Haftanın en güzel haberiydi şüphesiz. Kastamonu'da evlenen Aygen - Mustafa Bilgen çiftinin düğününde olağanüstü bir şey olmuş; bir sokak köpeği gelip gelinliğin etekleri üzerinde uyuyakalmıştı. Gelin ve damat ise uyandırmaya kıyamadığı için tam 1,5 saat köpeğin uyanmasını beklemiş ve eğlenceye ancak ondan sonra devam etmişlerdi. Ne kadar da güzel insanlar vardı şu dünyada değil mi, sayın hayrete düşen. Meğer o köpek o düğüne tesadüfen gelmemiş. Adı 'Titrek' imiş. Bir süre önce, gelin Aygen Hanım tarafından çok hasta bir halde bulunmuş ve iyileştirilmeye çalışılmaktaymış. Düğün karmaşasından yorgun düşünce sığındığı yerin gelinin etekleri olması bundanmış meğer... Tedavisi bitince yeni evli çift tarafından sahiplenilecekmiş üstelik Titrek. Ne mutlu kere ne mutlu. Bu harika çifti ve haberi yakalayan İHA muhabiri Vedat İkizoğlu'nu ve haberin arka yüzünü aydınlatan Hilal Öztürk'ü (HT Gazete) kutluyorum. 'Yaradılanı severim, Yaradan'dan ötürü' felsefesini sözde değil, özde yaşatan muazzam bir hadise.
ÖZGÜRLÜK PARKI'NDA KEDİ SKANDALI
Sıradaki haber ise maalesef tam tersi. 'Sanat Maratonu' ile adını duyuran Kadıköy Selamiçeşme 'Özgürlük Parkı'nda her yaz kedi bebekleri nüfusu hayli artar, ortalık şenlenir. Park ziyaretçisi çocuklar ve aileler, hareket eden her şeye atlayan o bıcırıkları sevmeye özel vakit ayırır, park ziyaretleri ayrı bir neşe ve eğlenceye bürünür yılın bu zamanında. Fakat 'hayvan sevmeyen/istemeyen' park yönetimi bu durumdan daima şikayetçidir. Bahaneleri de hep aynıdır: 'Vatandaş rahatsız oluyor'(!) Hayvanlara sahip çıkan, onlara mama-su servisi yapan, sevgiyle kucaklayanları ise asla vatandaştan saymazlar ne hikmetse!
HAYVAN SEVMEYEN PARK YÖNETİMİ
Ve işte her yıl tekrarlanan skandal yine yaşandı. İki-üç gün önce Özgürlük Parkı'nın güvenli kollarında doğup-büyümüş olan 30 kadar yavru ve yetişkin kedi bir gece ansızın ortadan yok oldu! Ertesi sabah, ortada sadece 3-4 kedi kalmıştı. Saklanıp uyudukları yere erişememiş avcılar, belli ki. Ağızları var dilleri yok işte, söyleyemiyorlar ötekilere ne olduğunu... Park yönetimi mi? Her yıl olduğu gibi 'habersiz' olaydan (!) Vatandaşın rahatsızlığını tekrar edip duruyorlar sorana.
HAVUZU DA KURUTTULAR
Parkın tepeliğini çevreleyen havuzun bu sıcak yaz boyu niye susuz bırakıldığı ise ayrı muamma. Semt kuşları, kedileri ve köpekleri için 'hayat' demek oysa o su. Hele de şu mevsimde! 'Belediye' kafasının alması bu kadar zor mu sahiden bu basit gerçeği? Hayvan nüfusunun bunca horlanması çok ama çok ağırıma gidiyor bu toplumda. Park denen doğal yaşam alanında bile hayvana tahammülü olmayandan ne hayır beklenir ki? Sahipli hayvanlarla ilgili tek fikirleri 'tasmasız köpek gezdirme yasağı'. Sahipsizlerin durumu ise zaten (yukarıda yazdığım gibi) skandal. Yetkililer duyuyor mu meraktayım?
MÜKEMMEL DOSTLARIMIZ ASLA İKİ AYAKLI DEĞİL
'Peygamber'i her fırsatta ziyaret eden ve ondan 5374 hadis rivayet ederek, kırılması imkansız bir rekora imza atan Ebu Hureyre, sürekli yanında kedilerle dolaşıyordu. Hz. Muhammed zaten kedi besliyordu. Kediler, develerden ve köpeklerden farklı olarak ev içlerinde, bahçelerde ve bilimum hoşbeş mekanlarında insanlara yakın olduklarına göre... Düşünüyorum da, Peygamber'in sohbetlerinde en çok bulunan, ona en çok kulak veren, dünya gözüyle onu en çok gören hayvan kedi olsa gerek.' Murat Menteş dostum, 'Korkma Ben Varım' romanında Peygamber'in kedi sevgisine böyle yer vermişti (sf 216-219). Ne zaman hayvanları seven/sahiplenen yöneticiler, siyasiler, iktidar sahipleri göreceğiz dünya gözüyle şu ülkede, çok merak ediyorum...
Home Tweet Home: Şiddetten arınmış bir ahlak, bir sanat, bir politika, bir kültür, bir yaşam imkansız mı? Hep hegemonya üzerine mi kurulacak ilişikiler? (@baskomsernevzat)