Halk sağlığı açısından yeni düzenlemeyi çok olumlu bir gelişme olarak buluyorum. Bu düzenleme, üç açıdan sağlığımıza katkı sağlıyor.
1 Tuz oranı azalıyor: Ekmekte tuz oranı yüzde 1,75'den 1,5'e düşürülüyor. Türkiye'de bir kişi günlük Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği 5 gram tuz yerine yaklaşık 18 gram tüketiyor. Fazla tuz tüketimi hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, gastrit, kanserler, osteoporoz, böbrek hastalıkları ve diyabete neden olabiliyor. Günde 1 gram az tuz tüketimi kalp krizi riskini yüzde 3, felç riskini yüzde 5 oranında azaltır. Ekmekte bu oranın düşürülmesi bile büyük bir adım. Ancak tuzu sadece ekmekte azaltmak yeterli değil. Tuzu sofralarımızdan da uzaklaştırmak gerekiyor. Her besinden zaten sodyum aldığımız için ayrıca tuz kullanmamıza gerek yok. Özellikle peynir, füme etler, zeytin, salam, salamura balıklar ve hazır gıdaları da tüketirken dikkatli olmalıyız. Dilin üstünde yer alan bazı tat tomurcukları bir süre sonra tuzsuz yemeğe alışarak, yiyeceklerin gerçek tadını alıyor. Araştırmalar, tuzu azaltan insanların dillerindeki tomurcukların daha da duyarlı olunca gerçek lezzeti alabildiğini, bünyenin de yaklaşık bir ayda tuzsuz yemeye alışılabildiğini gösteriyor.
2- Unun randıman oranı artırıldı: Tebliğe göre kül oranının yükseltilmesi de halkın sağlığı açısından önemli. Sağlık Bakanlığı'nın önerisiyle ekmekte 50-55 randımanlı un yerine, 65 randımanlı un kullanılmaya başlanıyor. Bu da ekmekte kullanılan un, daha az işlenmiş olacak yani daha az rafine edilmiş ekmek yiyeceğiz demek. Böylece daha doyurucu ve daha sağlıklı ekmek yiyebileceğiz.
3 Yeni hijyen kuralları getirildi: Ambalajsız olarak piyasaya sürülen ekmeklerin üretim, depolama, dağıtım ve satış aşamalarının taşıması gereken kurallar da belirlendi. Buna göre, ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünlerle temas eden malzeme, alet ve ekipman; gıdayla temasa uygun, yeterli temizlik ve dezenfeksiyona izin veren madde ve malzemeden yapılacak. Ambalajsız arz edilen ürünler, kasap, manav gibi yerlerde satılamayacak. Böylece ekmeğimizi kimse elleyemeyecek. Ekmeği satın aldıktan sonra yıkayamadığımız için hijyenik olarak sofralarımıza kadar gelebilmesi halk sağlığı açısından çok önemli.
NOT: Geçtiğimiz hafta yayınlanan 'Besinler hakkındaki bilginizi ölçün' başlıklı yazımda 22. sorunun yanıtı sehven 'yararlıdır' yazılmıştır. Halbuki 'yağ yakıldıktan sonra yemeğe konursa sağlığa zararlıdır'.
Çeşitlerini tanıyalım
Beyaz ekmek:
Beyaz buğday unundan yapılır. Diğer ekmeklerden temel farkı, yapımında rafine edilmiş buğday ununun kullanılıyor olmasıdır. Tahıl ürünleri rafine edildikçe posa ve vitamin içerikleri azalır. Buna bağlı olarak tahıl ürünlerinin sağlık açısından katkıları azalır. Beyaz ekmeğin glisemik indeksi diğer ekmeklere nazaran daha yüksek olduğundan kan şekerini daha hızlı yükseltir ve daha hızlı düşürür. Bunun yanı sıra, diğer ekmek çeşitlerine göre daha kısa süre tokluk sağladığı bilinir.
Kepekli ekmek:
Genellikle rafine edilmiş buğday ununa sonradan ham kepek eklenerek yapılır. Beyaz ekmeğe kıyasla sahip olduğu yüksek posa değeriyle avantajlı gibi görünse de aslında ham kepek içerdiği fitatlar nedeniyle vücutta kalsiyum, demir ve çinko gibi bazı minerallerin etkin kullanılamamasına neden olur. Bu nedenle tam tahıl ekmeklerinden daha sağlıklı değildir. Büyüme ve gelişme çağındaki kişilerde minerallerin etkin kullanılabilmesi için kepekli ekmek tüketiminden kaçınılmalıdır.
Tam buğday ekmeği:
Rafine edilmemiş buğday unundan yapılır; beyaz ekmekten ve kepekli ekmekten sağlıklıdır. Kepekli ve beyaz ekmekte olmayan vitaminlerden zengin buğday özü, tam buğday ekmeğinde vardır. İçerdiği posa nedeniyle daha uzun bir süre tokluk hissi ve kan şekerinin daha dengeli olmasını sağlar, kabızlığı engeller. Kan kolesterolü üzerinde de olumlu etkiler yarattığı bilinmektedir.
Tam çavdar ekmeği:
Tam buğday unuyla çavdar ununun veya tanelerinin karıştırılarak üretildiği ekmek çeşididir. Kilo kontrolünde, kan şekerinin dengelenmesinde, kalp sağlığının korunması, kabızlığın önlenmesi ve bağırsak sağlığının korunmasında tam buğday ekmeğiyle benzer etkiler gösterir.
Yulaf ekmeği:
Genellikle tam buğday unuyla yulaf kepeğinin karıştırılmasıyla üretilir. Yulaf, diğer tahıl ürünlerine göre daha yüksek oranda çözünür lif içerir. Kan kolesterolünün dengelenmesinde olumlu etkilere sahiptir. Ayrıca 'tip 2 diyabet' (şeker) hastalarında da öğün sonrası kan şekerinin hızla yükselmesini engeller.
Korkmadan yiyin
Ekmeğin düşman olmadığını, vücudumuza enerji sağlayan karbonhidratların yeteri kadar alınmasında başlıca rolü üstlendiğini unutmadan beslenin. Her öğünde kişinin yaşına, cinsiyetine ve fiziksel aktivite durumuna göre ekmek tüketmesi gerektiğini aklınızdan çıkarmayın.