Dış açığın ‘sorumlularından' gösterilen çelik sektörü adına Namık Ekinci, “Hurda ithal ediyoruz ama ihracat da yapıyoruz. Üretimde kullanılan hurdanın ancak 3'te 1'ini iç piyasadan temin edebiliyoruz” diyor.
Hurda ithal edip, ağırlıklı olarak katma değeri düşük ürün ihraç ettikleri için cari açığa neden oldukları eleştirisine muhatap olan çelik sektörü kendisini anlatabilmek için Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de kapısını çaldı. Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci’nin ortaya koyduğu tablonun aslında çok basit bir sonucu var: Türkiye’de hurda vardı da çelik sektörü mü almadı? Koskoca Ali Sami Yen bile tahmin edilenden daha kısa bir sürede yıkılmadı mı, yeterince demir kullanılmayan koskoca stat peynir gibi ufalanmadı mı? Namık Ekinci’ye bir dokundum, bin ah işittim. Sadece Türkiye’de de değil yurtdışında da rakiplere karşı ne büyük varlık savaşı verdiklerini anlattı.
Dış açığın müsebbibi olan sektörlerden biri olarak gösteriliyorsunuz. Siz dış ticaretin sevilmeyen çocuğu musunuz?
Yanlış algılamadan, yanlış değerlendirmeden kaynaklanıyor. Bize haksızlık yapılıyor ama neyse ki eski dozajı kalmadı, bizi anlamaya başladılar. Ankara, ekonomi bakanlığı, bürokratlar bizim suçsuz olduğumuzu biliyor da özellikle bazı ekonomistler bunu yazıp çiziyordu. Biz de sektörün yanlış anlaşılmasını engellemek için, kendimizi doğru anlatabilmek için uluslararası kuruluş A.T Kearney’e çalışma yaptırdık, Global Hurda Pazarı Değerlendirmesi adlı bir raporu hazırlattık.
Eski bakan Zafer bey'e de söyledim
Ekonomistler diyorsunuz ama eski bakan Zafer Çağlayan sizi suçlayanlardan biri değil miydi, yanlış mı hatırlıyorum?
İthalat yapıyoruz evet ama bir de ihracat yapıyoruz. Onlar günah keçisi arıyordu, en kolayı da çelik sektörü. Zafer beye de o zaman böyle söyledim. Bu gibi kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine yönelik sektörün rahatsızlığını gittim, kendisine de söyledim. Hatta bunu birliğin başkanlar kurulu toplantısında, tüm başkanların yanında söyledim. Bu söylemler maalesef dışarıda da yankılanıyor. Türk sanayisine karşı hareket eden yabancı sanayiciler var ve hemen hemen dünyanın her yerinde var. Bir yandan ABD ağırlıklı olmak üzere anti-damping, tarife dışı engellemelere karşı mücadele veriyoruz, bir yandan da ülkemize Çin ve Ukrayna kaynaklı dampingli malların girmesi var. Yani biz bir yerde mücadele vermiyoruz, dışarıda da, içeride de uğraşıyoruz.
Yurtdışında yatırımı düşünüyoruz
Ekonomi Bakanı Zeybekçi’ye derdinizi anlattınız mı?
Şimdi Zafer Bey görevden ayrıldı diye arkasından konuşmam. İyi bir insandır, ihracat için çok büyük, çok özverili çalışmalar yaptı. Yeni bakan Nihat Bey de öyle. Özverili çalışıyor. Biz kendisine anlatmadan önce, bizim sektörle ilgili bir anlatım olmuş. Sonra biz gittik, kendimizi anlattık. 'Biz ithalata karşı değiliz ama yerli üretimi artırma taraftarıyız' dedi. Doğru söylüyor. Yerli hurda veya yerli cevher kullanımını biz de düşünüyoruz ama cevherde de sorun var. Düşük kalorili bir cevherimiz var. Kuruluşların ekonomik üretim yapabilmesi için kullandıkları hammadde çok önemli. Bu yüzden de ithalat yapmak zorundayız. Hatta şöyle söylemler oldu yurtdışında yatırım yapalım. Evet, biz sektör olarak yurtdışında yatırım yapmayı düşünüyoruz.
Türkiye'nin hurdası kıt bu yüzden ithalat şart
Türkiye’nin enerji kaynağı yok bunları biliyoruz da hurdası niye kıt?
Hurda nedir? Daha önce kullanılan metalin miadını doldurduktan sonra tekrar ekonomiye kazandırılması için toplanması. Geçmişte ne kadar çok metal kullandıysanız, miadını doldurdukça hurda olarak ortaya çıkıyor. Demek ki geçmişimizde fazla demir metal kullanmışlığımız yok. Diyelim ki bir bina yıkılacak, içindeki demir kullanılacak. Bizde geçmiş inşaatlarda yeterince demir kullanılmadığı için hurda çıkmıyor. Bizde malum otomobiller 30 yaşına kadar kullanılır, daha yeni yeni bu aşağıya inmeye başladı. Rakamını da vereyim yıllık 34.3 milyon tonluk nihai çelik üretimi için 32.2 milyon ton hurda kullanıldı. Bunun sadece 9.7 milyon tonu yurtiçinden temin edilebildi. Kalanını ithal etmek zorunda kaldık. Demek ki üçte birini iç piyasadan temin edebilmişiz, üçte ikisini ithal etmek zorunda kalmışız. Maalesef Türkiye’deki hurdanın yetersizliği nedeniyle 9.4 milyar dolarlık hurda ithalatına mecbur kaldık.
Katma değerli ihracat için inovasyon şirketi
Türkiye olarak, üretimde dünyada sekizinciyiz, ihracatta da yedincisiyiz. Buna karşılık ihracatta döviz getirisi açısından 13’üncüyüz. Katma değeri yüksek ürünlerin ihracatı için çalışmalarımız var. Birlik olarak ar-ge, inovasyon şirketini kurduk. Bir ayağı ar-ge inovasyon olacak. Bir ayakta da yurtdışı kuruluşlara laboratuvar hizmeti vereceğiz. Kalkınma Bakanlığı’nın teşviklerinden faydalanmak istedik. Sonucunu bekliyoruz.
DÖRT KOLDAN ÇABALIYORUZ
Dünyadaki gidişata göre bir süre sonra yurtdışından hurda temin edememe riski var. Buna nasıl hazırlanıyorsunuz?
Bizim ülkemizin yükselişinden çok rahatsız olan ülke oldu. Avrupa bir ara hurda ihracatını engellemeye çalıştı. Amerikalı sanayiciler de karlılıklarına bakıyorlar. Siyaseti de bulaştırıyorlar işin içine. 150 kongre üyesi imza atarak, Amerikan ticaret bakanına mektup verdi. O zaman dünya ticareti kuralları niye var? Bir yandan ABD ağırlıklı anti damping, tarife dışı engellerle mücadele ediyoruz. Bir yandan ülkemize dampingli mallar giriyor. Üreticiler artık bireysel değil, kolektif hareket etmek zorunda. Dışarı karşı birlikte hareket etmemiz lazım. Yılın 7 ayında yüzde ihracatımız 6.8 geriledi. Böyle devam ederse risk var.
90 yılda iğne üretmeyi beceremedik
Dönüyor dolaşıyor konu aynı noktaya geliyor, sizin verdiğiniz rakamlar da bunu teyit ediyor. Türkiye’nin 2023’de 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmesi için pahada ağır, yükte hafif ürünleri üretmesi ve ihraç etmesi gerekiyor. Sizde durum henüz tam tersi, bayağı bayağı hamallık yapıyorsunuz.
Diğer bir değişle evet, hamallık yapıyoruz. Bu hamallıktan kurtulmak için inovasyon, ar-ge şirketini kurduk. Kendimize has çelik üretebiliriz. Paslanmaz çelik konusunda yeni bir kuruluş yatırım yaptı. Yeni ürünler üretebilecek yatırımlar vardır. Çelik sektörünün içine girmediği ürün yok, gemide gidiyor, otomobilde gidiyor, beyaz eşya, makine imalatında var. Bu arada biliyor musunuz Türkiye’de iğne üretilmiyor. Bildiğiniz dikiş iğnesi var ya hammaddesini de üretemiyoruz, kendisini de üretemiyoruz. Ülkemizde sadece paketlemesini yapıyoruz.
Havuç kalktı tavşan gibi koşuyoruz
Türkiye’de kağıt, ambalaj üreticileri çöp toplayıcılarının sayesinde hayatlarından sizlere göre daha memnun. Acaba çöp toplayıcılarının hurda toplaması için teşvik mi etseniz?
Hurdayı artırmak için özendirmek lazım. Otomotivde yapıldı, pelt olmuşları veya yaşı yüksek olanların belli bir ücret ödenerek toplanması lazım. En önemlisi halkı bilinçlendirmek lazım. Hurda toplayıcılarına yönlendirmeli. Havuç ne mi olur? Değişebilir. Otomotivde olduğu gibi belli bir miktar para verilebilir. İnsanlar da bunu alışkanlık haline getirmek için. İhracatta da aynısı olmadı mı? Türkiye ihracat hamlesine başladığında bizlere havuç gösterdiler. Biz de tavşan gibi havucun peşinde koşmaya başladık. Onlar havucu çekti biz hala koşuyoruz. Bir de üstümüze yük verdiler, maliyetimizi artıran yük verdiler.