavramı olabilir mi?
Şimdi bunu yazınca aklıma bir hikâye geldi.
Bir kurumda üst düzey bir yönetici görevden alınır. Devir teslim sırasında yeni gelene der ki "Sana üç zarf bıraktım, bu zarfları ne zaman açacağın üzerinde yazıyor" Adam göreve gelir, aradan bir yıl geçer. Yönetim kurulu toplanır, hesaplar yapılır işler iyi gitmemektedir. Adam ilk zarfı açar zarfta şöyle yazar "De ki yardımcılarımı yeni değiştirdim siz beni önümüzdeki yıl görün" adam bunu der yönetim kurulu ikna olur. Aradan altı ay geçer yönetim kurulu tekrar toplanır adam ikinci zarfı açar. Zarfta "Yardımcılarım başarısız oldular, onları çıkarıyorum işten de" der. Yönetim kurulu ikna olur. Aradan altı ay geçer yönetim kurulu çağırır bizimki son zarfı açar zarfta aynen şöyle yazar "Sen de üç zarf hazırla".
Eğitim sisteminde her zaman söylüyoruz sınavlar sonuçtur. Önemli olan cesurca süreci ölçmektir. Eğer okullarda verimliliği, öğretmeni, yöneticiyi ölçemiyorsanız. Başarıyı ödüllendirip başarısızlığın üzerine gidemiyorsanız sınavları değiştirmek kolaydır değiştirin bakalım ne olacak.