AK Parti iktidarda 16 yılı geride bıraktı.
Bu süreçte 14 seçim yapıldı ve AK Parti tamamından zaferle çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’teki grup konuşmasında 16 yılın özetini yaparken rakamlarla, örneklerle Türkiye’nin nereden nereye geldiğini ortaya koydu.
Eğitimden sağlığa, tarımdan ulaşıma kadar her alanda yapılan hizmetleri hatırlatan Erdoğan, AK Parti’nin başarısının altında yatan gerçeğin “hizmet ve eser siyaseti” olduğunu bir kez daha hissettirdi.
Sn. Erdoğan’ın grup konuşmasındaki ifadeleri önümüzdeki yerel seçim sürecine ışık tutuyor olması nedeniyle de önemli.
Çünkü nereden geldiğini bilmeyen vardığı yeri anlayamaz.
Özellikle genç nesil AK Parti öncesinde Türkiye’nin onlarca yılı sorunlarını halının altına süpürerek geçirdiğini bilmiyor.
Nereden nereye geldik?
Hafızaları tazelemek şart.
Bugün Türkiye’nin asırlık sorunlarından sorumlu tutulan sivil siyaset yakın geçmişe kadar hapsedildiği dar alanda debelenmekten öte bir anlam ifade ediyor muydu?
AK Parti öncesinde millet gerçek anlamda iktidar olabildi mi?
Çabuk unutuyoruz.
Bu ülkede siyaset “izin verildiği kadar” yapılırdı.
Ülkenin faydasına olacak işler dış güdümlü sermaye, köhne bürokrasi ve çığırtkan medya üçgeninde boğulurdu. Siyaset milletin isteklerini devlete yansıtabileceği tek imkandı ama sandıktan ne çıkarsa çıksın son sözü “seçkin azınlık” söylerdi.
Millet iradesi laftan ibaretti.
Türkiye’deki “sözüm ona demokrasi” kaynak ve imkanların bu seçkin azınlıkça yağmalanmasına imkan veren bir dekordu sadece.
Birikmiş sorunları halının altına süpüren kifayetsiz siyaset anlayışı Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın 1994’te İstanbul Belediye Başkanı seçilmesiyle birlikte yerini umuda bıraktı. Siyasetten umudunu kesmiş kitleler “İstanbul örneği” sayesinde imkansız denilen işlerin aslında yapılabileceğini gördü.
Bu bir zihniyet kırılmasıydı.
Çaresizliği Türkiye’nin kaderi olarak gösterenlerin cambaza bak tiyatrosu ile milletin cebini boşaltmaları eskisi kadar kolay olmayacaktı.
Çünkü ortada örnek vardı.
Türkiye’nin mevcut imkan ve kaynaklarıyla sorunların çözülebileceği, eser ve hizmet üretilebileceği gerçeği gün gibi parlamış, ay gibi doğmuştu.
AK Parti işte bu mayayla yoğrulup bugünlere kadar geldi.
Bugün Türkiye’yi baştan başa kuşatacak hızlı tren hatlarını, şehir hastanelerini, uzay teknolojisini, yerli ve milli silahları konuşabiliyoruz.
Yakın geçmişte neleri konuşuyor, tartışıyorduk?
Gazetelerde, sosyal medyada, televizyonlarda “geçmişte bugün” mantığıyla yakın tarihimizi gözler önüne sermek mümkün.
Genç nesil neyi neyle kıyaslayacağını görmedikçe sağlıklı seçim yapabilir mi?