Savunma bütçemizin şeffaflığı Uganda ve Zambiya'nın ardında kalırken, ülkemiz askeri harcamalar sıralamasında NATO içinde ABD'den sonra ikinci.
Dünyanın ilk beş silah ithalatçısı konumundaki Türkiye'de halkın savunma giderleriyle ilgili bilgisinin eski sömürge Afrika ülkelerinden bile daha geride kalması, otoriter militer devlet varlığının değişmezliğinin adeta tescili.
Ayrıca küresel savaş endüstrisine bonkör katkılar sunan Türkiye'nin bu 'şeffaf yönetişim özrü', sivilleşmiş, demokratik ülke algısına da içeride dışarıda, katiyen zarar vermiyor.
Çünkü silah devlerinin adını duyunca ellerini ovuşturduğu Türkiye, milli gelirin yüzde 3'ünü geçen askeri harcamalarını, 2012'de 35.5 milyar TL'lik savunma bütçesiyle zirveye çekecek gibi görünüyor.
2012 yılının bütçe giderlerinin 350 milyar 948 milyon olduğunu düşünürsek 35.5 milyar TL'lik savunma bütçesinin payını rahatça kavrayabiliriz.
Elbette kalantor silah ithalatçısı devletin eğitim ve sağlığa yaptığı yatırımlarıyla, kamu gelirlerinin boca edildiği savunma bütçesinin mukayesesi 'eşyanın tabiatına aykırı' düşüyor.
Bu arada 2012 yılının silah ithalat takviminin başında 4 milyar dolarlık yani ortalama birkaç bakanlık bütçesinin tutarı kadar uzun menzilli füze alımı yerleşmiş durumda.
Bu kallavi ithalatımızı, muhtemelen Amerikalı Lockheed Martin ve Raytheon ortaklığının Patriot füzeleriyle gerçekleştireceğiz.
Böylelikle de ABD'nin 'eskimiş' yıldız savaşları projesinden ilhamla kırpıp geliştirdiği ve önce NATO'ya pazarlayıp sonra NATO üyelerini zorla müşteri yaptığı Füze Kalkan Sistemi'ne Türkiye de ciddi finansal katkı yapmış olacak.
Dolayısıyla ABD ekonomisine ve ABD'li füze ve havacılık sektörüne 4 milyar dolarlık girdi sağlanacak.
Lockheed Martin'e katkılarımız bununla sınırlı değil, tanesi 60 milyon dolara 30 tane F-16C uçağı siparişi var.
Ama ABD'den sonra en büyük F-16 filosuna sahip Türkiye'nin 250 tane F-16 uçağının yazılım kaynak kodlarını ABD bir türlü vermiyordu.
Nihayet ABD kaynak kodlarını vermeye karar verince bunun maliyeti de bize yaklaşık 3 milyar dolara patladı.
Bu hafta da Milli Savunma Bakanı, toplam 16 milyar dolara 100 adet F-35 savaş uçağı alımı planlandığı müjdesini verdi.
Bu 100 adet F-35 uçağının kaynak kodlarının tutarı ise belli değil.
Diğer taraftan Uludere katliamında Heron görüntülerinde vatandaşını seçemeyen Türkiye, ABD Kongresi'nin onayını bekleyen Predatör (İHA) talepleri için ısrarını sürdürüyor.
En son haber ise ABD silah sektörünün tanıtım ve pazarlama örgütü NATO'dan geldi. NATO Northrop Grumman ürettiği İHA'lar için 1.3 milyar dolar İHA üslerine de 2.6 milyar dolar harcanacağını bildirdi.
İlk maliyetleri karşılayacak ekonomik krizle boğuşan Avrupa'daki 13 NATO ülkesi arasında şimdilik Türkiye yoktu.
Ama zaten küresel silah devleri için Türkiye tek başına NATO'nun bütün üyelerinden daha karlı bir pazar ve geniş silah yığınağı ülke konumundaydı.
Ne diyelim halkın bilgisine 'kapalı' militer masrafları yani bölgesel güç olmanın ağır faturasını kapitalist savaş ekonomisine ödeyerek 'yoksullaşmak' hepimizin boynunun borcu değil mi?