"Sonbaharda seçim olacak". Sonbahara geldik, ama bir hareket yok.
Akşener ise, "Haziran ayında seçim olur" demişti. O da tutturamadı.
Mevsimler tutmayınca, "Erken seçim değil, derhal seçim" demeye başladılar.
O ne ola ki?!..
Seçim kanununda "erken seçim olamıyorsa, hemen seçime gidilir" maddesi mi var? Eskiden şehirlerarası telefon görüşmesi için "acele", "yıldırım" olarak sıra kaydı yapılıyordu. Onun gibi bi'şey mi acaba?!..
Öteki de "ben başbakan olacağım" diyor.
Olursun tabii... Önce bir "derhal seçim" olsun, "hemen" seni başbakan yapacaklar...
"Derhal seçim" derken ve durup dururken yeni bir senaryo yazdı Kılıçdaroğlu.
Seçim öncesi çok sert bir siyasi ortam oluşabilirmiş.
Nasıl olacağını da aynen şöyle açıklıyor, tarafsız bağımsız fondaş medyaya;
"Karşı taraf gerilimi tırmandıracaktır. Siyasi cinayetten endişe ediyorum. Ben şundan eminim, eğer iş belli grupların ellerine silah alıp, belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse, bir gerilim olmaz..."
Akla FETÖ taktiği geliyor. Önce "sizi zehirlemek istiyorlar, duyum aldık efendim" derler, ihbarda bulunurlar. Sonra yemeğe zehri kendileri koyarlar...
Eline silah alacak o belli gruplar nerede?..
Öldürülecek belli kişiler kimler?..
Korkunç bir kaos senaryosu ortaya koydu Kılıçdaroğlu...
Senaryoyu kim hazırladı?.. Bu bir ön alma mıdır?.. Altlık mı hazırlanıyor?.. Kaynak?..
İktidar seçim öncesi şiddet ve çatışma ortamı hazırlayıp, gerilim üzerinden siyaset yapabilirmiş... Belli gruplar ellerine silah alabilir, belli kişileri öldürebilirlermiş...
Bunu söyleyen de CHP Genel Başkanı...
Gezi'de ortalığı yakıp yıkan çapulcu vandalların alınlarından öpen,
6-8 Ekim olaylarının azmettiricisini, FETÖ'cüleri hapisten çıkarmaya çalışan,
250 asker, polis ve korucuyu şehit verdiğimiz çukur eylemlerindeki PKK'lı teröristlere; "hendek kazan arkadaşlar" diyen Kılıçdaroğlu...
Senaryoyu da şöyle tamamlamış;
"Gerilimlerden olabildiğince uzak durmamız lazım. Ben bütün milletvekili arkadaşlarıma, il başkanlarına 'sakin' olmalarını, 'sokağa inmemelerini' söylüyorum..."
Sokağa inmeyeceklermiş?!..
15 Temmuz işgal girişiminde, tankın arkasından "sessizce" sıvışan,
Televizyonun karşısına oturan, "arkadaşlar bizi bilgilendiriyor" deyip darbeyi "sakince" izleyen,
CHP teşkilatını "sahaya indirmeyendir" Kılıçdaroğlu,
Öyledir...
Nerede sakince oturulacak, nerede sokağa inilecek gayet iyi bilir muhterem!..