Batum'da kaldığımız otelde hareketlilik başlıyor: Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakashvili nefes almaya geliyormuş. Ayda bir, iki kez gelip, kısa tatil yaparmış.
Batum geleneği: Çarlık Rusya'sında generallerin, Sovyet döneminde de bürokratların tatil beldesiymiş.
23 yılda üç savaş, iç savaş, Rus saldırısı, Gül Devrimi'ni yaşayan ülkede, üç özerk bölgeden biri olan Acara'nın 'başkenti' Batum, yeniden kuruluyor.
Virane yapılar yıkılıyor, görkemli binalar, yollar yapılıyor, altyapı yenileniyor.
Yeni Batum'da aslan payını da Türkler almış.
İlk büyük oteli Nurettin Çarmıklı (Nurol) yapmış, Sheraton zincirinde hizmet veriyor. Sheraton'un ardından da Radisson, Holiday Inn, Hilton, Kempinski sıraya girmiş.
Türklerden de Suudi Özkan Princess, Fettah Tamimce Rixos oteli için sırada. Reina'nın sahibi Mehmet Koçaslan da altı Reina, üstü butik otel olan bir tesis yapacakmış.
Obaçay'ı Ülker Grubu'na sattıktan sonra Üç Yaprak adıyla yine çay sektörüne giren Metehan Berktaş da Tamtrade şirketiyle Batum'da yatırıma hazırlanıyor.
Denizbank, Ziraat Bankası ve İş Bankası şube açacak.
Acara'da (Batum'da) en büyük yatırımcı Türkler. Otel, altyapı işlerinin toplamı son 10 yılda 200 milyon doları bulmuş. Türklerden sonra Kazaklar (150 milyon dolar) ve Azeriler (140 milyon dolar) ile geliyor.
Batum geleceğini kumar ve turizme bağlamış. 'Küçük Las Vegas olacak' deniliyor.
Las Vegas projesinde de Türkler aslan payını almış durumda.
'Bu yemeği ödemeye paramız yetmezdi'
GÜRCİSTAN Cumhurbaşkanı Saakashvili ile görüşemedim ama Acara Özerk Cumhuriyeti Hükümet Başkanı Levan Varshalomidze ile sohbet ettik.
Levan Bey, Saakashvili'nin üniversiteden yakın arkadaşı. Deniyor ki, 'Türkçeyi iyi anlıyor.'
Zaten, çevresindeki üst düzey bürokratların hemen hepsi Türkçeye hakim.
Batum'un mucizevi dönüşümünü konuşurken, Levan Bey'in danışmanı Nugzar Mikeladze (yine Türkçe) 'Eskiden kasamızdaki para bu yemeğe, bu masaya bile yetmezdi. Biz Batum'u Batum yapıyoruz' diyor.
'Binali Bey'i bağlayın bana'
ADI Batum Havaalanı ama aynı zamanda Hopa, Artvin yolcularının da havayoluyla varış noktası.
Uçaktayız, dönüş yolundayız diye düşünürken, bekleniyor, bekleniyor ve rüzgar nedeniyle İstanbul'a uçuşumuz iptal ediliyor. İkinci gün tekrar havaalanındayız, yine iptal.
Görüyoruz ki, Gürcü Havayolları vızır vızır kalkıyor, iniyor. THY yetkilileri diyor ki, 'Rus pilotları iman gücüyle kalkıyor.'
Espri bir yana bunun elbette imanla alakası yok. Gürcü uçakları küçük, uçurtma gibi kalkıyor. Bizim THY'nin büyük uçakları içinse rüzgar risk arz ediyor, pist kısa, karşısı dağ.
Elbette sinirleri gerilenler oluyor. Bir amca 'Binali Bey'i bağlayın bana' diye bağırıyor. Ben de o sıra THY Basın Müşaviri Ali Genç ile Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu'ya mesaj gönderiyorum: 'Bir kez daha gurur duydum, THY ile.'
THY iki gün üst üste uçuş iptali ile hanesine zarar yazıyor ama aynı zamanda da insanların hayatını riske atmıyor.