Seçim analizi yapanların büyük bir bölümü sağlıktaki icraatlarının AKP'ye oy kazandıran etkenlerden biri olduğunu tekrarlıyor. Bir hekim arkadaşımın söylediklerini, o seçim analistlerinin duymasını çok isterim. Diyor ki, arkadaşım:
'Günde ortalama 70 hastaya bakıyorum. Hasta başına 7 dakikalık muayene sürem var. Sürekli geldiği için tanıdığım hastalarımın, hastalık öyküsünü bildiğim için reçetesini yazıp, gönderiyorum. Onlardan arta kalan süreyi de diğer hastalara kullanıyorum.'
Arkadaşımın günlük temposunun hesabını çıkardım:
Sabah 8, akşam 17.00 arası 540 dakika eder. Süreyi 70 hastaya böldüğünüzde 7 dakika, 7 saniye ediyor. 7 saniyeden toplam 8 dakika 1 saniye arkadaşımın tüm gün boyunca yemek, tuvalet ihtiyacını karşılaması için harcayabileceği süre.
Şunu da vurgulayayım, arkadaşımın çalıştığı hastane İstanbul'un nezih semtlerinden birinde. O semtte yaşayanların çoğunluğunun özel hastanelere gidebilecek maddi gücü fazlasıyla var.
AKP hükümeti sağlıkta iyi bir şeyler yaptı elbette. Eskiden hekime erişimde insanlar sıkıntı yaşıyordu, sabahın kör karanlığında hastane kapısında beklemeye başlayıp, gün içinde sırası gelmediği için evinin yolunu tutmak zorunda kalıyordu.
Sağlıkta hükümetin en önemli icraatlarından biri sağlığa, hekime erişim imkanı oldu. İstediği hastaneye gitmenin, doktor yüzü görmenin, istediği eczaneden ilacını almanın rahatlığını yaşıyor insanlar artık. Ancak erişilen hekim yeterince ilgilenebilecek zamanı bulabiliyor mu? Kesinlikle hayır.
Anadolu Sağlık Merkezi CEO'su Dr. Hasan Kuş, sohbetimizde söylüyordu:
'Bizde çok büyük hekim sorunu var. OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında hasta başına düşen hekim sayımız düşük. Hemşire sayısındaki sıkıntımız ise dört katı.'
Gençleri özendirmek gerekiyor belki de. Üniversiteyi bitirip, iş bulamayacakları mühendislik alanları yerine hekim, hemşire olmalarını özendirmeli.
Bizim hekimler, İngiliz hekimlerine benzemez
TanIdIĞIm hekimler arasında kendi çapımda bir 'kamuoyu araştırması' yaptım. Konumuz, İngiltere Başbakanı David Cameron'un hastane ziyareti sırasında, doktordan fırça yemesi. Dahası kameraların önünde fırça yemesi.
İleri demokrasi 'örneklemesi'nde geçen haftanın en önemli gündem maddesiydi, İngiltere Başbakanı David Cameron'un yeni sağlık politikasını açıklamak için gittiği hastanede bir hasta ile sohbet ederken, doktorun 'hijyen kurallarına uymuyorsunuz' diye azarlaması.
Tanıdığım hekimlere sordum, 'Sen olsan nasıl tepki gösterirdin?' Nedense hepsi sadece gülümsedi.
Biz ne de olsa başbakanların, sağlık bakanlarının, hekimleri hatta başhekimleri fırçalamasına alışkınız. Onlar, azarlarken de yanlarında kamera ordusu ile birlikte hiçbir şekilde hijyen kurallarına uymazlar.
Özilhan tıp fakültesi kuruyor
Özİlhan Ailesi ile Yazıcı Ailesi'nin sahibi olduğu Anadolu Grubu'nun vakfına ait Anadolu Sağlık Merkezi'nin uzun zamandır üniversite projesi vardı. Daha önce Sabancı'nın üniversitesi ile Anadolu Sağlık Merkezi'nin birlikte tıp fakültesi kuracağı gündeme gelmişti ama görüşmelerden 'yatırım' kararı çıkmadı. Anadolu Sağlık Merkezi CEO'su Dr. Hasan Kuş, tıp fakültesi için sene sonuna kadar başvuruda bulunacaklarını söyledi. Tıp fakültesinin yanı sıra hemşirelik- sağlık yüksek lisans programını da dahil edeceklerini anlattı.