Gaziantep'teki bombalı tuzak tipik bir PKK saldırısı değildi.
Elbette PKK yapmıştır, ne var ki; gerek zamanlama gerekse tarz olarak çok aktörlü, karmaşık bir terör olayından bahsediyoruz.
Son bir buçuk-iki yılın gelişimine bakarak yaşananları anlayabiliriz.
PKK, kalkışmaya hazırlanıyordu. Paralel bir devlet yapılanması peşindeydi. 30 yıllık terörle mücadele döneminin en doğru ve yerinde hamlesiyle KCK örgütlenmesi çökertildi.
Büyük şehirlerdeki canlı bomba hazırlıkları da bertaraf edildi.
Yakın dönemde ise "Şemdinli kalkışması"nı denediler.
Bu da güvenlik güçleri tarafından başarıyla püskürtüldü.
Bölücü örgüt arada, Güneydoğu Anadolu'daki karakol baskınlarında askerlerimizi şehit ederek sesini duyurmaya çalıştı.
Aslında PKK izole olmaya doğru gidiyordu.
Politik ilişkiler ağı ve uluslararası diplomasi nihayet Türkiye'nin yanındaydı.
İran ve Suriye bile bize yardımcı olmaya başlamıştı. Kendi topraklarında PKK operasyonları yapıyorlardı.
Maalesef Suriye'deki dengesizlik ve istikrarsızlık yoğun bakımdaki PKK'ya adeta oksijen çadırı gibi hayat verdi.
Gaziantep rastgele bir seçim olamaz.
Başta dediğim gibi bu olup bitenler tipik PKK saldırısı da değil.
Terör politik sonuç üretmeyi amaçlıyor.
Peki buradaki hedef nedir? Nasıl bir siyasal çıkar güdülüyor?
Buna kafa yormalı.
Türkiye'nin bölgesel politikaları ve ulusal dinamikleriyle oynamaya çalışıyorlar.
Düşünsenize, Suriye'den 40 binin üzerinde mülteci gelmiş. Ne demek bu sizce?
Bölge zaten istihbarat örgütlerinin cirit attığı arenalara dönmüş durumda.
Ben, son zamanlardaki bütün terör saldırılarında bir ucu Suriye'ye, diğer ucu İran'a kadar uzanan coğrafyaya bakıyorum. Hatta İsrail nerelerde diye sorarım.
'Tipik PKK işi değil' derken, artık Hizbullah ve El Kaide gerçekleriyle yüzleşmek zorunda olduğumuzu da hatırlatırım.
Bütün bu gelişmeler Ortadoğu'daki kaynamayla, Suriye'deki kargaşayla ilgili. Tabii ki "Şam düşerse Tahran nereye yaslanacak?" diye kaygılanan Fars zihniyetini sorgularım.
Antep'teki saldırı ulusal değil bölgesel bir terör stratejisine dayanıyor.
Sonra şu PKK-BDP buluşma mizanseni...
Sahi BDP'liler bu cüreti nereden buluyorlar?
Artık en ufak bir takiyyeye bile gerek duymuyorlar. Neden ve nasıl?
Bizlere düşen sorgulamak...
Ama derinlemesine...
Hamaset yapmadan.
Çok ciddi gelişmeler yaşanıyor.
Yüzelli yıllık Kürt siyasetinde garip tezgâhlar yeniden sahneleniyor.
Yetmiyor, Alevi-Şii gerginliği ısıtılıyor.
Ve bütün bunların hepsi bizim sınırlarımızda cereyan ediyor, iyi mi?
Güvenebileceğimiz tek güç milletimizin sonsuz sağduyusu.
30 yıldır devam eden terörle mücadelenin doğru yapılıp yapılmadığını sorgulamak ise adeta tarihsel bir sorumluluk. Eğer her şeyi doğru yapıyor idiysek, niye hala aynı belayla boğuşuyoruz?
Ben, yine akıl dolu ama radikal bazı hamleler bekliyorum.
Demokrasi içinde fakat tavizsiz...
Galiba ezberleri değiştirmenin zamanı geldi.