Seferihisar Edebiyat Günleri ve Şiir Geceleri vesilesiyle ayak bastım, Türkiye’nin ilk “yavaş şehri” Seferihisar’a. İzmir’e 45 kilometre mesafede, 30 bin nüfuslu bir cennet. Nasıl sığar onca güzellik bu sınırlı köşeye, bilmiyorum. Ama hayran olduğum o yaşamın ipuçlarını aktarmalıyım acele sizlere...
- Kazısı devam eden 2500 yıllık antik sanat kenti Teos’ta açılış yaptı “Seferihisar Edebiyat Günleri” (28 Haziran’a kadar devam ediyor). Neslihan Acu ve Gülşah Elikbank’ın çabaları ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in candan işbirliğiyle muazzam bir sanat festivali yaşıyor şu an ilçe.
- Yazar atölyeleri, her gün başka deneyimli yazarların birikimlerini aktarıyor katılımcılara. Ellerde kalem, ağızlarda kelam, kalplerde edebi umutlar... Fonda güzelim Ege, denizden doğru güneş yağı kokusu ve neşeli çocuk sesleriyle, her yıl tekrar edecek bu festival. Mutlaka not edin defterinize.
- İtalya doğumlu cittaslow (çittaslov okuyunuz) “yavaş şehir” akımı; yerel kalkınma odaklı bir kent hareketi. Çağın vahşi büyüme ve tüketim dayatmalarına karşı geliştirilen, “özü” merkeze alarak kendi kültüründen, doğasından ve küçük ölçekli üretim gücünden beslenen müthiş bir kalkınma rehberi. Seferihisar ilk olmak üzere; üç yılda 9’a çıkmış Türkiye’nin yavaş şehir sayısı.
- İşine âşık bir Belediye Başkanı Tunç Soyer. Öyle ki, Seferihisar’dan bakınca, ibadet gibi görünüyor siyaset... Eylülde Türkiye’nin ilk Yaratıcı Yazarlık Okulu açılıyor mesela Teos’ta. Oxford Üniversitesi, 19 Mayıs Üniversitesi ve tabii Seferihisar Belediyesi işbirliğiyle.
- Bir de Yazar Evi olacak Teos Yaratıcı Yazarlık Okulu’nda. Her yazarın rüyası, kapanıp kitap yazma evi yani! Üçer aydan yılda dört yazara ev sahipliği yapacak. Bakalım hangi şanslı kitaplara nasip olacak; “Bu kitap Teos Yazar Evi’nde yazılmıştır” ibaresi...
- Ayrıca bir Doğa Okulu hizmete açılıyor şu an. Köylü teyzeler, amcalar öğretmen olacak ve “doğa okur yazarlığı” dersi verecek bu okulda. Biz gibilere yönelik, doğayla uyumu keşfetme ve kendine yetme kılavuzluğu... Popstar Tarkan da bu projenin sponsoru. Ücretsiz vereceği konserin tüm geliri, Doğa Okulu’na aktarılacak. (Gezi olayları nedeniyle ertelenen konser yakın bir tarihte gerçekleşecek.)
- Mandalinacılar Birliği, Zeytin Üreticileri Birliği, Özgür Koyun Keçi Üreticileri Birliği gibi altın değerinde örgütlenmelerle tarım ve hayvancılığa gözü gibi bakıyor ayrıca Seferihisar. Geleceğin Köyleri adlı ulusal projesiyle de Türkiye’nin kapanan köylerini kurtarmaya yönelik çalışmalar sürdürüyor ve “Köy yoksa gelecek yok!” diye haykırıyor. (Projenin tüm detayları için web adresi: geleceginkoyleri.net)
- ”Küçük ölçekli turizm” çerçevesinde hayata geçen “ev pansiyonları” da bir başka müjdesi Seferihisar’ın. Evlerinin birer odasını pansiyon olarak açacak olan yerli halk, yaşamla turizmin iç içe geçtiği sahici bir kültür alışverişinin kahramanı olacak bundan böyle. Uygulamaya geçecek olan yeni İmar Mevzuaatı da, yapılaşmayı kontrol altına alarak, mimari mirasa sahip çıkacak bu arada. Başkan her şeyi düşünüyor, sağ olsun.
- Edebiyata dönersek (başladığımız yere), Seferihisar Edebiyat Günleri bana şunu öğretti: Eğer okunmaya değer şeyler yazmak istiyorsanız; çağın vahşi tutkularına ve hızına dur deyin. İçinize, kendi öz kaynaklarınıza, deneyim, kültür ve anılar tarlanıza dönün. Kelimelerinizi, hikâyelerinizi kalkındıracak olan değerler dışınızda değil, içinizde. Bunu hiç unutmayın. Kendinize “iyi” bakın.
-Son olarak; organik pazarda elimi ısıran buzağı kardeş... O minnak azı dişinin acısı, şehirli salaklığıma iyi ders oldu! Gözlerinden öperim. Yine görüşmek ve kocaman olduğun günleri görmek umuduyla...