Asıl mesele, HDP/PKK'yı kaybetmemek.
HDP açıktan yapılan ama bir türlü resmiyet kazanmayan ittifaktan rahatsız olduğunu defalarca söyledi.
Son olarak Demirtaş içeriden uyardı; "Peşinen söyleyelim, HDP'yi ciddiye almayan kaybeder."
Garo Paylan; "Millet İttifakı'nın parçası olmak istemiyoruz. Bizim yolumuz üçüncü yoldur."
Eş Genel Başkan Buldan Bundan; "Sonraki seçimlerde hiç kimse bizden aynı tavrı beklemesin."
Alıştık artık. Sabah erken kalkan HDP'li CHP'ye ayar çekiyor, tehdit ediyor...
CHP de "İp cambazı" maharetiyle dengeyi sağlamaya çalışıyor...
CHP heyeti Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ni ziyaret etti. Mesrur Barzani, Mesut Barzani, Nerçivan Barzani.., velhasıl bilumum Barzani ile görüştü.
CHP bir mesaj verdi, ama fayda etmedi.. Bayram değildi seyran değildi, HDP de ne olduğunu anlamadı.
Kılıçdaroğlu en net mesajı direkt gönderdi; "Kürt sorunu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. HDP'yi meşru organ olarak görebiliriz" dedi...
Cevap Sezai Temelli'den geldi; "Kürt sorununun çözümünün yegane muhatabı HDP değil... Asla unutulmaması gereken şey demokratik çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı'dır" dedi... Sezai Temelli baskıyı görünce, "bu benim fikrim, HDP'yi bağlamaz" demiş.
Öyledir!.. Apo'nun heykelini dikecek olan Demirtaş ve Kandil de farklı mı düşünüyor acaba?
Bakalım HDP Eş Başkanları çıkıp "İmralı bizi bağlamaz" diyecekler mi?!
Barzaniler'le görüştü, 'meşru organ' HDP'ye selam çaktı. CHP, HDP'nin gönlünü almak için elinden geleni yaptı.
Ve bakalım HDP'yi, terör örgütü PKK'nın yanında konumlandıran Akşener'in CHP'ye cevabı n'olacak?..
HDP, "ittifaka ihtiyacımız yok" diyor...
CHP'nin ise hem İP'e, hem HDP'ye ihtiyacı var.
Bakalım İP'in CHP'ye ve HDP'ye ne kadar ihtiyacı var?..