Fransa’daki “sarı yelek” isyanı bize de sıçrar mı?
Sıçramaz.
Niye?
BİR: Burası Fransa değil Türkiye.
İKİ: Türkiye’yi Macron değil Erdoğan yönetiyor.
ÜÇ: Türkiye 2013’ten bu yana o kadar çok badire atlattı ki “Dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir” misali şerbetlenme durumu var.
DÖRT: Bunca badireden sonra devletin meydanı boş bırakmasına millet razı gelmez.
BEŞ: 15 Temmuz Destanı milletin çıraklık eseridir, kalfalık ve ustalık eserlerini varın hesap edin artık.
Züğürt olup düşünmektense uyuz olup kaşınmak iyidir.
FOX TV’nin ekrancısı Fatih Portakal “hadi bakalım, hadi bakalım” diye milleti sokağa çağırınca aklıma bu söz geldi.
Fenerbahçe zor günlerden geçiyor.
“Lefter çok iyi bir kaleciydi” sözüyle futboldaki dehasını bildiğimiz Kılıçdaroğlu’nun Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile yaptığı görüşme umutlarımızı artırmıştı.
Ama fayda vermedi.
Neyse ki, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu devreye girdi.
Twitter mesajıyla yüreklerimize su serpti.
“Yenilenler değil vazgeçenler kaybeder Ali Koç başkan...” diye yazdı.
Yazmakla kalsa, mesajın içine bir de “göz kırpma emojisi” kondurmasa iyiydi.
Şimdi bundan ne anlam çıkaralım diye düşünüp duruyoruz.
Yazık bize.
Defalarca söyledik.
Kılıçdaroğlu Kemal Bey hesap uzmanıdır.
Onun hesabına akıl sır ermez.
Yerel seçimlerde CHP sağkoluna İP’i sol koluna HDP’yi takıp yürümek istiyor.
Sadece CHP’yi değil, İP ile HDP’yi de bitirecek muazzam bir proje bu.
Anadolu’da “kaynayan kazan kapak tutmaz “ diye bir söz var.
Kılıçdaroğlu acaba “giderken yanımda birilerini de götüreyim” hesabında mı?
Baksanıza Mansur Yavaş’a “CHP’den değil İP’ten aday ol” teklifi yapmış Kemal Bey...!
“Şaşkın misafir ev sahibini ağırlar” derler ya...
Hadi hayırlısı bakalım.