Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde dün çok önemli bir toplantı vardı, yeni Türkiye markası-amblemi tanıtıldı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin öncülüğünde, yaklaşık iki yıldır yeni Türkiye markası için çalışılıyordu.
Geçen hafta sonu Mardin’deyken, Mehmet Büyükekşi sohbetimizde anlattı:
“Önce biz kimiz sorusuna yanıt aradık. Cesur, girişimci ve esnek, koşullara, duruma çabuk adapte olabilen sonucuna ulaştık.”
Yeni Türkiye markasını ekonominin dilinden konuşuyoruz.
Elbette turizmde kullanılan ‘lale’ logosu varlığını sürdürecek.
Selçuklu motifli markayı da iş âlemi, ihracatçılar kullanacak.
Niye mi böyle bir marka ihtiyacı?
İtalyan ürünlerinden örnek vereyim. Çoğu tüketici ‘markasına’ bakmadan sırf İtalyan olduğu için kalitesine, pahasına daha ‘hoşgörülü’ davranır.
Türkiye’nin de derdi, 2023’te 500 milyar dolarlık ihracat. 500 milyar dolarlık ihracat yapabilmesi için pahada ağır, yükte hafif ürünleri ihraç etmesi gerekiyor. Bunun için de katma değeri yüksek, markalı, tasarım ürünler üretmek zorunda. Bu topyekûn bir savaş. TİM bir yandan ar(aştırma)-ge(liştirme)’yi, inovasyonu teşvik etmeye çalışıyor, bir yandan da marka olgusunu oluşturmaya.
Ve bir yandan Türk ürünlerinin kalitesi artırılırken, bir yandan da Türkiye’yi tanıtacak, Türkiye’yi hatırlatacak bir marka oluşturuluyor ki Türkiye’nin imajı da yükselsin.