Van'dan Hakkari'ye dört saatlik yolculuğumuzda, otobüste yan komşum Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanı Cemal Şengel. 'Buraların yeşili hiçbir yerde yok' diyor. Şaşırıyorum, bir yandan sohbet ediyoruz bir yandan gözüm yol boyunca pek nadir rastladığımız ağaçlarda.
Erzurumlu yol arkadaşım, inatla 'yeşili' savunmaya devam ediyor:
'Yok, yok ağaçların bu mevsimde aldığı renk Türkiye'nin hiçbir yerinde yok. Şu renklere baksanıza, ömre bedel. Bütün gün, şu ağacın karşısında seyre durabilirim.'
Kaz Dağları'nı, Karadeniz'i örnek veriyorum ama Cemal Şengel'in bu inatçı savunması da insanın yüreğini aydınlatıyor.
'Şu suyun güzelliğine bakın' dediğinde de İstanbul'dan gelen ön ve arka sıradaki işadamları, ben artık kahkahayı basıveriyoruz.
Övdüğü su, bir avuç birikinti.
Sohbetimiz koyulaştıkça anlıyorum ki, Erzurumlu Başkan, memleketinin her santimetrekaresini seven biri.
Kolay değil elbette oralarda yaşamak.
Van'dan Hakkari'ye giderken üç otobüslük konvoyun birbirinden kopmasına izin verilmiyor, güvenlik nedeniyle. Önümüzde jammer, çoğunlukla da dağları santim santim inceleyen, ağır silah da taşıyan panzer. Üç kez güvenlik noktasından geçiyoruz.
Hakkari'de yapılacak toplantının organizatörü Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin Başkanı Mehmet Büyükekşi'ye nasıl bir güvenlik önlemi alındığını soruyorum.
'Üç tabur görevlendirilmiş.'
Cemal Şengel ilave bilgi veriyor:
'Üç gündür ilgili kişilerle irtibat kuruldu' diyor.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve İstanbul'dan giden 110 kadar işadamı heyetine yönelik sansasyonel bir hareket yapılmasından biraz endişe ediyor.
İnsanın içi acıyor. Benim memleketim artık bu belayı yaşamamalı. Silahın soğukluğunu değil, o ağacın, o suyun keyfini yaşamalıyız.
Doğulu artık 'Devlet Baba'dan değil zengin hemşerilerinden yatırım istiyor
MESLEK hayatım boyunca çok sık gittim Doğu, Güneydoğu illerine. 24 yıl içinde bölgenin işadamlarında da büyük bir değişim olduğunu gözlemliyorum.
1990'ların ortalarına kadar Doğulu işadamları 'Devlet Baba gelsin, yatırım yapsın' yaklaşımındaydı.
2000'lerle birlikte yaklaşım değişmeye başladı. Artık Doğulu işadamları diyor ki, 'Batı'ya göç etmiş, zengin hemşerilerimiz gelip burada yatırım yapmalı.'
Bir şey daha söylüyorlar:
'Bizler de taşın altına elimizi koymak zorundayız.'
Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanı Cemal Şengel'in ana işkolu inşaat, bu arada krom-mermer fabrikası, Elazığ'da plastik fabrikası da varmış. Bir de Dedeman Grubu ile birlikte Palandöken'de butik oteli bulunuyor.
Diyor ki, 'Dedeman niye gelsin tek başına. Mahalli işadamı da gücü nispetinde elinin taşın altına koyması lazım.'
Şunları da söylüyor:
'Bu bölgede doğmuş, büyümüş mühim işadamları var. Büyük sanayicilerin kendi memleketlerinde yatırım yapması haktır. Ahde vefalarını ödemeleri lazım. Bunu sağladığımızda ekonomik refahı yakalarız. Ekonomik refahı yakaladığımız zaman bu bölge mutlu bölge olur.'
Ve şöyle devam ediyor:
'Elbette, İstanbul'da, Batı'da yapılan yatırımın getirisi ile buradaki yatırımın getirisi aynı olmaz. İşadamı da uzun vadeli düşünmek zorunda. Kısa günün karına bakmamalı. Buraya yapılacak her yatırım Türkiye'yi huzurlu bir ülke haline getirecek.'