Çok yorulduk yahu…
2014’te cumhurbaşkanlığı seçimi ve yerel seçimler…
2015’te 2 genel seçim, 2017’de referandum, 2018’de başkanlık sisteminin ilk seçimi…
5 yılda 6 defa sandığa gitmişiz. Yani yıllık 1,2 seçim/sandık ortalamasını yakalamışız!..
3 ay sonraki yerel seçimleri saymıyoruz tabii…
Neyse ki 31 Mart’tan sonra uzunca bir süre sandık mandık yok… En azından 2023’e kadar…
Ulan dünyadaki en yüksek katılımlı seçimleri yapıyoruz. Yıllık 1,2 ortalamayla sandığa gidiyoruz, hâlâ; “Nerde bu demokrasi, nerde bu millet” diye zırlıyorlar.
Kılıçdaroğlu girdiği tüm seçimleri kaybediyor, ama koltuğu kaybetmiyor. CHP’liler de bu duruma alıştılarsa demek ki!..
9-0 mağlup Kılıçdaroğlu 10’uncu seçime doğru gidiyor. 24 Haziran’da “ağaçlar çiçeğe duracak”, kiraz böğürtlen gibi şeyler diyordu.
Bu sefer de 31 Mart’ta ‘bahar’ gelecek çiçek açacak falan diyor. Tabiat sevgisi falan tamam da, olmayınca olmuyor işte!
Bir tarafta İyi Parti diğer tarafta HDP’yle ittifak devam ediyor. Her tarafa dönüyor. Yelpazede renk kalmadı yahu!
Bugünlerde Ramazan programı tadında tanıtım videoları çekiyorlar. Madde ve mana âlemi, tasavvuf..vs, ne ararsan var. (Kadıgil ile Kaftancıoğlu’nu Eyüp Sultan’da beyaz tülbentleriyle dua eder halde çekseler çok etkili olur. Bi’de ilahi eşliğinde yanlarında başında takkeyle Aykut Erdoğdu olacak var ya, işte o zaman tam süper olur!)
Şimdi soru şu;
CHP yine kaybederse n’olacak?
Kılıçdaroğlu 2023’e kadar koltukta oturacak mı?
Yine, “seçimin tek kaybedeni AK Parti’dir” derse, CHP seçmeni de; “Ha, tamam o zaman!” der mi?
İç tüzüğüne yeni bir madde koymak zorunda kalabilir mi CHP? Mesela, kaybedilen seçim sayısına sınır getirilebilir mi? ( “Bir genel başkan, en fazla 15 seçim kaybedebilir” gibi!.. Bu durumda en geç 2030’da gider Kılıçdaroğlu)
Hacı Muharrem’i de unutmayalım bu arada.
“Yenmiş de yenmiş” demek için 4 gözle bekliyor!
Seçim ‘mart’ ayında, bir de üstüne ‘kedi’ faktörünü koy!,
Maraton Kemal, bu sefer işin çok zor!..
***
Not: Şuppiluliuma ilk Hitit kralıdır. (Hattuşaş, M.Ö. 1322)