Çocuğunuzda konuşma ya da dil gelişim problemi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yaşıtlarıyla kıyaslamak yerine Dil ve Konuşma Patoloğu Gayem Köprücü’nün anlattıklarına kulak verin.
Aileler, çocuklarının nasıl konuşup iletişim kurduğunu dikkatle dinler ve izler. Ayrıca çocuklarının akranı olan oyun arkadaşlarını da dinler hatta varsa diğer çocuklarının o yaşlardayken neler yapabildiklerini hatırlar ve performans kıyaslamaya başlarlar…
Eğer ebeveynler gelişimin yavaş olduğunu düşünüyorsa bunu diğer ailelerle, akrabalarla ya da çocuklarının doktoruyla paylaşabilir. Bu noktada genellikle şöyle cevaplar alırlar: “Benim oğlum da geç konuştu ama şu anda hiç susmuyor.” “Merak etme, büyüyünce gelişir.”
NE KADAR BEKLEMELİ?
Ancak ya gelişim göstermezse? Uzun süre bekleyip sonrasında daha erken çözüm aramış olmamız gerektiği ortaya çıkarsa… Endişeliyken ve çocuğunuz için her şeyin en iyisini isterken beklemek çok zor. Peki, anne-baba ne yapmalı? Tam olarak ne yapacağımızı nasıl bileceğiz?
Tam olarak bilemeyeceksiniz! Çocukların dil ve konuşma gelişimi sırasında yaşadıkları evreler çok belirli ve sabittir ancak mihenk taşlarına ne zaman gelecekleri çok değişkendir. Çocuğun doğuştan sahip olduğu dil öğrenme yeteneği, öğrenmekte olduğu diğer beceriler, maruz kalıp çevresinde duyduğu dil kullanım miktarı ve şekli, iletişim kurma gayretlerine çevresindekilerin verdiği cevaplar gibi etkenler dil gelişimini yavaşlatabileceği gibi hızlandırabilir de. Bu sebeplere bağlı olarak bir çocuğun 3 aylıkken ya da 1 yaşına geldiğinde dil gelişiminin hangi seviyede olacağını kesin olarak söylemek güçtür.
RİSK YARATAN FAKTÖRLER
Konuşması geciken 18-30 ay aralığındaki ve normal zekâya sahip bir çocuğun, dil problemlerinin devam etmesi riskini artırabilecek bazı sebepler vardır. Bunlar şöyle özetlenebilir:
- Alıcı dil-algılama: Dili algılama genellikle dilin kullanılması ve ifade becerilerinden daha erken gelişir. Bazı bilimsel çalışmalar 18-30 ay grubunda, konuşması geciken çocuklar üzerinde incelemeler yapmış ve yaşla uyumlu algılama becerilerinin geç konuşmayla gerçek dil gelişim problemi arasındaki farkı ortaya koymada önemli bir veri olduğunu göstermiştir.
- Jestlerin kullanılması: Değişik durumlar için çok sayıda jest kullanan çocukların yaşıtlarını yakalama ihtimalleri daha yüksektir. Konuşma dışı iletişim sistemlerini kullanan çocukların konuşarak iletişim kurma kabiliyetlerinin de kendiliğinden artış gösterdiği yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.
- Tanının konduğu yaş: Çok sayıda bilimsel çalışma çocuğun tanı konma yaşı büyüdükçe alınabilecek olumlu sonuçların azaldığını ortaya koymuştur.
- Dil gelişiminde ilerleme: Bir çocuğun dil gelişimi yavaş olsa da en azından her ay yeni bir şeylerin başarılıyor olması gerekir. Yeni kelimeler kullanılmaya başlanabilir. Zaten kullanılan kelimelerin bir kısmı daha fazla sayıda kavram ve amaç için kullanılabilir hale gelir. Örneğin; “Su” bir gün “Bu benim suyum” anlamına geliyorsa; ertesi gün “Suyumu istiyorum”; sonraki hafta “Suyum nerede? Suyumu göremiyorum” anlamına gelebilir. Birden fazla kelime bir araya getirilmeye başlanabilir (“Su istedim”, “Su yok” gibi) ya da birden fazla kelimenin bir araya gelmiş şekliyle oluşturulan kalıplar daha fazlaca kullanılmaya başlanabilir.
İLLE DE SORUN OLMAYABİLİR!
Tüm bunlara rağmen; 25-26 aylık çocuklar arasından ‘alıcı dil kabiliyetleri’ en alt seviyede olanların 10 ay sonrasında ifade edici dil kabiliyetlerinin en üst düzeyde olabildiğini gösteren çalışmalar da var.
AİLELER NE YAPMALI?
Anne-babalar, eşin dostun fikirlerine, deneyimlerine, tahmin ve önerilerine güvenmemeli. Eğer aile, çocuğunun dil gelişimiyle ilgili endişeliyse bir dil ve konuşma patoloğu ile görüşerek profesyonel değerlendirme yapılmasını sağlamalı. Dil ve konuşma patologları ‘alıcı’ ve ‘ifade edici dil’i değerlendirir; dil gelişimini yavaşlatacak faktörleri belirleyip daha sonraki adımlar için yol haritası çizebilir.
ŞARKI SÖYLEYİP OYUNCAKLARINI KONUŞTURUN
Doç.Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı- Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Anne ve babaların bebekleriyle oynadığı oyunlar ya da aldıkları oyuncaklar bebeğin konuşma sürecini doğrudan etkiliyor. Ebeveynlere ilk 3 yaşta televizyon ve bilgisayardan yararlanmak yerine şunları tavsiye ediyorum:
- Tekerleme, bilmece ve şarkılar söylemek.
- Telefon, mikrofon gibi konuşabilecekleri ve şarkı söyleyebilecekleri oyuncaklar.
- Birlikte yapılan aktivitelerin anlatılması.
- Sayı saymak (1’den 10’a kadar).
- Resimli kitap okumak, anlatmak, bu sırada sorular sormak. Köpek nerede; elmayı gösterir misin; gibi…
- Oyuncak hayvanları ya da kuklaları konuşturmak.
TELEVİZYON, ÜÇ YAŞTAN SONRA FAYDALI
Çiğdem Ergül-Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı
Genel gelişim: Sağlıklı gelişim özellikleri taşıyan tüm bebekler konuşmayı öğrenmek, kendiliklerinden edinmek için adeta programlanmıştır. Çocuğunuza konuşma öğretmek için ona doğru model olmanız yeterlidir.
Genetik özellikler: Yapılan araştırmalar dil ve konuşma becerilerinin genetik özelliklerle yakından ilgili olduğunu göstermektedir.
Çevresel faktörler: Akranları ve diğer yetişkinlerle etkileşim içinde olabilmek için sosyal bir ortamda büyümek dili edinmesi için gerekli koşuldur.
Anne baba tutumları: Karşılıklı iletişim ve etkileşimin gelişebilmesi için sevgi ve ilgi dolu bir ortam gereklidir.
Okul öncesi eğitim: Sosyal ve akademik becerilerin gelişimi için okul öncesi eğitimin önemi büyüktür.
Televizyon izleme süresi ve niteliği: Televizyon üç yaş sonrası çocuklarda dil gelişimini destekleyen bir etmen olmakla birlikte, 3 yaşın altında özellikle uzun süre izlenildiğinde dil gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Unutulmamalıdır ki dil gelişimi için iki yönlü etkileşim gereklidir.