1
Yerel seçimler yaklaşırken, Ak Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı; “bu seçimlerde adaylarda 94 ruhunu temsil edip etmediğini arayacağız” anlamında şeyler söylemiş.
Meseleye önce olumlu zaviyeden bakarsak, Ak Parti’nin 94 yılında Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’yla başlayan süreci hatırlaması (sadece hatırlama ile kalsa dahi, ki o bile zihinlerde olumlu izler bırakır) güzel bir şey.
Ancak madalyonun bir de öbür yüzü var.
Eğer bir toplumda; bugünden, şimdiden, burada olmaktan daha çok geçmişe vurgu yapılıyorsa;
Eğer bir toplumda geçmişten siyasi ve sosyolojik reçeteler çıkarılmaya çalışılıyorsa;
O toplumda bir problem var demektir, bir şeyler yanlış gidiyor demektir.
Bu arayışlar eksik olduğuna inanılan bir şeyin aranması demektir.
Günün çalkantılı ortamından geçmişin dingin limanına sığınma ihtiyacı tam da buradan kaynaklanmaktadır.
2
Ayrıca;
Sosyolojik olarak 94 ruhunu yakalamakta pek mümkün değildir.
Hem o günkü dışsal şartlar bugünkünden değişiktir, hem bugünün çocuklarının beklentileri ve donanımları o günkünden çok farklıdır.
Öyleyse bu kadar farklı yapıların aynı duygu ve düşünceyi üretmesi, taşıması, içselleştirmesi pek mümkün değildir.
O günün Türkiye’si, o günün İstanbul’u başka bir Türkiye ve başka bir İstanbul’du.
O Türkiye ve İstanbul karşısında konumlanan bizler de başkaydık.
Bu ‘başkalaşmayı’ çözümlemediğimiz takdirde benzeşmeye dair bir atıfta bulunmak mümkün değildir, yersiz ve isabetsizdir. Vesselam.
3
Öyleyse bugünün ruhuna uygun çıkarsamalarda, üretimlerde bulunmalıyız.
Ak Parti, geçmişte başarıyla yaptığı gibi bugün de günün ihtiyaçlarına ve sorularına cevap üretmeli;
Topluma gelecek tasavvuru sunmalı/sunabilmelidir.
Ak Parti de bu güç ve yetenek bilkuvve hep var olmuş olup, gücü gerektiğinde, usulüne uygun bir biçimde bilfiile dönüştürmektir yapılacak olan.