Deprem korkularımız depreşti ya (en azından benim) araştırmaya başladım: Oturduğum binanın sağlam olup olmadığını nasıl öğreneceğim.
Konuyla ilgili televizyon programlarını izliyorum, sonuç: İktidar partisine mensup belediye başkanları ile muhalefet partisine mensup belediye başkanları birbirlerine laf sokuşturmaktan öteye gitmiyor.
Sözüne çok güvendiğim, yüksek mimar Sinan Genim'i aradım dün, sordum:
Binalarımızın sağlam olup olmadığını nasıl öğreneceğiz?
Sinan Genim: Benimki sağlam, ben yaptım. 25 sene oldu, hiç endişem yok.
Tamam da bizimkileri Sinan Genim yapmadı.
Sinan Genim: Birileri özellikle insanların korkularına oynuyor. Bilim adamları korku enjekte edeceğine, önceden depremden nasıl haberdar oluruz konusunda çalışsınlar. Ayasofya, Süleymaniye durduğuna göre korku enjekte etmenin alemi yok.
Bizim binaları Mimar Sinan da yapmadı ki.
Sinan Genim: Binaların sağlamlığında iş, teknik adamlarda mı bitiyor sanıyorsun? İstenildiği kadar malzemeden çalınmasın, amele eğer betonu döküp yeteri kadar sulamıyorsa o bina sağlam olmaz.
Eyvahlar olsun, kaderimiz amelelerin elinde mi?
Sinan Genim: O kadar da korkmamak gerekir. Zemin sağlamsa, bina zarar görür ama yıkılmaz. Avcılar, Küçükçekmece sahil kesimi riskli çünkü zemin sağlam değil. Zemini sağlam olmayan yerler dışındaki yerleşim yerleri için özellikle korku enjekte ediliyor ki, yeni yapılar satılsın. Çok yapı yapılıyor.
Ben hala sorumun yanıtını alamadım. Örnek vereyim o zaman. Kardeşim Şişli'de bir daire satın alıyor. Sordu: 'Abla bu binanın sağlam olduğunu nasıl araştırtabiliriz?'
Sinan Genim: Şişli kayalık tepe, sağlam.
Peki, binadan numune alıp test yaptırılıyor...
Sinan Genim: Test yapmak için betondan numune alınıyor. Diyelim ki alınan numune binanın sağlam yerinden, diğer taraflar çürük. Ya da bina sağlam, bitişiğindeki bina çürük. Burada da önemli olan deprem sırasında yan bina yıkıldığında sizin binanızın mukavemete cevap verip vermeyeceği.
Ben iyice korktum.
Sonuç mu? Şunu öğrendim: Vicdanına, çalışma disiplinine güvendiğiniz müteahhidin yaptığı evde oturun. Bir de binanızı inşa eden ameleler işlerini iyi yapmıştır inşallah diye dua edin.
Merdivenler sağlammış
Sİnan Genİm: Gölcük depreminde bir binanın ikinci katında Japonlar, üçüncü katta da Almanlar oturuyormuş. Japonlar deprem sırasında çatıya doğru kaçmış, yaralanıyorlar ama kurtuluyorlar. Almanlar ise dışarıya çıkmak için aşağıya doğru koşuyor ve enkaz altında kalıyorlar.
Hani, deprem anında merdivenlere yönelmeyecektik. En tehlikeli yer merdivenlerdi?
Sinan Genim: Eski mevzuata göre yapılanlar tehlikeliydi. Yeni mevzuata göre betonarme yapılıyor. Merdivenler en sağlam yerlerden biri. En fazla yaralanırsınız.
Binanın penceresine, kapısına baktılar deprem akıllarına gelmedi
Yukarıdaki satırları yazarken, Sinan Genim aradı bu sefer:
'Kendi başına gelenleri yazsana.'
Doğru. Kaz Dağları'nda SİT alanı olan bir köy, evler de ikinci derece tarihi eser.
Aldığım metruk evin yakılıp yeniden yapılması için izin süreci 1.5 yıl sürdü. Evraklar, evraklar, evraklar... Denetimler, denetimler, denetimler.
İnşaat sürecinde, gazeteciliğe ara vermiş, AKŞAM gazetesinde yazmaya henüz başlamamıştım. Üç ay elimin hamuruyla inşaatta adeta ustabaşçılığı oynadım. Sorumlu mimar üç kez gelmedi, inşaatın denetimine. Taş ustasının elinde proje, ölçüp biçip evi yaptı. İnşaat bitti denetimler başladı tekrar. Denetime gelenlerin haddi hesabı yok. Pencere ölçüsü, tavan taban yüksekliği, kapıların boyu ve adedi, merdiven basamak sayısı, elektrik prizlerinin sayısı kontrol edildi.
Binanın depreme dayanıklılığın denetimi mi?
Statik projesi kağıt üstünde
var ya, yeter. Denetlemeye gerek var mı!