Bilderberg soğuk savaş döneminde uzun yıllar komünizme karşı gizli savaş teknikleriyle birlikte anıldı. İtalya’daki Gladyo davasında bu toplantılar ve bunlara katılanlardan sık sık söz edildi. Senatör ve Eski İtalya Savcısı Ferdinando Imposimato 2012 yılında yayınlanan ‘Cezasız Kalmış Trajediler Ülkesi’ adlı kitabında İtalya’da bir dönem işlenmiş faili meçhul cinayet ve terör eylemlerinin ardında Bilderberg grubu olduğunu vurguluyor.
Bilderberg toplantılarına bu yıl Türkiye’den gidenlerin tümünün solcu olması oldukça ilginç. Ne Türk soluymuş bu, Ortadoğu’yu kan ve ateşe bulayan, silah satışından ve faizden para kazananların hizmetinde... Denilecek ki Koç Holding CEO’su Mustafa Koç da orada, evet ama o davetli değil daimi yönetim kurulunda. ‘Karanlıklar Prensi’ olarak tanınan ABD’li istihbaratçı Richard Perle ve yine ABD Milli Güvenlik Kurulu uzmanı Jessica Mathews gibi. Bu yöneticilerin yanı sıra çelik çekirdeği oluşturan bir de danışma kurulu var. Orada da Henry Kissinger, Frank McKenna, Carl Bildt gibi başka çok ‘sempatik’ insanlar bulunuyor.
Bilderberg ilk çağrı metninde de belirtildiği gibi Kuzey Amerikalı ve Batı Avrupalı elit kesimleri bir araya getirip fikir alışverişini sağlamayı amaçlayan NATO kaynaklı bir lobi kuruluşu. Pentagon, NATO ve istihbarat örgütleri genel siyasal stratejileri belirliyor. Bu merkezlerde alınan kararlar lobiler aracılığıyla kabul edilebilir biçime dönüştürülüyor. İzlenecek stratejiyle ilgili bilgiler Bilderberg’de önce daimi Yönetim Kurulu ve Danışma Kurulu üyeleri tarafından özet halinde sunuluyor. Komsomolskaya Pravda’nın belirttiğine göre konuşmalar 10 dakika ile sınırlı, 3 dakika soru hakkı var. Sadece Kissinger süre sınırı olmadan konuşabiliyor. Tutanaklar gizli, sonuç bildirgesi yok, fotoğraf çekmek yasak. 1954’ten beri toplantı mekânlarını o ülkenin polisleri değil NATO askerleri koruyor.
Bilderberg’deki gizliliğin amacı izlenen stratejileri açığa vurmamak. Tüm dikta elitleri gibi Bilderberg elitleri de ‘her şeyi gör, ama kendin görünme’ ilkesini benimsemiş. Bilderberg’in medyaya açık ve sivil yüzü kış aylarında yapılan Davos toplantıları. Aynı dönemde Bilderberg’in daimi kurulu da kış toplantısını yapıyor. Davos’ta tartışılan konular daha çok ekonomik ağırlıklı.
NATO’nun girişimiyle 1954’te yapılan ilk toplantının davetiyesinde ‘Batı uygarlığı değerleri’ ifadesinin yer alması dikkat çekici. Bu toplantıda Batı Avrupa’da o önem mevcut olan milyonlarca komünist seçmenin potansiyel bir tehdit oluşturduğu ve her bilinçli komünistin aslında bir Rus vatanseveri olduğu şeklinde faşizan teoriler geliştirildi. O günkü komünistlere bugün Müslümanlara davrandıkları gibi davranıyorlarmış demek ki. Batı cephesinde değişen bir şey yok.
Bilderberg toplantısına katılacaklar içinde bu yıl Ortadoğu konusuyla ilgisi bilinen kişilerin bulunması dikkat çekiyor, bunlar arasında Fransız Profesör Gilles Kepel ve Arap dünyası uzmanı Fransa istihbaratı DGSİ elemanları da var.
Görüldüğü gibi dünyayı yöneten küresel sermaye elitlerinin vurucu gücü ABD ordusu, güvenlik bürokrasisi, istihbarat örgütleri ve onların etrafında örgütlenmiş bu tür gizli ve yarı gizli lobilerdir. Bunun da Türkiye’de bir zamanlar askeri vesayet olarak sunulan sistemden bile çok daha antidemokratik, bürokratik ve adaletsiz olduğu açıktır. Bu lobilerin emrindeki liberal ve solcular bugün ülkemizi dikta ile suçlarken kimlerle dans ettiklerine dönüp bir baksınlar.