DLG-Alman Tarım Birliği 125 yaşında. Köylülüğü yenip, çiftçi dahası girişimci çiftçi yaratma peşinde. Projeleri ülkenin sınırlarını aşıyor, DLG International, Polonya, Çin, Hollanda, Romanya ve Türkiye'de ortaklıklar kuruyor.
Türkiye'deki ortak şirketin adı DLG Fuarcılık Ltd, Şti. Türk ortağı Önder Çiftçi Projesi.
Kendisini de çiftçi DLG Fuarcılık Genel Müdürü Nezih Suyaran, şunları söylüyor:
'1987'de Türk tarımında değişim ve yeniliği hedefleyerek Önder Çiftçi Projesi olarak yola çıktık. 24 yılda artarak büyüyen Önder Çiftçi bünyesinde danışmanlık derneklerimiz, tohumculuk şirketimiz, üretim ve pazarlama kooperatifimiz, sigorta ve aracılık şirketimiz, trading şirketimiz ve DLG (Alman Tarım Birliği) ile ortak kurduğumuz DLG Fuarcılık şirketimiz yer almaktadır. Hedefimiz tarım fuarcılığını dünyada olduğu gibi ülkemizde de bizim gibi çiftçi örgütünün düzenlemesi, doğru bilgi doğru ticaret felsefesiyle ülkemiz tarım sektörüne hizmet vermesidir.'
Önder Çiftçi Projesi'nin de özü şu: 'Köylülüğü yenip, çiftçi yaratmak.'
DLG-ÖÇP Tarla Günleri düzenliyorlar, 5-8 Mayıs'ta Adana'da. Fuarın ana sponsoru Garanti Bankası.
Tarım marketi, tüm tarım sektörünü bir araya getirecek. Sevinelim ama hayıflanalım da, bir zamanlar tarım ülkesi olmakla övünen, 'kendi kendine yetiyor' efsanesine inanan Türkiye'ye sanayide gelişmiş Almanya'nın çiftçileri destek veriyor.
Üç çocuk yapın evinizde oturun mutabakatı
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Başbakan Erdoğan'ın 'Herkesin 3 çocuğu olsun' sözleri için 'Buna kızanlar oluyor ama gerçekten doğru bir şey. Makul bir düzeyde nüfus artışının olması, sürdürülebilir bir yapı için önemli' diyor. Mevcut halimizdeki işsizlik sorununa hiç girmiyorum, gençler arasındaki işsizliğin daha da yüksek oranda olmasına da hiç girmiyorum. 'Gençlerimize iş yarattık mı da, sıra geleceğin gençlerini doğurmaya geldi' demekle yetiniyorum.
KA.DER'in (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği) '275 kadın milletvekili' kampanyasına katılan türbanlı yazar Nihal Bengisu Karaca en güzel yanıt veriyordu:
'3 çocuk yapın, evinizde oturun mutabakatının da kırılmasını istiyorum. Siyaseti düşünmüyorum ama benim gibi yaşayan, benim gibi giyinen, benim gibi düşünen kadınlar siyasette olmak istiyor. Başörtülü kadın 'Çankaya'da var' denilerek sembole indirgendi. Siyasetçi kocanın yanında orduevine girmenin de hiçbir önemi yok.'
Nihal Bengisu Karaca 'Kadınlar mutfağa hapsedildi' diyordu.
Üç çocukla evde veya erkeklerin 'Şimdi sırası değil' demesiyle siyasette.
Bazı gazeteciler hala farkında değil
NEDİM Şener ve Ahmet Şık'ın başına gelenler en kötü ihtimalle 'gözaltı' sürecinde kalır diye umut ediyordum. Tutuklandılar. Ağlıyorum Nedim için de Ahmet için de, mesleğim için de, ülkem için de. Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum, öyle slogan atmak için değil. Deli gibi, meczup gibi bağırmak.
Radikal gazetesi yazarıyken, 11 yıl boyunca avukatlarımdan biri olan, Nedim'in de avukatı Şehnaz'ı arıyorum. 'Bazı gazeteciler hala farkında değil' diyor. Milliyet Ekonomi Müdürü Murat Sabuncu, Nedim için 'Bir polis, arabaya binerken kafasından aşağı bastırıyor. Canım yanıyor...' diye yazmıştı. Benim de canım yanıyor. Poliste Nedim'e sorulan soruları okudukça bir kez daha canım yanıyor. Oysa gazetecinin iki sermayesi vardır: 'Belgeler ve telefon defteri.'
'Bu belgeler niye var? Bu kişilerle niye görüştün?' sorularıyla örgüt üyeliği sonucuna ulaşılması 'ileri demokrasilerde' olmaz.
Cumhurbaşkanı Gül, 'Kaygı duyuyorum' demiş. Duysun, hepimiz duyalım.