Muhalefetin 2023’e kadarki stratejisi anlaşıldı. Toplumu kışkırtarak, siyasi tansiyonu yükselterek, kavga gürültü çıkararak, korku yayarak, gerilim üreterek Türkiye’yi 2023’e kadar “erken seçim” havasında tutmaya çalışacaklar. Karambole getirerek 2023’ü alacaklarını sanıyorlar.
Buna karşın ellerindeki malzeme sınırlı. Birkaç siyasetçi, eski asker ve medya müptezeliyle gündemi kontrol etmeye çalışıyorlar. Kamuoyunu kendi gündemleri etrafında toplamaya ve tutmaya gayret ediyorlar. Kendimizi her gün ayrı bir saçma tartışmanın içinde bulmamızın sebebi biraz da bu.
Gündemde seçim olmamasına rağmen medya, aralıksız seçim anketlerini tartışıyor. FETÖ ve CHP bağlantılı araştırma şirketleri sahaya bile çıkmadan üç kuruşa mal ettikleri anketleri medya üzerinden dolaşıma sokuyorlar. Maksat toplum psikolojisini “erken seçim”de tutmak.
İktidara yakın medya da bu “erken seçim” tartışmalarından kendini kurtaramıyor. İşini gücünü bırakıp ülke yönetimini değiştirmeye kendini adayan Can Ataklı, sabah seansında “darbe, deprem, doğal afet” gibi türlü türlü felaketleri çağırdıktan sonra, aynı günün akşamı ülkenin en büyük televizyon kanalına konuk edilip bir de orda uzun uzadıya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “neden ve nasıl devrilmesi gerektiğini” anlatıyor!
CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu mobilize ettiği gençlerle birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ne göndererek “acaba buradan bir sokak hareketi çıkarabilir miyiz” diye yoklama çekiyorlar.
Eski genelkurmay başkanı İlker Başbuğ’a ise daha ağır tehditleri iletme görevi verilmiş olmalı ki, aba altından sopa gösterir gibi Erdoğan’a Menderes’in akıbeti hatırlatılıyor.
Bize basit gibi görünse de bu sokak kışkırtmalarının, tehditlerin, toplumu germe çabalarının ulaşmak istediği somut bir hedef var. Türkiye’yi, büyük adımlarla yol aldığı bu tarihi kavşakta çelmelemek ve gerisin geriye eski Türkiye’ye döndürmek!
Ne var ki Türkiye’nin yakaladığı değişim ivmesi, ülkenin yönünü bir daha eskiye çeviremeyecekleri kadar güçlü. Türkiye, kendisini sınırlayan duvarları yıkalı çok oldu. Önünü alamayacakları kadar güçlü bir ilerleyiş var. Türkiye bu ivmeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yakaladı. Milletin bu tarihi şansı muhalefetin ve birkaç müptezelin çıkaracağı gürültüye feda etmesini bekliyorlarsa yanılırlar. Gezi’den, 17-25’ten, 15 Temmuz’dan bu ülkeyi çıkaran, sağ salim limana yanaştıran güç, bundan sonra da benzer teşebbüsler karşısında iradesini ortaya koyacaktır.