Siyaset artık yeni bir döneme hazırlanıyor. AK Parti içinde bundan sonra verilecek her karar önümüzdeki on yılın yol haritasını belirleyecek. Nitekim geçen hafta AK Parti MKYK toplantısında üç dönem şartının devamına karar verildi.
Her şeyden önce bu karar, AK Parti’nin ilke partisi olduğunu tescilliyor. Bir yandan da Türkiye’de siyasetteki ezberleri bozuyor. Siyasetle özdeşleşen ‘makam ve koltuk bağımlılığı’ anlayışı artık sona eriyor. Bu karar aynı zamanda AK Parti gibi uzun yıllar iktidarda kalan bir parti için yenilenmenin ve zamanın ruhunu yakalamanın yollarını da açacak. Fakat aynı zamanda bir risk. Tecrübe sahibi siyasetçiler yerlerini yeni başlayanlara devredecek.
Ocak ayında Başbakan Erdoğan, Asya gezisi sırasında Tokyo’daki Nikkei Konferansı’nda Japonların sorduğu üç dönem şartı sorusuna verdiği cevapta bu konuya da değinmişti;
"Biz 9 milyonun üzerinde üyesi, 1 milyon civarında gençlik teşkilatıyla Türkiye'nin en örgütlü partisiyiz ve bu şekilde çalışıyoruz. Arkadan gelen kadroların da kendilerine ileride yer bulması gerekir... İstiyoruz ki bizim de gençlik teşkilatlarımızda, kadın kollarımızda bulunan arkadaşlarımız da hepsi bu imkanı yakalayabilsin... Kimse annesinden doğduğu zaman bu tecrübeyle doğmadı, hayatı yaşayarak bu tecrübeleri edindi ve biz de buna bu şekilde geldik.”
Buradan da anlaşılıyor ki, AK Parti ikinci on yıla yenilenmiş bir kadroyla girecek. Hem gençlerin hem de kadınların siyaset arenasında daha çok yer alacağı şimdiden görünüyor. Nitekim Başbakan her fırsatta kadınların siyasette daha çok yer alması konusunda teşviklerini beyan ediyor, seçilme yaşının 18’e indirilmesi konusunda girişimleri olduğunu ifade ediyor.
Genç nüfusa sahip Türkiye’nin siyasette kadınıyla erkeğiyle toplumsal çeşitliliği yansıtan geniş bir temsile sahip olması siyasetin dinamizmi açısından önemli. Tek tipleştirmeden, herkesi kendi özgün katkıları ile siyasete dahil edebilmek Türkiye’yi güçlendirir. Sözgelimi kırsal kesimin problemlerini elleri nasırlı, al yanaklı, sabahın beşinde ağılın yolunu tutmuş cefakar bir köylü kadından daha iyi kim bilebilir. Anadolu köyleri cesurca siyaset yapabilecek basiretli ve ferasetli nice bilge kadınla dolu. Onları ‘şehirli kadın’ formatına sokmaya zorlamadan kendi özgünlükleriyle Meclis’e taşımak siyaseti zenginleştirir. Çok yönlü bir değişim süreci ancak çok yönlü katılımla gerçekleştirilebilir.
Kuşkusuz bu değişim süreci içinde AK Parti’nin zor dönemlerinde siyaset yapmış insanların boşluğu fark edilecek ve tecrübelerine ihtiyaç duyulacaktır. Fakat görünen o ki, AK Parti’nin ürettiği siyasal akıl siyasetin sadece parlamentoda yapılmayacağını da öngörüyor. Nitekim Tokyo’daki konuşması sırasında Başbakan şunları da söylemişti:
"İlla milletvekili olmak şart değil. Milletvekili olarak başkaları çalışır, siz de partinizi madem seviyorsunuz, partinizin bir mensubu, bir üyesi olarak tecrübenizi bütün ülkenin değişik yerlerinde konferanslar vermek suretiyle, onların değişik çalışmalarında danışman olarak sürdürürsünüz. Hatta partiniz size ulusal, uluslararası bazda değişik vazifeler verir, bu görevleri gider yaparsınız. Hatta çeşitli vakıf çalışmalarının ya da düşünce kuruluşlarının içinde yer alırsınız...”
Türkiye’de siyasete dair ezberler bozuluyor. Görünen o ki 2015-2023 sürecinde siyaset yeni bir çehre kazanacak.