TBMM'deki sancılı yemin töreninden bir gün sonra bir başka seçim heyecanına şahit olduk. Saha da değişikti, oyuncular da, kurallar da...
Türk futbolu dün yeni patronunu seçti. Eskiden olduğu gibi gece boyu pazarlıklar yapılmadı, kulisler dönmedi, iddialar havada uçuşmadı.
Ama yine de hareketlilik fazla, heyecan yüksekti. Bu kez müzakereler hararetliydi.
Sabaha kadar ve son dakikaya dek bu kez farklı çekişmeler yaşandı.
Federasyon başkanlığı yarışına 'uzlaşı' sonrası tek aday olarak katılan Mehmet Ali Aydınlar, kongreye 24 saat kala ekip arkadaşlarını ve kritik kurul başkanlarını açıkladı. Bu bir ilk ve de önemli.
Salona girer girmez Ali Koç'la selamlaştık, ardından Lutfi Arıboğan'la konuştuk. Yapıcı kişiliği ile yeni yönetimde de rolü kritik. 2005'ten bu yana bütün yönetimlerde bulunmanın istikrar ve tecrübesine sahip.
İş dünyasının futbola ilgisini bilirdim ama yönetimde bu kadar etkin olduklarını düşünmezdim. Aktif katılımcılar.
Salonun dört bir tarafında önde gelen işadamları...
Başkanlık divanında Nihat Özdemir dikkatimi çekti. O da diğer camiaların, karşı mahallelerin sevdiği isimlerden.
Salondaki düzen üç büyüklerin hakimiyetinin yansımasıydı. Aziz Yıldırım, Yıldırım Demirören ve Ünal Aysal en öndeler. Mehmet Ağar da öyle.
Tören İstiklal Marşı'yla başladı, çok güzel üç Atatürk posteri hakikaten iyi seçimlerdi. Özenli davranılmış.
Saat 12.00'ye yaklaşırken, veda konuşması için Mahmut Özgener kürsüye çıktı. Herkes alkışladı, Gökçek hariç. Özgener çok iyi iz bıraktı, büyük hizmetleri oldu. Konuşmasının önemli bölümünü futbolda şiddete ayırdı.
Lutfi Arıboğan hareketli, üç dört kez Aziz Yıldırım'ın yanına gidip mekik diplomasisi yaptı. Öte tarafta Melih Gökçek elde kağıt kalem, başında üç dört kişi listeler yapıyor, işaretler koyuyor.
Aniden 13.30'da çıktı, hızlı adımlarla, koşarcasına. Yüzünde hınzır bir ifade. Yaklaşıp sordum 'Sinemada, çok güzel bir film başlayacak' dedi, heyecanlıydı. Gökçek bu, rahat durur mu?
Nitekim kriz patladı. Gökçek, Ankaraspor'un ihraç edilmesini ve küme düşürülmesini engelledi, Aziz Yıldırım'ın arabuluculuğu etkili oldu. Başkan Aydınlar'la Ankaraspor kriziyle ilgili sohbet ediyordum, Lutfi Arıboğan, 'Başkan çözdü krizi' diyerek Aydınlar'ı işaret etti ve beyaz sayfanın açıldığını vurguladı.
O halde geceye dönelim. Sheraton Otel'de, gece yarısından sonra bir sahne: Aydınlar ve baba oğul Gökçek. Çok uzun tartışmalar. Gökçek iki kez telefonla birini aradı, kendisi konuşup sonra Aydınlar'a verdi.
Neyse ki bir şekilde sorun halledildi. Gökçek yine yaptı yapacağını anlayacağınız.
Mehmet Ağar'la da sohbet ettik, spor dünyasını çok yakından tanır. Aydınlar'la 20 yıllık tanışıklığı var. Listeyi 'kartvizit olarak' çok beğendiğini söyleyip 'Ama sanki vurucu, iş bitirici bir iki isim ihtiyacı olabilir' diye ekledi. Bir de Trabzon-Karadeniz dengesi gözetilmemesinin sancısını.
İyi dileklerde bulunup 'İşleri zor, futbol dünyası göründüğünden daha çetindir' diye uyarmayı ihmal etmedi.
Nihat Özbağı'nın da listeyi nasıl bulduğunu öğrenmek istedim. Ağar, sarı kırmızıdır, Özbağı sarı lacivert. O da beğenmiş, sporun içinden gelenlerle dolu olmasından dolayı. Aydınlar için 'Muhalifleri, Fener'li olmasıyla vurmaya çalışıyorlar ama yanlış yapıyorlar' diye görüşünü aktardı.
Yanımıza Aziz Yıldırım geldi, keyfi yerinde görünüyor. Şakalar...
'Kriz çözücülük yapmışsınız, nasıl oldu?' dedim, 'Bölünerek çoğaldık' diye esprili, ilginç bir yanıt verdi. Sonra yanındakilere yönetimden bir isim söyleyip, 'Üzerini çiziyor musunuz' diye sordu. Ardından 'yapmayın' diye ikaz etti.
O sırada yanda Aydınlar, İbrahim Kızıl'la konuşuyordu. Konu neyse, Aydınlar, 'üzüldüm' dedi. Kızıl, özür diliyor gibiydi.
Ve saat iki gibi Aydınlar, başkan adayı olarak kürsüdeydi. Özgener gibi Aydınlar da cam ekran-prompter'dan okuyarak konuştu.
Başbakan gibi, çok doğru uygulama.
Ve futboldaki uluslararası markamız, Şenes Erzik. Çok takdir edilesi bir performansı var. 'Türk futbolunun geleceğini uluslararası başarı açısından nasıl gördüğünü' anlatmasını rica ettim. İşte sözleri:
'Seneler sonra ilk defa başkanlık devir teslimi böyle oluyor. İkisi bir arada. Uzlaşma var. Kulüpler de büyük çoğunluğu ile destekliyorlar. Buradan başarı çıkar. Özgener'le de Aydınlar'la da konuştum. Hem uluslararası organizasyonlar hem sportif başarı için çok olumlu bir tablo var.'
Artık sonuç belli olmuştu, yeni yönetim belirlendi. Saat 14.30'da, Acıbadem'in sahibi Mehmet Ali Aydınlar, 201 oyla başkan oldu. Üç oy geçersiz sayıldı. Aynı dakikada Gül de Erdoğan'a 61. Hükümeti kurma görevini verdi.
Aydınlar'la geçen hafta uzun bir görüşme gerçekleştirmiştik, spora bakışını ve vizyonunu aktarmıştım. Büyük başarıların geleceğinden eminim. Şartlar çok uygun. Salondan ayrılırken geriye dönüp baktım. Aydınlar tebrikleri kabul ediyordu, yüzü gülüyordu. Futbolun 'aydın' yüzü Özgener sarılarak, içtenlikle Aydınlar'ı kutluyordu.