Son iki hafta bu sayfalarda sizlerle iki farklı konuyu paylaştım. Birinci konu hatırlarsanız, ülkemizde uzun yıllar siyasetçilerin ağzına pelesenk olan hatta her hükümetin ezberlediği ve genetik olarak hükümetten hükümete miras olarak geçen "ülkemizde üniversite az, kontenjan yetersiz. Bu da öğrencilerin üniversite önünde yığılmasına yol açıyor buna bağlı olarak da dershaneler var" söyleminin gerçekliğini yitirmesiydi. Buna çözüm olarak YÖK üniversite açtı, kontenjan artırdı ancak siyasilerin beklediği olmadı.
Öğrenciler üniversitelere gitmedi, üniversiteler boş kaldı. Ancak dershaneler eğitimöğretime devam etti.
Bu haberden sonra binlerce teşekkür aldım. Kimden dersiniz; bu toplumun aklıselim insanlarından... Hepsi gerçeği görmenin ve anlamanın verdiği biraz mutluluk biraz da kızgınlıkla bana ulaştılar. Hepsi dünyada sınavların olduğunu hatta dershanelerin bulunduğunu yeni öğrendiklerini belirttiler.
Bana sordular "peki ama neden bize bu yalan söylendi?". Buna cevap veremedim. Çünkü bu cevabı bu söylemi geliştirenler vermeli değil mi?
Yeni sınav sistemi hakkında bilgilendirme yapma ve oluşabilecek durumları tartışmak amacıyla bütün Türkiye'yi Uğur Dershaneleri olarak geziyoruz. Her gittiğim ilde yeni bir bakış ve değişen bir eğitim anlayışı görüyorum. Başta valilerimiz eğitimle yatıp eğitimle kalkıyor. Hepsinin ağzından çıkan ilk cümle "bu ilin eğitim başarısını nasıl yükseltiriz" oluyor. Milli eğitim müdürleri keza hep okul ve öğrenci başarıları üzerine çalışıyor. Birkaç örnek vermek sanırım hem bu çalışmaları yapanlan hem de bu çalışmaları örnek alacakları mutlu edecektir. Örneğin; Batman Valimiz, ilinde tüm eğitim yöneticilerini özel-devlet demeden toplamış ve bir karar almış. İlinin eğitimdeki ilerlemesini yıl içinde yapacağı sınavlarla denetleyecek ve önlem alacak. Bu projeye herkesi ortak etmiş. Sayın Valim yanınızdayız.
Denizli Valimiz yeni bir proje başlatmış. Proje şu: İlköğretim 8.sınıftan mezun olan öğrencilerin liseye eksiksiz devam etmesi için öğrencileri takibe almış.
"Denizli'de liseye devam etmeyen kalmayacak" diyor.
Sakarya Milli Eğitim Müdürü tüm öğretmenlerine yeni sınav sistemi eğitimi aldırdı. Bütün öğretmenlerine Uğur Dershaneleri işbirliği ile eğitimler yaptırıyor.
Gaziantep Milli Eğitim Müdürümüz okulları dolaşıp öğrencileri hedeflerine göre gruplamış ve üniversite başarısını artırmak için çalışmalar başlatmış. Bütün il milli eğitim müdürleri beni anyor, ilindeki eğitimcilerle toplantı yapmamı istiyor. Hepsine teşekkür ederim.
Ama en önemlisi bu çalışmaların hepsinde dershaneler başrolde. Şimdi size soruyorum; yukarıda anlattığım çalışmaların Allah aşkına hangisi zararlı, hangisi bu ülkeye zarar verir?
Dünyanın gelişmiş ülkeleri parayla eğitim satın alırken biz bu işi gönülden yapmaya hazır kurumları neden itiyoruz? Eğitimin devleti-özeli olmaz. Eğitim toplumsal meselemizdir. Ülkemiz değişiyor, anlayış değişiyor. Belki biz başka açılımları konuşuyoruz ama ülkemizde çoktan eğitim açılımı başladı. Bize düşen bu çalışmaları yaymak ve yapanları desteklemek değil mi?