Ardı ardına 11 seçim/referandum kaybeden siyasetçi olarak tarihe geçti...
Söylediği yalanlar sebebiyle yine siyaset tarihimizin en çok tazminata mahkum olan siyasetçisi oldu.
En çok yalan söyleyen siyasetçi olarak siyaset tarihimizde yerini aldı.
Yok yok, merak etmeyin. Yine yeni bir yalanından söz edip canınızı sıkmayacağım. Çıta çok yukarılarda biliyorum. Seviye, "altın kaplamalı klozet kapağına" ulaşmış, daha ne olsun.
Demem o ki, ne kadar absürt olsa da "Kılıçdaroğlu'nun yalanlarının" eski tadı yok artık!
Haber şu..
Tazminat ödemeye mahkum edildiği davalara konu beyanlarını ısrarla sürdürdüğü için, (yani aynı yalanları tekrar ettiği için) Kılıçdaroğlu hakkında yeni tazminat dava/davaları açıldı...
Aynı yalanları tekrarlamak, daha çok ve daha çabuk tazminat ödemek demek.
Daha kreatif yalanlar şart.
Mesela, "Katarlılara karpuzun kilosu 25 kuruştan satılıyor" ya da "Eskimolar, Adana'daki 'iglo'larda 'ücretsiz' kalıyor" gibi.
11 seçim ardı ardına kaybettin ya. Ancak böyle daha orijinal yalanlarla bir 11 seçim daha kaybedip, koltuğunu muhafaza edebilirsin.
Sen de böyle bir potansiyel var "demokrat" amca!..
Kaçak restoran ve plajı kaydırsaydınız da!..
Halk TV'nin patronu Cafer Mahiroğlu sahibi olduğu (Çanakkale-Ayvacık'ta) kaçak restoran ve plajın açılışını yapıyor.
Genel başkan yardımcısı, vekil ve parti meclisi üyelerinin bulunduğu kalabalık bir CHP'li grup da kaçak tesis açılış törenine katılıyor.
Tesis kaçak. Yapıldığı yer, ikinci derece "sit alanı". Neyse ki İl Özel İdaresi yıkılması için suç duyurusunda bulunmuş.
Ne Halk TV'den ne de CHP'den tık yok! Aynen taciz ve tecavüz suskunluğunda olduğu gibi.
Çevreci arkadaşlar mühürlenmiş tesisin mührünü kırıp direkt açılış töreni düzenlemişler.
"Hani tesisi biraz kaydırsaydınız bari" diyeceğim ama o da işe yaramazdı.
Asrın kaydıraklı villacımızdan biliyoruz!
Jet Kemal!
Samsun'a gidiyor. "27 buçuk yılımı devlete verdim. Bütçe nasıl yapılır, para nasıl harcanır, tasarruf nasıl yapılır, israf nasıl önlenir ben bilirim" diyor. (Benim tek bildiğim genel müdürü olduğu SSK'yı tarihindeki en büyük zarara uğratmasıdır.)
Devletin filosundaki uçakları kastederek "lüks otomobilleri mi var, uçakları mı var? Satacağım onları" diyor.
Sonra Samsun'a geldiği özel jet uçağıyla geri dönüyor.
Ne diyordu gençler?..
Fıkra bu kadar!