Anlaşılması imkansız işler ülkesi olma yolunda hızla ilerliyoruz. Şimdi de direksiyon başındaki sürücülerin alkol alma limiti yükseltiliyor! Haber şöyle: İçişleri Bakanlığı, yeni hazırladığı yasa taslağında alkollü araç kullanma limitini 1.00 promil olarak belirledi. Buna göre, alkollü oldukları tespit edilen sürücülerin ehliyetlerine el konulması için 1.00 promil ya da üzerinde alkol oranı bulunması gerekecek.
Karayolları Trafik Yasası'nı AB standartlarına uydurmaya çalışıyorlarmış. Uydurmayın efendim. Ellemeyin. Her yanımız AB standardından yıkılıyormuş gibi promili ikiye katlamaya çalışmak da nereden çıktı? Tehlikenin boyutlarını algılayan kimse var mı orada?
0.50 PROMİL YETERİNCE TEHLİKELİ
Alkolün yol açtığı değişikliklere göz atınca durum daha net anlaşılıyor. Biz ne kadar 'ben iiiyyiiiimm' desek de tablo şöyle gelişiyor:
0.20 PROMİL: Yüzde kızarma, algı yavaşlaması, kendine güven, konuşkanlık.
0,50 PROMİL: Algı yavaşlığı, dikkat bozukluğu, reflekslerde yavaşlama, fazla konuşma, gülme, duygusallaşma.
1.00 PROMİL: Hareketlere hakim olamama, konuşma ve yürüme bozukluğu, çift görme.
1,50 PROMİL: Ayakta duramama, kusma, sızma
Yani yeni yasa bize, sondan bir önceki aşamada olduğumuz halimizle 'direksiyon başına geçebilirsin' demeye hazırlanıyor. Çok büyük hata. ÇOK.
Yasayı düzenlemeye çalışanların alkollü araç kullanmışlığı var mı bilemem ama ben zaman zaman alkol aldığım halde direksiyona geçiyorum. Doğruya doğru. Hata olduğunu bile bile yapıyor insan. Ayakta durabiliyorsan, arabayı da mükemmel kullanacağına inanıyorsun. Tek problem polis! Ve tabii ehliyeti kaptırma korkusu... Öyle tırsıyoruz ki bu işten, arabayı bir otoparka koyup taksiye biniyoruz uzuuun gecelerin sonunda. Ama hafif bir geceyse, düz çizgide yürüyebiliyorsak kimseyi dinlemiyor ve geçiyoruz direksiyona. En az 5 defa vermem lazımdı ehliyeti şimdiye kadar. Tehlike yaşadım ya da yarattım mı? Hayır. 0.50 promil'den fazlası var mıydı? Kesinlikle evet. Gece gezmesine çıkıp da bu itirafımı paylaşmayan var mıdır acaba? Pek az olabilir.
ALKOLLÜ İNSAN NEDEN ARAÇ KULLANIR?
Çünkü alkol 'bana bir şey olmaz' hissini arttırır. Gereksiz bir güven ve meydan okumaya yol açar. Algıyı bozduğu için gerçekle inatlaşmaya sürükler. Arkadaşların 'kullanma' dedikçe kullanasın gelir. Saçmalık ama öyle işte. Masada ya da dans pistinde güzel şeydir saçmalamak ama trafikte korkunç sonuçlara yol açıyor. Onun için bu yasaya sonuna kadar karşıyım. Herkesin de karşı çıkmasını, tepki göstermesini arzu ediyorum.
Kaldı ki toplu taşıma konforunda maksimuma sahip Avrupa ülkelerinde, eğlence hayatı yönündeki hatlar hafta sonu gibi eğlence günlerinde neredeyse sabaha kadar hizmet verir. Bizdeki gibi arabalarıyla yapışık yaşamak zorunda değil insanlar. Alkollü bir geceye arabasına binip de gitmek aklına bile gelmez insanın. Bizde öyle mi ki? Ya taksiye bineceksin ya da? Ya da ne? Yavru metro hattı etrafında oturmuyorsan mecbur taksiye bineceksin ya da kendi arabana. Başka yolu yok. Eğlence kıyafetiyle sokaklarda yürüyüp, duraklarda bekleyecek halin de yok (dekolte-tecavüz denklemine hiç girmeyeyim). Ya dönüş? Eğlenceden çıkış saati ortalama 02:00 desek, o saatte toplu taşımanın olan kadarı da olmadığı için taksi konusu epeyi mücadele gerektirir. Onun içindir ki, alkollü araç kullanma eğilimimiz çok çok fazla. Koşullar böyleyken limiti 1.00 promile çıkartmak resmen cinayet.
Asıl yapılması gereken 0.50 promil'de ısrar etmek ve cezaları katlamaktır. Ehliyete 6 ay yerine 1 yıl el koy. Para cezasını da 537 liradan 1.537 liraya çıkart (hiç acıma). Bak bakalım bir daha yapıyor muyuz.