Soğukların başlamasıyla birlikte çevremde vitamin ve mineral takviyelerinin kullanımının ne kadar arttığını fark ediyorum. Minerallerin vücudumuzdaki işlevleri yadsınamaz bir gerçek ama gelişigüzel kullanımları da bir o kadar riskli. Bu nedenle bu hafta belli başlı mineralleri inceleyelim istedim.
Mineraller, vücudumuzun yaşam için gerekli fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için ihtiyaç duyduğumuz inorganik maddelerdir. Mineraller vücudumuz tarafından üretilemediği için dışarıdan besinler yoluyla alınır.
Vücudun pek çok hayati işlevinde mineraller, vitaminlerle birlikte görev alır. En önemli görevleri ise vitaminler ile diğer besinlerin vücut tarafından etkili bir şekilde kullanımını sağlamaya yardımcı olmaktır. Yetersiz mineral alımı vücut fonksiyonlarının bozulmasına ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. Bu nedenle, yeterli mineral almak için dengeli ve sağlıklı beslenme çok önemlidir.
Vücudun mineral ihtiyacı hamilelik döneminde, gelişme çağındaki çocuklarda, sporcularda ve bunun gibi dönemlerde artabilir.
Vücudun sağlıklı olarak büyümesi ve yaşamını sürdürmesi için elzem olduğu bilinen minerallerin başında kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, klor, magnezyum, demir, bakır, iyot, çinko, flor gibi mineraller gelmektedir. Hepsinin vücuttaki görevi farklıdır.
Bazı mineraller hayvansal bazıları ise bitkisel gıdalarda değişik miktarlarda bulunur. Bu nedenle çok çeşitli beslenmeye özen göstermelisiniz.
SODYUM: Bu mineral sinir ve kas fonksiyonlarının devamı için önemlidir. Görevi sıvı pompalanmasını ve gıdaların hücre zarından geçişini sağlamaktır. Bol miktarda sodyum yüksek kan basıncına neden olur. Tuz, kırmızı et, süt ve süt ürünlerinde, deniz ürünleri, ekmek, peynir gibi birçok besin ürünlerinde sodyum vardır.
Yiyeceklerinize az miktarda tuz koymanız yeterlidir. Çünkü tüm besinlerin doğal hallerinden zaten sodyum alıyoruz. Ayrıca sodyum fazlalığı eksikliğinden daha tehlikelidir. Ancak tamamen kaldırılması da uygun değildir.
Günlük olarak 1,5 gram sodyum alımı yeterlidir. Besinlerle birlikte de sodyum aldığımızı düşünürsek sofra tuzundan günde 1/4 çay kaşığı tüketmemiz yerlidir.
POTASYUM: Sodyumla birlikte vücuttaki su dengesinin sağlanmasına yardımcı olur, gıdaların hücre içine geçişini sağlar, sinir sistemindeki mesajları iletir. Beyne oksijen gönderilmesinde görev alır. Kalp ve diğer kasların sağlıklı yapılarını korumaları potasyuma bağlıdır. Et,tavuk, balık, yumurta sarısı, süt, sebze, meyveler ve kuru baklagillerde bulunur.
Kramplar ve burkulmalar potasyum eksikliğinin belirtisi olabilir. Proteince zengin, karbonhidratça zayıf bir rejim, idrar söktürücü ilaçlar, fazla şeker tüketimi, laksatifler, fazla tuz, alkol ve stres, aşırı uyarıcı içeceklerin alınması terleme yoluyla susuz kalmaya yol açar ve potasyum kaybına neden olur.
Günlük potasyum ihtiyacı 4.,5 gramdır. Bir orta boy muzda 467 mg, yarım bardak ıspanakta 419 mg, bir domateste 273 mg potasyum bulunmaktadır.
KROM: Kandan hücrelere glikoz transferinde görev alır. Kan şekerini ve kolesterol seviyesinin kontrolüne yardım eder. Enzim ve hormonların kullanımıyla yağ ve proteinlerin sentezlenmesinde görev alır. Yumurta sarısı, istiridye, yer fıstığı, üzüm suyu, peynir, buğday, patates, yulaf ve mayada bulunur.
Günlük krom ihtiyacımız 1 mg/kg'dır.
İYOD: Tiroid bezlerinde yer alır. Tiroid ve tiroid kontrol mekanizmasında, zihinsel fonksiyonlarda, enerji ve kilo almada önemli rol oynar. İyot, yengeç, istakoz, karides, deniz yosunları, şalgam, pırasa, yeşil fasulye, turp, soğan ve sarmısakta bulunur.
Günlük iyot ihtiyacı 150 mikrogram'dır.
FOSFOR: Sadece fizyolojik kimyasal reaksiyonlarda yer almakla kalmaz, aynı zamanda vücuttaki bütün hücrelerde bulunur. Normal kemik ve diş yapısı, kalp düzeni ve normal böbrek fonksiyonları için gereklidir. Süt ürünleri, sakatatlar, yumurta sarısı, et, ceviz, fındık, badem ve kurubaklagillerde bulunur.
Günlük ihtiyacımız 700 mg'dır. 1 kase yoğurtta 383 mg, 1 adet yumurtada 104 mg, yarım kase mercimekte 356 mg, 3 köfte kadar ette 173 mg fosfor bulunmaktadır.
SELENYUM: Karaciğerin iyi çalışması, kansere ve bazı metal zehirlenmelerine karşı vücudun korunmasında görev alır. Ceviz, et, sakatat, balık, kabuklu deniz ürünleri, kepekli unlar, süt ürünleri, sebze ve meyvelerde bol miktarda selenyum mevcuttur.
Günlük selenyum ihtiyacımız 55 mikrogram kadardır. Bir dilim tam buğday ekmeğinde 10 mikrogram selenyum vardır.
ÇİNKO: Vücudumuzda birçok enzimin ve insülin hormonunun yapısında bulunan önemli bir mineraldir. Üreme organlarının iyi çalışması için önemlidir. Proteinlerin enerjiye dönüştürülmesinde de önemlidir. Zihinsel fonksiyonlarda, vücudun kendini iyileştirmesi ve yenilemesi gereken durumlarda, bağışıklık sisteminin gelişmesinde, hormonal dengede önemli yere sahiptir. Kalp, beynin çalışması için gereklidir. Deniz ürünleri, et, karaciğer, fındık, ay çekirdeği, patates, tahılda, süt ve yumurtada bulunur.
Günlük çinko ihtiyacımız kadınlarda 8 mg, erkeklerde 11 mg'dır. 3 köfte kadar ette 8,9 mg, 1 kase yoğurtta 2,2 mg çinko bulunmaktadır.
Minerallerin devamını haftaya sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.