CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı bir Hacı Muharrem vardı…
CHP Genel Başkanı olacaktı. “Yenmiş de yenmiş..,” derken Kılıçdaroğlu onu da yedi!.. Aklımızda; “Kuantum, kasket, bisiklet, her gün Cuma, Amerikalılar beni aradı, Ayet’el Kürsi, abdestsiz sokağa çıkmam..vs,” kaldı…
Yerel seçimler için yeni bir sevgi pıtırcığı buldular…
Bir başladı…
Beton Kemal.., Huzur Duası.., günde 60-70 iftar.., yanağa şaplak.., beynini yorma, ukalalık yapma, bir duyum aldım, herkesi kucaklarım, Demirtaş’ın çizgisi, zumlayan kameramanların kovulması, Ethnos’a röportaj, tablomu götürdüler, nitelikli dolandırıcılık davası, anladınız siz onu.., bütün oylar sayılsın dedim.., en çok YSK’ya güveniyorum, en çok YSK’yı kınıyorum.., fotoğrafımı siteden kaldırmışlar, antrikot değil musakka yerim, oy mazbata mazbata, ünlem koydum A. Hakan’a.., Binali Bey soruları istedi.., İt mi, basit mi?...
Tabii ki bir kısmını yazdık. Birkaç aya onca tornistanı, yalanı sığdırdı…
Demem o ki, CHP’de gelen gideni aratıyor.
Bir önceki adaya yazı başına 1 yalan düşüyordu.
Bu adaya yazı başına ortalama 3 yalandan fazlası düşüyor. Hangi birine yetişeceksin. (Daha bu sabah (dün), dedesinin Genelkurmay’da “İstiklal Gazisi” olarak herhangi bir kaydı olmadığını yazmıştı Mahmut Övür. Bu satırları yazarken kim bilir yeni bir yalanı da çıkmış olabilir!..)
Yahu yıllardır Kılıçdaroğlu’nu yazarım, onun 10 yıla sığdırdığını, İstanbul adayı 1 aya sığdırdı.
Hani derler ya; “Haline şükret, beterin beteri vardır” diye..,
Ah ulan, biz Kılıçdaroğlu’nun kıymetini bilemedik!..
O SORUYU SOR!..
“Kendimden çok eminim. Sorumluluğumu biliyorum. İddia ediyorum şu an Türkiye’de en rahat insan benim…” demiş İsmail Küçükkaya…
Alâ, alâ…
Günlerdir süren tartışmayı, onca yazılanı çizileni, senin kanalından Portakal’ın çıkışını göz ardı etmezsin değil mi?
Madem sorumluluğunu biliyorsun, kayıtları da var sizde. CHP adayına son kez sorarsın herhalde, “İtlik yapmıştır dediniz mi?..” diye.
Sormalısın, kaçamazsın.
Yoksa “kahraman” olayım derken “madara” olursun…