Sezen'in sahnesi ne eğlenceli sahnedir... Gittiğiniz konserlerde efsane Sezen Aksu şarkılarının dışında ekibiyle şakalaşmalarına da şahit olursunuz. Kemik kadrosuyla olan diyalogları, taşlamaları ve anıları... Müzisyene kıymet verdiğinden, beraber sahne aldığı tüm arkadaşları da çok severler onu ve o enerji muhakkak yansır seyirciye. Geçtiğimiz iki hafta içinde Sezen, üç ayrı konser verdi Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda. Beklediğimiz gibi hınca hınç doluydu üçü de... Protokolde oturmaya alışık kimler kimler vardı arka sıralarda... Bu arada kimsenin haberi olmayan olaylar da gelişti, sahne arkasında.
Sezen Aksu özellikle İstanbul konserlerinde sürekli yeni bir şeyler sunar. Bu da genelde konuk sanatçılar olur. Kimler yer aldı o sahnelerde bugüne kadar... Tarkan, Suzan Kardeş, Ajda, Mısırlı Ahmet... Daha kimler kimler... Bu son konserlerde de benim de çok beğenerek dinlediğim Eşref Vakti çıktı sahneye... Fakat planlanıp çıkmayanlar da oldu.
Açıkhava'daki konser tarihleri belli olduktan sonra Aksu, 3 şarkıda kendisiyle beraber sahnede bulunması için 'konuk sanatçı' olarak bağlama virtüözü İsmail Tunçbilek ve kanun sanatçısı Aytaç Doğan'ı arattı menajerine. Büyük bir memnuniyetle kabul etti Tunçbilek ve Doğan. Önce Sezen Aksu'nun Kanlıca'daki o meşhur evinde toplanıldı, sonra provalar... En son Beylikdüzü'nde Sezen'in doğum gününün kutlandığı genel prova sırasında iki sanatçı yaşadıklarına anlam veremedi. O ana kadar konuk sanatçı olarak orada olduklarını düşünen Tunçbilek ve Doğan, kendileri için orkestranın en arkasına konulan iki sandalye ve ellerine tutuşturulan 8-9 şarkılık repertuar ile bir kez daha şok oldu. Konu ile ilgili kimseden bir açıklama alamayan İsmail ve Aytaç bu tutum karşısında konsere çıkmama kararı aldı. Bunu nazik bir mesajla Aykut Gürel'e bildirdiler. Daha önce duyurulmayan bu isimler sahnede olmayınca haliyle kimse olaydan haberdar olmadı fakat müthiş bir performans da uçup gitti... Olaydan sonra duydum ki Sezen Hanım'ın son provada yaşanan olaylardan sonra gece 01.30'da Aykut Gürel'den gelen mesajla haberi olmuş. Hem Sezen Hanım cephesiyle hem de Aykut Gürel'le görüştüm. Olayın doğru olduğunu fakat Tunçbilek ve Doğan'ın kendilerini yanlış anladığını ifade ettiler. Konu ile ilgili en güzel sözü Aykut Gürel söyledi; 'Biz sanatçılar fazla hassas insanlarız, iki kardeşim alınılmaması gereken bir şeylere, sanatçı romantizmiyle yaklaşıp alınmış olabilirler. İkisi de hayatımda gördüğüm en yetenekli müzisyenlerden, biz o kırgınlığı öpüşüp koklaşıp unuturuz.'
Fettah ve zeytinyağlılar...
Kolay tüketmeye alıştık her şeyi... Her şey çabucak olup bitiyor. Gelen gidiyor... Yemeğin bile hızlısı makbulmüş gibi bir kuyruk AVM'lerin üst katlarındaki fast food'cularda... Şarkılar da öyle büyük oranda.. Gerçi onları da seviyorum... 'Haydi hoppa' yaptığım gecelerde ya da güneşlenirken en sosyetik beach'lerde... Ama dikkat ettim de bir başıma kaldığımda, özellikle arabamda ya da motorumla çıktığım uzun yollarda hiç dinlemiyorum onları. Nedenini sorgulamaksızın, hep hikayesi olan şarkılar oluyor CD ya da mp3 çalarımda... Formülize edilmiş bir lokmalık şarkılar yerine, masa başında muhabbette çatalımın ucuyla gıdım gıdım aldığım, uzun uzun, keyfini çıkara çıkara tattığım, el emeği zeytinyağlılar gibi şarkılar... Hani maharet ister ya zeytinyağlıyı layıkıyla yapmak, işte lezzetli şarkıyı yapmak da öyle... Bir süredir yaptığı işlere 'saf aşk' katan bir adamın, Fettah'ın geçmişini kurcalıyorum... O kadar çok içime işleyen şarkıya imza atmış ki... Yalnızlık (Gülben Ergen), Işıklı Yol (İzel), Mandalinalar (Işın Karaca) (Bkz. 17.07.2011 tarihli yazım), Özledim (Murat Boz), Melekler (Sibel Can), Bu Aşkın Katili Sensin (Levent Yüksel), Kader (Emel)... Hepsi anlatan, yaşatan şarkılar... Laf ola beri gele ekolünün çok dışında... Fettah Can'ı bir çoğunuz 'Hazine'yle, yorumcu kimliğiyle tanıdınız belki. Bir iceberg'le karşı karşıyasınız, uyarayım. Siz sadece suyun üstünü biliyorsunuz... Görünmeyen kısma dalın... Ne hikayeler bulacaksınız...