Cep telefonu Türkiye’ye geldiğinde abone olanlardanım, o gün bugündür de telefon numaram aynı. Bir işadamı söylemişti, “Biliyor musun, cep telefonu numaran kredibiliten.”
Özellikle esnaf dünyasında eski telefon numarası, kaçar-göçer olmadığının, borcuna sadık olduğunun göstergesiymiş.
Dün, Vodafone Türkiye Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı, Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel ile sohbetimizde aklıma geldi, yukarıdaki anekdot.
Vodafone, farklı bir operatöre taşınan numaranın aranması halinde gelen ‘bip’ sesinden rahatsız. GFK’ya bir araştırma yaptırmışlar:
Numarasını bugüne kadar farklı operatöre taşımayanlara gerekçesini sormuşlar: Bir bölümü “Bip sesi duyulduğunda beni arayanlar dinlendiğimi düşünür” diyormuş.
‘Dinleyenler’ henüz bu kadar ince davranış sergilemiyor da konumuz bu değil.
Büyük bir bölümü “Beni arayanlar yurtdışında olduğumu, dolayısıyla fazla ücret ödeyeceğini düşünür” diyormuş.
Bir bölümü de “Bip sesini duyan, ‘Hayrola işler mi kesat da ucuz operatöre geçtin?’ diye soruyor” karşılığını veriyormuş.
Hasan Süel, “Ekonomi kitaplarında etkin rekabetin basit tanımı vardır. Tüketicinin bağımsız karar verebilmesinin sağlanması. Bip sesi numara taşımak için engel” diyor ve ekliyor:
“2008-2009’da şebeke dışında farklı operatörden bir numara arandığında tarife farklıydı. Tüketiciyi korumak için bip sesi getirildi. Artık tarifelerin yüzde 95’i her yöne. Dolayısıyla tüketiciyi koruma vasfını yitirdi sadece rekabeti engelliyor.”
BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) bip sesiyle ilgili kamuoyu görüşüne başvurmuştu. Bugün, yarın kararını açıklayacak.
Muhtemelen verilecek karar ile kısa mesaj yoluyla ‘bip’ sesinin kaldırılıp, kaldırılmaması abonelerin tercihine bırakılacak.
Aksi zaten rekabete aykırı.
Demir ağlar yetmiyor, fiber ağlarla örmeliyiz
Vodafone Türkiye Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı, Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, “Türkiye dijital dönüşümharekatını başlatmak zorunda” diyor. Bir ülkenin kalkınması için karayolları, havayolları ne kadar önemliyse fiber ağlarla da örmek zorunda. Şu an Türkiye’de fiber ayak izi yeterli değil, dahası dengesiz.
Hasan Süer, “Türk Telekom’un mevcut altyapısının diğer şirketlerin kullanımına açılması gerekiyor” diyor.
Baz istasyonlarının tüm operatörlerin ücret karşılığında kullanımına açılması gibi.
Ve diyor ki, “2023 vizyonunda IT ve iletişim sektörünün büyüklüğünün 160 milyar dolara çıkması öngörülüyor. Şu an 30 milyar dolar civarında. Zıplama için de altyapı lazım.”
Türkiye’nin IT’de, çağrı merkezlerinde bölgesel güç ve cazibe alanı olması için fiber altyapı vizyonu gerektiğini söylüyor.
Henüz maalesef Türkiye, dünyadaki dijital dönüşümü, yeni dünyayı, yeni iş yapma şekillerini yakalayabilmiş değil. Özel sektörün temsilcileri de daha yeni yeni, ‘yeni dünya düzeninden’ söz etmeye başladı. TÜSİAD bile geleneksel sanayi dışında e-ticaret ile ilgili vizyoner bir raporu birkaç ay önce hazırladı.