1
Sürekli çatışma içinde olalım demiyorum.
Kavgacı birisi de sayılmam, malumunuz.
Gerginlik ise benim bütün üretim melekelerimi dumura uğratır.
2
Biraz hırpalayıcı, biraz tedib edici bir biçimde oldukça yüklendiniz o akşam.
Hem ortamın uygun olmadığından
Hem de sözlü polemik yapmayı beceremediğimden/sevmediğimden sustum farkındaysanız.
3
Dediniz ki özetle; kutuplaştırıcı ve ötekileştirici söylemlerden uzak durmalıyız;
Böyle bir tavır hem insani hem İslami değildir.
Amenna ve lakin sevgili dostum.
Öncelikle belirtmeliyim ki; 'çatışmazlık', 'ötekileştirici söylem karşıtlığı', 'küresel barış', 'hümanizm' 'yeryüzünde cennet vadi' gibi söylemler modern Batı sömürgeciliğinin 'öteki dünyalılar' için geliştirdiği romantik retorikler olup kendileri söz konusu olduğunda bunlar istenilen yöne eğilip bükülmüşlerdir.
Tarihin hiçbir devrinde o sizin umduğunuz anlamda bir dünya olmamıştır.
Ayrıca içinde hiçbir çatışmayı, farklılaşmayı barındırmayan topluluklar zamanla hayatı anlamlı ve sürdürülebilir kılmayı sağlayacak dinamizmden mahrum olacağı için nihai erimde yozlaşmaya ve çürümeye malul olmaktan kurtulamazlar.
Ayrıca biz; zalime zalim demekten, katile katil demekten, hırsıza hırsız demekten, yalancıya yalancı demekten ne adına vazgeçeceğiz ki...
4
Hani dostum o gece 'İslami olmamak'tan da bahsetmiştiniz ya.
Ben haddimi aşarak sizlere daha insanlığın başlangıcında vuku bulan habil-kabil olayını hatırlatmak isterim.
'Kafir' kelimesini de hatırlatarak daha fazla saygısızlık yapmakta istemem.
Ayrıca insanlığın da, İslam'ın da ana amaçlarından birisi adaleti tesis etmektir değil mi?
Adaletin popüler tanımlarından birisi ise; şeyleri olması gereken yere koymak, herkese hak ettiğini vermektir.