KEMAL BEY, Çankaya’da parti toplantısında konuştu.
CHP’nin nasıl ulu ve köklü bir çınar olduğunu, dalları bulunduğunu anlatıyordu.
Konuşması sık sık “Başbakan Kemal” sloganlarıyla kesildi.
Mutluydu.
Ta ki, salonda bulunan partili bir kadın slogan atıncaya kadar.
Kemal Bey çok öfkelendi.
Yumruğunu sıktı.
Yerle gök arasında bildiği ne kadar kelime varsa bu kadın için kullandı.
Ağzına geleni boca etti.
İlk tepkisi “Sen CHP’li değilsin kusura bakma!” oldu.
Nedenini öfkeyle kurduğu ikinci cümlede belirtti.
“Genel Başkan konuşuyorken konuşuyorsan CHP’li değilsin.”
Kadının suçu tek başına slogan atmasıydı. Bunu üst üste yapınca Kılıçdaroğlu’nun insicamını bozdu.
Öfkelendirdi.
“CHP’liler önce dinlemesini bilir!” dedi.
Salondaki herkes kafasını çevirmiş, slogan atan ve Genel Başkan’ın hışmına uğrayan o kadına bakıyor, gözleriyle arıyordu.
Kadın, yer yarılsa da dibine girseydi.
Kılıçdaroğlu devam etti:
“CHP’liler asla kişisel çıkar peşinde koşmazlar. Kişisel çıkar peşinde koşan hiç kimse CHP’li değildir” dedi.
Durmadı!
“Onların bu partide asla yeri yoktur” diye de ekledi.
Salonda buz gibi bir hava esti.
Bir kadına yönelik, böylesi sözlü bir şiddet Kemal Bey’e hiç ama hiç yakışmadı.
İnsicamını bozan bu kadını haklı olarak kibarca uyarabilirdi.
Doğru olanı buydu.
Lakin aşağılamayı, itham etmeyi ve son olarak da kovmayı tercih etti.
Ağır oldu.
Belli ki Kemal Bey bu kadın üzerinden birilerine mesaj verdi.
“Kadın sana söylüyorum, arkadaşım sen anla” dedi.
Kime mi?
Az sabır!
Duyarsınız.
Ve belli ki şu günlerde Kemal Bey partide bir liderlik sorunu yaşıyor!
KEMALİST MAHALLE RAHAT OLSUN
CHP’li bir dost aradı:
“Yılmaz Özdil’le ilgili yazını okudum, çok uyanık adamsın!” dedi.
Şaşırdım!
Anladı ve devam etti.
“Adamı övmüş ve alkışlamışsın.”
Sordum:
Ne var bunda?
Atılıp cevap verdi:
“Bir yandaşın övdüğü
adamı, mahallesinde döverler.”
Nasıl yani?
Anlattı; ben özetleyeyim.
Derlermiş ki, “Yandaşın övdüğü köşe yazarından bize hayır gelmez!”
Dondum kaldım.
Yani diyor ki, “Sen bu
gerçekten hareketle
Özdil’i alkışladın!”
Ne yalan söyleyeyim, aklımın kıyısından köşesinden geçmemişti.
Tuhaf.
Ve son bir not.
Kemalist Özdil, bir meselede Erdoğan’a arka çıktı diye yandaş olmaz.
Mahallesi rahat olsun.
SIKIYSA AK PARTİ'Yİ ELEŞTİRSENE
Hep CHP’yi eleştiriyormuşum!
Hiç AK Parti’yi eleştirmiyormuşum!
Yemezmiş.
Oysa iktidar eleştirilirmiş, muhalefet değil.
Haklılar, lakin gerçeği göremiyorlar.
Ben zaten iktidarı eleştiriyorum.
Ben zaten muhalif bir gazeteciyim.
CHP zihniyetinin arkasında durduğu baskıcı bürokratik iktidara vuruyorum.
AK Parti de oraya vuruyor.
On bir yıldır iktidarda olmasına rağmen, hâlâ ateşli bir muhalefet yapıyor.
O nedenle de hâlâ hükümet ediyor.
Bu müthiş paradoksu fark etmek gerek.
AK Parti yerleşik düzene ve onun savunucularına karşı mücadele veriyor.
Görünen o ki, tam anlamıyla iktidar oluncaya kadar da iktidarda kalacak.
Sosyologlar bu meseleyi enine boyuna CHP’ye anlatmalı.
Zira bu haliyle CHP kırk yıl sonra bile iktidar olamayacak.
Ben uyarayım, onlar dikkate almasın.