Hani şu; “İrtica geliyeeah, laiklik elden gidiyeeah!..” diyen amca var ya…
Bu amca bunları eski Türkiye’de söyleseydi “laikliğe aykırı hareket çekiyeeah” diyerek hakkında soruşturma açılırdı…
Bu mübalağa değil..,
Aynı senelerde arabasının torpido gözünde Kürtçe kaset bulunduran kişi hakkında ‘anayasal düzene aykırı olarak müzik dinliyeeah’ diye savcı soruşturma açardı...
Bugün ‘Demokrasiyi getireceğiz, huzur getireceğiz..’ diyenlerin alayı o zaman bu faşizan uygulamaları desteklerlerdi…
Bugün böyle palavra sıkmalarına bakmayın…
“Kahrolsun şeriat” diyerek meydanlarda Müslümanlara sövdürürdü Tuncay. (“Bir elimde Kuran, bir elimde Nutuk derdik, çok Müslümandık!” diyor bugün)
Müslümanlara zulmederken de mazeretleri vardı; “Ama benim böyle olduğuma bakmayın.., dedem hocaydı, nenem hacıydı, amcam sarıklıydı, anam başörtülüydü!..” (Bana lan senin akraba-i taallukatından.., düşmanlık yapan sensin!)
İlginçtir, tersini de duymazdık... Mesela; “Bakmayın benim böyle dindar kapalı olduğuma, benim ninem çok laik biriydi. Bodrum’da plajda üstsüz güneşlenirdi!..” diyen birini duydunuz mu hiç?
Her neyse devir değişti…
Dünün namaz kılan öğrenci avcısı Uğur Dündar’ı, bugün ezan okununca susup ‘Allah kabul etsin’ diyor… Erbakan’ı anma gecesinde ödül veriyor… (O da Muharrem gibi abdestsiz sokağa çıkmıyor olabilir…)
Kılıçdaroğlu da bayram namazlarına başladı mesela. CHP Besmele ile Kuran Tilavetiyle açılış yapıyor…
Nur Serter’in teravihlerde başörtüsü dağıttığı duyumlarını alıyoruz!
Sera Kadıgil sabah ezanıyla uyanıp güne başlıyormuş, Canan da Ramazan’ın son 10 gününde itikafa çekilmiş! (Bunlar duyum tabii. Meral abla gibi)
Aslında en iyi örnek CHP’nin adayı Muharrem.
İlk günden itibaren, ‘Bakın ne kadar çok Müslümanım?!’diye yırtınıp duruyor;
“Bana Hacı derlerdi, neredeyse Hafız olacaktım, ‘Ayetel Kürsi’ okumadan mitinge, abdestsiz sokağa çıkmam, en yakınlarım başörtülü..vs,”
Lakin Muharrem’in İslam’la başörtüsüyle ilgili yaptığı konuşmaların videoları çıktı karşısına…
Bugün mitinglerde; ‘Türbanlı mı, türbansız mı bakmayacağız, ayırmayacağız, özgürlükçüyüz…’ diyen Muharrem, dün de şunları söylüyordu;
“Neden kadınların saçlarını kapatıyoruz, erkeklerin gözünü bağlayalım!..”
“Hükümet neden bir açıklama yapmıyor, kamuda türban olmayacak diye…”
Hasılıkelam bizim Hacı Muharrem başörtüsüne karşıymış…
Vesayet odakları, yani faşizan statükonun askeri ve yargı cuntacıları olmayınca, siyasetçi halk ile karşı karşıya kalınca böyle oldu demek ki. Bir nevi zorunlu dönüşüm!..
Yani vakti zamanında, “İrtica geliyeeah, laiklik elden gidiyeeah!..” diyen Muharrem’i bugün ‘abdestsiz sokağa çıkmayan bir hacı’ haline dönüştüren gerçek de bu zaten!..
Kuantum, izotop, traktör, römork ve İslam.., Devam Hacı Muharrem devam!..