Muhalefet örtüye büründü. Üzerinde "128 Milyar Dolar nerede" yazıyor.
Örtünün altında ne var?
Millet İttifakı ve destekçilerinin "Cumhurbaşkanı Adayı kim olacak" kavgası...
Kılıçdaroğlu gece yarısı sosyal medya hesabından bir video paylaştı. Gençlere seslendiği videoda kendisinden söz ederek "ben" vurgusuyla konuştu. Ayrıca "Kılıçdaroğlu muhalefet yapamıyormuş, neymiş efendim Kılıçdaroğlu liderlik yapamıyormuş" ifadesiyle derdini açık etti.
Nasıl etmesin?
Kısa bir süre önce "Millet ittifakı kabul ederse 2023'te Cumhurbaşkanı adayı olabilirim" sözleriyle iddialı bir çıkış yapmış ama CHP'lilerden bile destek görmemişti. Bir tane CHP'li çıkıp "Adayımız Kılıçdaroğlu'dur, tam kadro arkasındayız" filan demedi. Mesele Akşener'e de soruldu ya da sorduruldu. Akşener "Kılıçdaroğlu aday olmayı düşünebilir" çıkışıyla adrese teslim bir mesaj gönderdi. Bu mesaj aslında "Millet İttifakı'nın adayı ya ben ya da Kılıçdaroğlu'dur başkası yeşillenmesin" uyarısıydı.
Muhalefet tarafında erken başlayan "rakip eksiltme" mücadelesinin örtüye rağmen hissedilen kıpırtıları bunlar. Ama bir yerde örtü yırtılacak ve kavga göz önüne taşınacak.
Hatırlayalım.
İmamoğlu önce "Meral Akşener ile HDP'li Pervin Buldan'ı eşitleyen bir twit" atmış Millet İttifakı'nı zor duruma sokmuştu. Ardından HDP'ye açılan kapatma davası üzerine Pervin Buldan'ı telefonla arayıp genel başkan edasıyla "Demokrasinin mihenk taşlarını birlikte örmeye devam edeceğiz" diyerek CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu deyim yerindeyse ezmişti.
Niye ezmiş olsun ki?
Bir belediye başkanı başka bir partinin genel başkanını arayıp açık ve net ortaklık beyanında bulunduğunda bu durum başka türlü anlaşılmaz da ondan.
Hani LGBT topluluğu geçenlerde Kılıçdaroğlu'nu "fahri üye" ilan etmişti ya...İmamoğlu da bu tavırlarıyla Kılıçdaroğlu'na "fahri genel başkan" elbisesini giydirmekten geri durmadı.
İmamoğlu'ndan gol üstüne gol yiyen Akşener ile Kılıçdaroğlu'nun bundan sonraki hamlelerine dikkat...
Neden?
Çünkü anketler Akşener'in de Kılıçdaroğlu'nun da Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında hiçbir şanslarının olmadığını ortaya koyuyor. Yenilmek şöyle dursun aday olmaları halinde kelimenin tam anlamıyla "silinecekleri" gün gibi ortada.
Bunu terse çevirebilmek için iktidarı "yıpratma" potansiyellerinin yüksek olduğunu hem içeriye hem de dışarıya ispat edebilmeleri gerekiyor.
Ama zor.
Onca kara propagandaya rağmen iktidarın arkasındaki halk desteğini azaltabilmiş değiller.
Hem de pandeminin yıkıcı etkisi toplumun tüm kesimlerini derinden etkilemişken.
Ne yaparlarsa yapsınlar tutmuyor. Anketler iktidar açısından "dramatik" bir kaybın varlığını ortaya koymuyor.
İşte burada muhalefet ittifakı açısından kritik bir sürecin yaklaştığını öngörebiliriz.
Akşener ve Kılıçdaroğlu için son kozlarını oynama dönemi de diyebiliriz buna.
Bugünden yarına muhalefetin yeniden dizayn edileceğini söylemek zor elbette ama yetersizlerin sahneden alınacağına dair emareler belirmeye başladı.
Yaz sonunda pandeminin etkisinin iyice azaldığını ve ekonominin hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini gördüğümüzde muhalefet açısından "yeniden durum değerlendirmesi" yapmak kaçınılmaz hale gelecek.
Şimdilik sonbahar ile birlikte "asıl oyunu" göreceğimizi işaretleyip bırakalım.