Nihayet Obama herkesi şok eden Suriye kararını açıkladı: Askeri müdahale yapılmalı fakat önce Kongre’ye danışılmalı.
Obama’nın bugüne kadar aldığı dış politika kararlarına bakıp bir profil çıkarmıştım: Dış politikada risk almayan, riskli durumlarda müttefiklerle hareket eden, pragmatik, insani kaygılara Amerika’nın çıkarlarını tehdit etmediği müddetçe öncelik veren, uzun askeri angajmanlara girmeyen ve kararlarını küçük bir grup danışmanla ya da tek başına alan bir lider. Bu yüzden Obama’nın son kimyasal saldırıdan sonra aldığı müdahale yanlısı tavır beni şaşırtmıştı, özellikle de İngiliz parlamentosu müdahaleyi reddettikten sonra ‘İngilteresiz de müdahale ederiz’ demesi. Ben Obama’nın mümkün olduğunca müdahaleye direneceğini ve BM ya da NATO desteği olmadan kesinlikle müdahale etmeyeceğini düşünüyordum.
***
Fakat geçen haftadan beri Obama yönetiminden gelen açıklamalar gözardı edilecek gibi değildi. Saldırıdan sonra Obama danışmanlarını toplamış ve basına sızanlara göre müdahale edilmesi gerektiğini söylemişti. Danışmanlar toplantıdan sonra müdahale için çalışmaya başlamışlar, Kerry tatilini kesip ellerinde saldırıyı Esad’ın yaptığını kanıtlayan belgeler olduğunu söylemiş ve müdahale için BM raporunun dahi beklenmeyeceği izlenimini vermişti. O zamana dek şüphesi olanlar için Kerry’nin cuma günü yaptığı konuşma birkaç gün içinde müdahalenin başlayacağına dair kesin kanıttı. Fakat Obama cuma akşamı Özel Kalem Müdürü Mcdonough ile çıktığı yürüyüşte ilk kez meseleyi Kongre’de oylama fikrini açmış ve danışmanlarına kararını açıklamış. Danışmanları Kongre oylamasının hiç tartışılmadığını, seçenekler içinde dahi olmadığını söylüyor.
Suriye’ye müdahale için Obama’nın Kongre’den izin almasına gerek yoktu, Libya’da almamıştı. Ne oldu da Obama bu noktaya geldi? Libya’dan farklı olarak bu kez ne BM Güvenlik Konseyi kararı var, ne Arap Birliği ya da NATO desteği. Son haftalarda Kongre’den de kararın Kongre’ye danışılması konusunda baskı arttı. Ve en nihayetinde Obama bu riski tek başına almak istemedi ve siyasi bir karar verdi. Şimdi top Kongre’nin sahasında. Obama konuşmasında uluslararası camiayı müdahaleye direnmekle suçlayıp Suriye’de öldürülen çocuklardan uzun uzun bahsederek de kendisine yöneltilecek ahlaki suçlamaları da püskürtmeyi umuyor.
***
Fakat bu karar çok riskli. Kongre 9 Eylül’e kadar kapalı, yani o zamana kadar herhangi bir oylama olmayacak. Olsa dahi Kongre’den evet çıkması zor, tabii o arada başka bir kimyasal saldırı olmazsa. Obama’nın sadece Cumhuriyetçileri değil kendi partisini de ikna etmesi gerekiyor. Senato’dan evet geçebilir ama Temsilciler Meclisi zor görünüyor. BM kararı olmadan müdahaleye karşı çıkan bir mektuba 50 Demokrat ve 110 Cumhuriyetçi imza atmış, bu Temsilciler Meclisi’nin neredeyse yüzde 40’ı demek. Müdahaleyi en çok destekleyen Senatör McCain bile sembolik bir saldırıya hayır oyu kullanacağını söylüyor. Tartışmalar sürerken Obama, G-20 zirvesinde ittifak oluşturmaya çalışabilir. Fakat bu arada Amerika’nın müdahale edeceğini söyleyip sonra ipe un sermesi Esad’ı hem daha büyük bir saldırı konusunda cesaretlendirebilir hem de askeri birliklerin ve ekipmanların yerini değiştirmesi için zaman verir. Bir haftadır silah ve araçları okullara ve sivillerin yaşadığı yerlere yığıyor zaten. Kısacası Amerikan başkanının hoş bir Washington akşamında Beyaz Saray’ın bahçesinde yürürken aklına geliveren ve kendi açısından meşruiyeti sorgulanmaz bir fikir binlerce çocuğun daha kimyasallarla öldürülmesine sebep olabilir.