Küstahlaştılar...
Hadlerini ziyadesiyle aştılar...
Tehdit ettiler...
Almanlardan söz ediyorum. Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası sonrası ortaya koydukları tuhaf tepki tabii ki anlaşılır gibi!
Geçmişte de benzerlerini yaptılar çünkü.
Lakin Osman Kavala kararı ayarlarını nedense çok bozdu!
Sahi neden acaba?
Alman Dışışleri Bakanı Baerbock, adı Osman soyadı Kavala olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir kişi için tüm diplomatik teamülleri yok sayarak çirkinleşti.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Alman Dışışleri Bakanlığı'na çağrıldı.
Düşünsenize Alman mahkemeleri adı Hans soyadı Züttenber/Müttenberg/Hüttenber olan bir vatandaşına ceza verecek Türkiye de buna tepki gösterecek!
Mümkün mü sizce?
Eeeee? Almanların bu cüreti nereden geliyor?
Osman Kavala Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı değil mi?
Türk mahkemeleri her gün onlarca, yüzlerce kişiyi cezaya çarptırıyor.
Niçin özellikle Osman Kavala?
Hayırsever iş adamıymış!
Demokrasi savunucusuymuş!
Şöyleymiş, böyleymiş!
Yersen...
15 Temmuz sonrası tutuklanan FETÖ'cü muvazzaflar için de ABD benzer tepki ortaya koymuştu. 'Çalışma arkadaşlarımız tutuklanıyor' anlamına gelebilecek sızlanmazları olmuştu!
Kimsenin şüphesi olmasın aynı tepkinin lacivertli!
Almanya Federal Hükümeti 'Karar bir savaş ilanıdır, Kavala derhal şerbet bırakılsın' dedi.
Şu çirkinliğe, şu rezilliğe bakar mısınız?
Adı Osman soyadı Kavala olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir ismin tutuklanmasına 'savaş ilanı' diye tepki göstermek neyin paniği ve telaşıdır.
Size ne gözüm?
Gelelim şimdi meselenin asıl kısmına. Almanlar Osman Kavala kararı sonrası böylesi pervasızca tepki ortaya koyunca içeride kamuoyunun gözü bir anda açılıverdi. Aslında Almanların bu 'duygusal' tepkisi kendileri açısından stratejik bir hataydı.
İyi ki böyle davrandılar.
İyi ki küstahlaştılar.
İyi ki hadlerini aştılar.
Bu sayede kamuoyunun Osman Kavala hakkında verilen karara ilişkin şek ve şüphesi ortadan kalkmış oldu.
Gerçi karar öncesi Türkiye'deki yabancı büyükelçilerin Kavala için sözüm ona 'intihar' eylemine kalkışmaları vatandaşın uyanmasına yetmiş de artmıştı. Erdoğan'ın sert çıkışı ve 'gerekirse göndeririz' açıklaması artistlik yapan büyükelçilere de geri adın attırmıştı.
Neyse!
Dönelim biz yeniden Osman Kavala meselesine.
Almanlar Kavala'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması sonrası ne kaybettiler?
Nasıl bir menfaatleri ortadan kalkmış oldu?
Mesela Türkiye üzerindeki ne tür operasyonları böylece son bulmuş oldu?
Her fırsatta bu soruyu sormayı kendime vazife etiğim için yeri gelmişken bir kez daha sorayım; Alman Vakıflarının Türkiye'deki operasyonlarını mercek altına alan Necip Hablemitoğlu suikastının arkasında Almanlar yok mu?
Hablemitoğlu Atatürkçü bir vatanseverdi. İdeolojik olarak kendisiyle çok farklı uçlardayız.
Amma!
Benim her fırsatta sorduğum bu soruyu ailesi, dostları, arkadaşları, yoldaşları niçin sormuyor?
Bakınız fonlanan gazeteci, yazar, çizer tayfasına; alayı Osman Kavala konusunda Almanya ile aynı tepkiyi ortaya koyuyor.
Vatan hainliği tescilli Can Dündar'ı Almanya'nın himaye etmesi manidar değil mi?
FETÖ'cüler de, HDP'liler de Can Dündar'ı kahraman olarak görüyor; sizce normal mi?
Kılıçdaroğlu'nun ta Almanya'lara kadar Can Dündar'ın ayağına gitmesi, birlikte fotoğraf vermesi nasıl izah edilebilir?
Peki ya bugünkü CHP'nin, özelde de Kılıçdaroğlu'nun Almanya ilişkileri tehlikeli boyutta değil mi?
Alman Devleti'nden maaş alan sözde gazetecilerimize ne demeli?
Yahu apaçık ihanet içerisindeler!
Bir kez daha ifade edeyim; Türkiye hakikaten ciddi bir yol ayırımında.
Ve son bir not.
Bayramımız Bayram olsun.
Bayramımız mübarek olsun.