Musa'nın 10 emri üzerinden temel kadim değerleri tüm inceliğiyle anlatan misafirim sözü bu kez ana babaya saygının anlamına getirdi.
'Şu alemde Hak her şeyi çift yaratmıştır. Bu yüzden nerede baba görsen bir ananın varlığını bilirsin. Nerede bir kötü görsen iyiyi hatırlarsın. Bir fikir duysan fiilini ararsın. İşte ebeveyn nedir biliyor musun? Her işin bir ana ve bir babadan meydana geldiğini görmek, bilmek.
Her sonucu bir evlat bil. Her güzel evladın varlığı bir ana ve bir babadan gelir. Alemde babasız meydana gelen tek güzellik İsa'dır. Tek anadan meydana gelişe Meryem gibi adanmış bir ana gerek. Bu da genelde olmayacak iştir. Hak O'nu mucizelerinden bir numune olarak indirdi. O halde her bir güzel işin sebeplerinin hakkını ana baba hakkı bilip teslim edeceksin. Zira sevip, canının kıymetinden ayırmadığın cisminin varlık sebebi annen ve babandır. Sen bu hakikati kendinde hazır bulursun. 'Eba' Arap dilinde çekinme manasınadır. Cisminin varlığını borçlu olduğun iki sebebe saygısız olmaktan çekinmekten kinaye olarak Hak ana-babayı ebeveyn diye isimlendirdi. Ve ebeveyne sürekli ihsan yani güzel davranış üzere olun buyurdu. Şimdi senden beklenen şu: Her güzel iş evlat gibidir. Ona fikir anadır fiil de baba. Her güzel fikir de kutlu bir çocuktur. Ona seziş ana, duygu da baba olmuştur. O halde neye sahip olursan ana-babalarına saygılı ol. Unutma ki senden sadir olanlar da başkalarında belirenlere bazen ana olur bazen baba. Ve sen bu ana yahut babalıktan dolayı saygı beklersin. Bu bekleyişinin hakkını vermekten uzaklaşma. Bazen sen bir şeye sebep olursun, bazen senin bir şeyine başkası sebep olur. İkisinin hakkına da saygı gerek. Bu adaletin ta kendisidir. Bu yüzden güzel olan şeylerin sebeplerinin kadrini bilmemek güzellikleri ortadan kaldırmaya azmetmek gibidir. Güzelliklerde süreklilik sebeplerin haklarını vermekten geçer. Bir de var ki 'marifet iltifata tabidir'. İltifat güzellik kaynağını coşturur. Güzelliğin kaynaklarına saygını kaybedersen kendi içine çekilir, tüm cömertliğini yitirir. Birisi bir iyilikte sana yol açtığında onu döversen bir daha aynı şeye cesareti kalır mı? Halbuki ona saygı göstersen, o saygı bütün sebeplere yayılır. Sanki Dünya ve içindekiler sözleşmiş gibi sana iyilikler yağdırmaya başlar, üzerine sürekli iyilik yağar. Sadece ebeveyne saygı duyduğun için, hürmet ettiğin için, saygı duyduğun için. Ne diyeyim katre umman içinde, umman katrede saklı. Bu hakikattir ve hakikat ise tüm çoklukları ilahlığının tekliği ile kuşatmıştır. Bu yüzden Hak kendi hakkının tanınmasından sonra ana-babaya saygılı olmayı en büyük kulluk işlerinden saydı. İşte bu Yeryüzü'nde iyiliğin yayılmasının hükmüdür. Yeryüzünde iyilik yayılmaz, iyiliğin sebeplerine saygı duyulmadığı sürece... İyiliğin sebeplerinin hakkı katledilirse, tüketilirse Yeryüzünde iyiliğe yönelen tek bir kişi kalmaz, iyiliklerin nesli tükenmez mi? Hani şöyle sözler vardır: İyilikten maraz doğar derler. Sakın kimseye iyilik etme, çünkü kötülük bulursun manasında. Bu sözler nereden çıkıyor? Bunlar ana-babaya saygısızlığın eserlerinden değil...'
Şimdi buyurun bu sofradan yiyin, ben ne diyeyim. Açıkçası ben bu kadim dil ve mana sofrasından yiyip içmeye doyamıyorum. Belki de iyiliklere, iyilere hasretimiz bu sofralardan uzaklığımızdandır. Ne dersiniz?