Yunanistan, Batı hayranı liberallerin sandığı gibi komşudaki hükümetlerin şu veya bu hatasından çökmedi, iflas eden Yunanistan da değil bir sistem, bir uygarlık modelidir.
Yunanistan oldukça yaşlı bir nüfusa sahiptir. Göç dışı rakamlara bakıldığında 10 milyonluk Yunanlı sayısı doğal ölümlerle azalmakta ve ülkedeki yaş ortalaması sürekli yükselmektedir. En son 2012 yılı rakamlarına baktığımızda nüfus göçe rağmen binde 5,5 düşmüştür. Büyük şehirlerdeki Arnavut mahalleleri ve Batı Trakya dışında ülke nüfusu artık geri döndürülemez biçimde tükenmektedir. Birçok bölgede yaş ortalaması 50’nin üstündedir. Bu da emeklilerin, hasta ve malul insanların finansmanını olanaksız kılmaktadır.
Bir toplumun ayakta kalması için asgari bir dayanışma şarttır. Batı kapitalizminin ‘insan insanın kurdudur’ anlayışı iki asır maddi bir zenginleşme sağladıysa da artık bu dönemin sonuna gelinmiştir. Komşuda çocuk doğurma ve bakma konusunda dayanışma yoktur. Yunanistan her yıl ortalama 200 bin kürtajla bu alanda AB şampiyonudur ve bu rakam doğum sayısının iki mislidir. Doğurganlık oranı çok düşüktür, kreş ve anaokulu sistemi yetersiz, eğitim kalitesiz ve paralıdır. Liberallerin parlattığı serbest piyasa ekonomisi bir halkın canına okumuştur.
Dayanışma sadece bugünkü kuşaklar için değil, geleceğe yönelik olarak da zorunludur. Devletin aşırı borçlanması gelecek kuşakların yaşamını çoktan ipotek altına almıştır. Yunanlılar torunlarının geleceğinden hırsızlık yaparak yaşamaktadırlar.
Yunanistan tüm Batı sisteminde olduğu gibi reel ekonomiden uzaklaşmıştır. Meta fetişizmi, sosyal emek ve değer yaratma sistemine dayanan kapitalizm tökezlemektedir. Sanayinin zaten pek az geliştiği Yunanistan’da 1980’lerdeki üçüncü sanayi devriminden sonra iş olanakları giderek azalmıştır. Yunan hükümetleri başka çareleri olmadığından insanları devlet sektöründe gelişigüzel işe almaya girişmiş ve borçlar birikerek bugünlere gelinmiştir. Yunanistan taşıma suyla değirmen döndürmektedir döndürmesine de acaba 2008 krizinden sonra piyasaya ve bankalara trilyon dolarlar zerk eden ABD farklı durumda mıdır? Kriz, Yunanistan’ın değil, kapitalizmin krizidir. ABD’nin tek avantajı uçakları, füzeleridir. Türkiye gibi ülkelerde kurulu medya ağları ve nüfuz ajanları bu gerçekleri gizlemeye yarıyor. ABD kaba güç ve toplum mühendisliği sayesinde tüm dünyayı hegemonya altında bulundurup haraç almaktadır. Gerçek bu kadar acıdır.
Türkiye’deki bazı aklı evveller Yunanistan’a yardım etmemizi öneriyor. Böyle bir yardımın komşudaki irrasyonel Türk ve İslam düşmanlığına çare olmadığını düşünüyorum. Üstelik değil birkaç milyar dolar yardım, Türkiye’nin hatta AB’nin tüm bütçesini Yunanistan’a akıtsanız da bu dipsiz kovayı dolduramazsınız. Kaldı ki, Yunanistan’dan sonra sırada İtalya, İspanya, Portekiz ve Fransa var.
Sistem teorisyeni İmmanuel Wallerstein ve ekibinin ekonomik verilere dayanarak yaptıkları araştırmalara göre küresel Batı kapitalizminin 40 yıl ömrü kalmıştır. Türk aydınları bu konularla ilgilenmez, onlar ABD medyasının gündemini takip ederler. Devlet kapitalizmi olan sosyalizme ve Sovyet sistemine gözü kapalı bağlanan Türk solunun bir kısmı 1990’da büyük ağabey çökünce kendine ABD’yi büyük ağabey seçmiştir. Ama küresel kapitalizmin üniversite kürsülerinden piyasa diktatörlüğünü kaçınılmaz kader olarak ilan edenler her zaman olduğu gibi yine yanılıyorlar. Kaderin üstünde bir kader vardır.
Kapitalizmin krizi insanları dayanışma temelinde yeni bir sistem oluşturmaya yöneltecektir. Eski sistemde ısrar savaş, yıkım ve barbarlıktır.