2023 Haziran seçimleri için son dönemeç sonbahar ve kış aylarında. Bu aylarda büyük hareketlilik başlayacak. Küresel medyanın Türkiye ile ilgili yayınlarına ve muhalefet cephesi yöneticilerinin açıklamalarına baktığımızda, sonbahar ve kış ayları için hepsinin bir beklenti içine girdiğini görürüz.
Küresel finans çevreleri, bir süredir Türk Lirası'nın sonbahardan itibaren değer kaybetmeye başlayacağını duyuruyor. İçerideki mandacı ekonomistler de kışa doğru enflasyonda üç haneyi göreceğimizi, ödeme dengesinin bozulacağını ve kur ataklarının yeniden gündeme geleceğini belirterek, kamuoyunu kışa doğru gelecek olan büyük saldırıya alıştırmaya çalışıyor.
Muhalefet parti liderlerinin de dilinden "kış mevsimi" dökülmeye başladı. AK Parti'den ayrılarak Gelecek Partisi'ni kuran ve 6'lı masada yerini alan Ahmet Davutoğlu, bu kış meselesini özellikle gündeme getirenlerden. Davutoğlu şöyle manşet olmuş bazı internet sitelerine: "Davutoğlu kışı işaret etti: Çok kaygı duyuyorum, olaylar yaşanabileceğinden endişe ediyorum."
Sonbahar ve kış aylarında Türk ekonomisine büyük bir pusu kurulduğunu ele veren son açıklama ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kur Korumalı Mevduat" hesabı sahiplerini hedef alan açıklaması oldu. Kılıçdaroğlu, finansal istikrara büyük katkı sağlayan "Kur Korumalı Mevduat" sistemindeki döviz garantisini ortadan kaldıracaklarını ilan etti.
Kur Korumalı Mevduat sistemi, Türk ekonomisini tepe takla etmeye dönük dışarıdan ve içeriden yönelen saldırıları frenleyen bir işlev görmüştür. Ekonomik ve siyasal istikrarın sağlanmasında tartışmasız büyük etkisi olmuştur. Bu uygulama, Türkiye'yi içeriden ele geçirmek isteyenlerin hayalini de suya düşürmüştür, kısacası.
Küresel çete ve içerideki mandacı işbirlikçileri, 2023'ün son dönemecinde yeniden toparlanarak, döviz girdilerinin azalmaya başladığı sonbahar ve kış aylarının uygun ortamında son büyük bir saldırıya hazırlanıyor. Bu süreç, Türkiye'yi düşürebilecekleri son düzlük. Ekonomiyi patlatmadan da seçim kazanma imkanları yok. Kur Korumalı Mevduat sistemi, nispeten finansal istikrar sağlayıcı bir rol oynuyor; Kılıçdaroğlu'na verdikleri yeni görev, bu sistemi sabote etmek! Kur Korumalı Mevduat hesap sahiplerini tehditle, korkutarak sistemden çekilmeye zorluyorlar. TL'den çıkış demek kur ataklarının yeniden gündeme gelmesi demek. Ödeme dengelerinin bozulması, üç haneli enflasyonun oluşması ve sosyal-siyasal istikrarsızlığın tavan yapması demek. Kılıçdaroğlu'nun "döviz garantisini kaldıracağım" demesi, TL'de duranlara "dövize geç" baskısı anlamına gelir. Kemal Kılıçdaroğlu, tasarruflarını TL'de tutanlardan neden rahatsız? Finansal istikrarı sağlıyor diye mi?
Neyse...
Cumhur İttifakı'nın, 2023'e giderken son büyük sınavı, sonbahar ve kış aylarına atılan bu pusuyu görüp şimdiden tedbirlerini alması olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi hedef alan bu saldırıların farkında ve yaptığı uluslararası trafikle Türk ekonomisini rahatlatacak tedbirleri uzun bir süredir almaya çalışıyor. Ancak ekonomi yönetiminin de yaklaşan büyük saldırıya göre konumlanması gerekiyor. 55 milyar dolarlık yatırım kredisini döviz stokçularına kaptırdıklarına bakarsak pek hazırlıklı oldukları söylenemez. Hızla toparlanmaları şart; zira, tehdit altında olan kişiler veya partiler değil Türkiye'dir, Türkiye'nin geleceğidir. Hata kaldıracak bir süre kalmadı artık.