CHP’li vekiller ağza alınmayacak küfürler, hakaretler ediyor. Tehditler savuruyor. Polisi taşlıyor, sokağı kışkırtıyor.
Sözüm ona sanatçısı boş durmuyor.
Aynılarını yapıyor.
Gazetesi, gazetecisi ha keza!
Bir tuhaflık var.
Hepsi çok ciddi suç işliyor.
Ama hiçbiri korkmuyor, çekinmiyor.
Sanki “bize bir şey olmaz” der gibiler.
Gerçekten de hiçbir şey olmuyor ama!
Vallahi bir tuhaflık var.
Acaba kimlere güveniyorlar?
Arkalarında kimler var?
Mesela Sözcü Gazetesi’nin sosyal medya sayfasında, Ankara’daki saldırıyı öven yorumlar yayınlanıyor.
“Yapanın eline sağlık. Ne yapalım üzülelim mi? Az bile yapmışlar. Darısı Erdoğan’a inşallah. Geber polis. Ben bombalamak isterdim tüh ya...”
Bunların hepsi ve dahası bu gazetenin sosyal medya sayfasından cesaretle yayımlanıyor.
Savcılar da öylece izliyor.
Ne söyleyeyim; vallahi bir tuhaflık var, billahi bir tuhaflık var?
VASIFSIZ TEYZE'NİN EDEPSİZLİĞİ
Yazının içeriğini, devamını, tamamını okumadım.
Gerek de yok zaten.
İlgili bölüm fikir vermeye ziyadesiyle kâfi geldi.
Orası da sevişme bölümü.
Bu bölümü gündeme getirip yazmak, benim gibi birinin hiç tarzı değil aslında.
Lakin peşinen özür dileyerek birkaç kelam edeyim istedim.
İnternet siteleri bu kısmı gözüne gözüne sokuyor okuyucunun.
Neymiş efendim, seviştikten sonra şiir yazarmış.
Aman ne olur hep seviş!
Mümkünse yedi yirmi dört seviş!
Yeter ki ağzını bozma!
Ona buna küfür etme.
Gezi olayları sırasında Başbakan’a ağır, dahası iğrenç küfürler eden “Vasıfsız Teyze”den söz ediyorum.
Birine röportaj vermiş, bunları anlatıyor.
Bir de, “Sevişmekten bir tek edebiyat çıkar. Somut olarak da çocuk” diyor.
O çocuk da zaten edebi bir esermiş.
Peki siz niye edepsizsiniz o vakit?
Ve son bir not.
Bir kadının asla ağzına alamayacağı bu küfürleri şayet seviştikten sonra ediyorsanız, yukarıdaki tavsiyelere ne olur kulak asmayınız.
Zira bu durumda siz; “sevişince sapıtanlardan” oluyorsunuz.
Mümkünse aseksüel yaşayın.
Bu arada röportajı yapan Yüksek Vasıflı Teyze keşke size “Niye ağzınız bu kadar bozuk?” diye de sorabilseydi.