Bülent Akgerman: İzmirli çoğu aile içine kapanık ve çok hızlı büyümüyor. İzmirlilerde risk iştahı zayıf. Sürekli şikayet ederek de, kendi enerjisini bunca yıl tüketti. Yeni nesil iş insanlarıyla bu trend bitecek.
Siyasetteki kavgalar, yanı başımızdaki savaş değil söz ettiğim, hep beraber barut küpü gibi dolaşıyoruz, millet olarak. Asık suratlı, hoşgörüsüz insanlar topluluğu. İzmir, boşuna İzmir değil. En azından İstanbul’a göre güler yüzlü. Ben de bir koşu nefes aldım, döndüm. (Bu arada uçak tekerleğini koyacakken, hoş geldin İstanbul’un stresine dercesine Atatürk Havalimanı’nı pas geçtik) Söyleşi konuğum İzmir’in köklü sanayici gruplarından AKG Grubu Başkan vekili Bülent Akgerman.
Çimentaş’ı Cementir Grubu’na sattınız, AKG'yi kurdunuz ama hala Çimentaş’ın sahibi diye anılıyorsunuz, değil mi?
Çimentaş’ı 1951’de Marshall yardımlarıyla iki dedem, babaannem ve arkadaşları kurmuşlar. Babamın babası hisseleri toplayarak en büyük ortağı olmuş. 2001’de İtalyan Cementir Grubu’na Çimentaş Topluluğu satıldı. Daha sonra turizm, gaz beton, Çimstone fabrikalarını çekirdek aile olarak geri aldık, AKG Grubu adı altında yapılandık. Balık çiftlikleri, gıda, quartz madenleri yatırımı yaptık, yeni fabrika ve kapasite artımı ile grubu büyüttük. İngiltere’de şirket açtık, ABD’de şirket açıyoruz. Babam ve kadeşimle yönetimdeyiz. Ben de Urla Şarapçılık, Rekmar Reklamcılık gibi bazı şirketlere ortak oldum, ayrıca melek yatırımcıyım.
FES TAMİRCİSİ
Siz ve kardeşiniz dördüncü kuşaksınız değil mi?
Dedemin babasının fes tamir edermiş, dükkanı varmış. Sanayicilikte üçüncü kuşağıyız, dedem 1930’larda ilk şapka fabrikasını kurarak sanayiciliğe adım atmış.
İzmir iş alemi neden ulusal basında az yer alıyor, gündem olmuyor? Gaziantepliler bile sizlerden daha çok yer alıyor.
Birkaç nedeni var. Birincisi gazetelerin Ege ekleri. İzmir’in en büyük firması vergi rekortmeni Arkas’ın haberleri bile bölge ekinde yer alıyor, ulusal basına girmiyor. İkincisi İzmirli çoğu aile daha içine kapanık ve şirketlerinin pr’ını layıkıyla kotaramıyor. Ve çok hızlı büyümüyor lar çünkü İzmirlilerde risk iştahı zayıf.
SİYASİ REKABET İYİDİR
Üçüncü neden de İzmir hep muhalif duruş sergiliyor. Özal zamanında da böyleydi, şimdi de. Bu muhalif duruşla hükümetlerin iş dünyası ile aldığı kararlar da, şehre yaptıkları yatırımlar da hep zayıf kaldı. Son dönemde AK Parti hükümeti İzmir’e ciddi yatırımlara başladı. İzmir’de ilk defa siyasi rekabet başladı. Son seçimlerde 30 ilçenin, 6’sını CHP kaybetti. Bu rekabet, İzmirliye yarıyor. Mevcut belediyeler de daha verimli çalışmak için ilave güç sarf ediyor artık.
kendi enerjisini tüketti
26 yıllık meslek hayatımda maalesef ki İzmirli işadamı denildiğinde aklıma ilk gelen hep dert yakınan, söylenen insanlar. Bu bölge insanı için genel bir mizaç mı?
Ne yazık ki, İstanbul’a imrenmekten bir de, kendi sektörleriyle ilgili hükümetlerle İstanbul iş dünyasının daha rahat iletişim kurduğunu düşünmekten ve hükümetlerin de İstanbul’u kayırdığına inanmaktan kaynaklanıyor. Sürekli şikayet ederek de, kendi enerjisini bunca yıl tüketti İzmir. Yeni nesil iş insanlarıyla bu trend artık bitecek, tersine dönecek. Yeni neslin dünya görüşü, iş yapma şekli, dinamizmi İzmir’i daha yükseklere taşıyacak. Aslında ihracat rakamına baktığımızda, gayri safi hasılasına baktığımızda İzmir hep ilk dörtte olmuştur. Hiçbir zaman duraklamadı ama büyüme hızı Anadolu kaplanları ile de aynı olmadı. İki serbest bölgesi, organize sanayi bölgeleri ve yeni yatırımlarıyla yeniden daha hızlı bir ivmeyle büyümeye başladı İzmir.
BAŞTA ÜRKTÜK, 2014 BEKLEDİĞİMİZDEN GÜZEL GEÇİYOR
Gaz beton üretiminde Türk Ytong’un yüzde 46 payının ardından siz AKG Gazbeton olarak yüzde 40 pazar payı ile ikinci sıradasınız. Gayrimenkul üreticileri geçen yılın muhteşem bir yıl olduğunu bu yıl, frene basılmayacak ama gazdan da ayak çekilecek diyorlar. Sizin için 2014 yılı nasıl geçiyor?
İnşaat sektörü başta olmak üzere iş dünyası yılın başında çok temkinli ve ürkekti, beklediğimizden güzel geçiyor. Biz, grup olarak ciro, satış, üretim hedeflerimizi iki kere iyi yönde revize ettik, gelecek sene için yarattığımız net fonda yani EBIDTA'da yüzde 30’un üzerinde büyümeyi bekliyoruz, bu sene de geçen sene ile kıyasladığımızda yüzde 26 oranında büyüme kaydedeceğimiz çok net görünüyor. İnşaat sektörünün gayri safi milli hasıladan aldığı oran yüzde 10’un altında ama etkileşimde olduğu birçok sektör ve istihdama katkısı göz önünde bulundurulduğunda gerçek bir lokomotif olarak önümüzde duruyor. Geldiğimiz gün itibariyle konut stokunun biraz fazlalaştığı görünse de, özellikle büyük şehirlerdeki kentsel dönüşüm sistematik bir şekilde hayata geçirilebilirse, inşaat sektörünün aynı ivme ile büyümeye devam edeceğini düşünüyorum.
İSKELE YAPABİLMELİYİZ
Dört katlı beton bina yapılaşmasından söz etmiyorsunuzdur her halde?
Kesinlikle bina değil, teknelerin bağlanabileceği iskele, lojistiği kolaşlaştıracak yapıdan söz ediyorum. Kanun nedeniyle iskele yapamıyoruz. Kıyıda hiçbir oluşum olmadığında yemi nasıl yükleyeceğiz, tekneyi nereye bağlayacağız. Yemi depolayacağımız bir depo olmalı. Biz grup olarak yasa çıkmadan çok daha önce çiftlikleri açığa aldık. Baktık koy içinde denizin rengi değişiyor biz açığa aldık. İşçilik maliyetlerinde yüzde 15, enerji maliyetlerinde yüzde 21 artışa rağmen kendimiz yasadan önce çiftlikleri açığa aldık.
2016'DA YENİ FABRİKA
Gaz beton üretiminde Türkiye olarak 2-3 sene önce Almanya’yı geçtik, ikinciliğe yerleştik. Şimdi Polonya’yı geçmek üzereyiz. Biz de iki fabrikamızda tevsi yatırım kararı aldık. Ana rakibimiz ile aynı zamanda yeni nesil yalıtım plakaları piyasaya çıkardık. Blok ürünlerimizi de hafifletiyoruz her sene. Dünyanın en sert mineral taşlarından quartz esaslı kompose taş, Çimstone’u tüm dünyaya satıyoruz. Yer döşemesi, duvar döşemesi ve banko, tezgah olarak kullanılan bu ürün dünyada da iddialı. İç pazarda Çin yapımı taklit ürünler, ithal Avrupalı ürünler ve rakibimizin üretiminin karşısında bizim pazar payımız yüzde 60’ın üstünde. Türkiye’de talebi karşılamakta zorlanıyoruz, 2016’da yeni fabrika kuracağız.
ALTYAPI YATIRIMI ÖNÜNÜ AÇACAK
İzmirlilerin risk iştahı yok derken kendinizi nereye koyuyorsunuz? Siz de tanımına uyuyor musunuz?
Genel tanım o, bizim gibi istisnalar var. Bizim İzmir dışında da yatırımlarımız var, Çorlu’da, Kırıkkale’de, İngiltere’de, ABD sırada, ardından Rusya. Çimstone ile de dünya markası olduk, balık üretimimizin yüzde 98’ini ihraç ediyoruz. Gaz betonda ise hacimli ürün olduğu için yakın ülkelere ihracat yapıyoruz. Kaldı ki, çokuluslu firmalar da İzmir’e gelmeye başladı, İzmir’de büyük gelecek görüyorlar. Hükümetin yapacağı alt yapı yatırımları ile Ege bölgesinin önünü açacağına inancım tam. İzmir gelecek 5 yılda bambaşka yerlere çıkacak.
CİRO SORMAK BİZE AYIPTIR
Evlilik hikayenizi okurken eskinin o güzel sevgi dolu Yeşilçam filmini izler gibiydim. Patronun eşi, fabrika müdürünün eşine ‘doğur’ diyor, yıllar geçiyor patronun oğlu ile fabrika müdürünün kızı bir iş toplantısında karşılaşıyorlar ve oğlan aşık oluyor. İstanbul’da, Ankara’da insanlar asık suratlı, bağırıyor, çağırıyor, sevgiden söz etmiyor. Siz İzmir’de başka bir evrende mi yaşıyorsunuz?
TÜSİAD’ın iki dönem yönetiminde yer aldım, SEDEFED'de başkan, TÜRKONFED’de başkan yardımcısıydım. Orada en alçak gönüllü olanı, en içten olanı bile ciromu, çalışan sayımı sordu. Çok garip, bizde bunları sormak ayıptır, merak da etmeyiz.
HÜKÜMET BÜYÜK BALIKÇILARDAN DESTEĞİ ÇEKTİ, İYİ YAPTI
Balıkçılıkta kıdemli Selçuk Yaşar, balıkçılığın yeteri kadar desteklenmediğinden dertlenir, yakınır, hatta bu konuda kitapları bile var. Siz, 12 yıllık balıkçı olarak Türkiye, balıkçılıkta gelecek vaat ediyor mu veya nasıl vaat edebilir?
Selçuk Yaşar balık çiftliklerinde de, birçok sektörde de İzmir’de önder olmuştur, ilkleri gerçekleştirmiştir. Ancak eskisi gibi faal değildir. Dünyada rekabetçi olabilmemiz için dikey entegrasyon önemli. Hem yavruyu, hem yemi üreten firmalar, ölçek ekonomisini hedefleyen firmalar daha çabuk başarıya ulaşıyorlar. Sektörün tabii ki bazı sorunları var. Yeni bazı kanunlar, mevzuat değişiklikleri için taleplerimiz var. Talepleri bizim More Aqua Culture markamızın sorumlusu olan kardeşim Levent Akgerman yanıtlasın. (Levent Akgerman sözü alıyor:) Hükümet çok doğru iş yaptı, 500 tonun üzerindeki kapasitede desteğini çekti. Bu müteşebbis sayısını artırdı. Yavru üretimi konusunda bir regülasyon bekliyoruz. Bir de şunu bekliyoruz: Lojistik sorunu var. Balığın beslenmesi ve habat sürecinde ciddi bir külfet var, çok ciddi mesafeler kat ediliyor.