Son yılların önemli kadın oyuncularından biri Fahriye Evcen. Şans eseri keşfedilmesinin çok ötesinde bir başarıya sahip olduğu net… Yaprak Dökümü’nde her gün gelişen oyunculuğu bugün onu farklı bir yerde kılıyor… Magazinsel birkaç ‘kapris’ dedikodusu -ki sektörde olağandır- dışında pırıl pırıl bir kariyer… Bu sezonun en ilgi çeken işlerinden biri olan Çalıkuşu’nun da başrolü malum. Geçtiğimiz hafta dizinin yapımcısı Timur Savcı, rol arkadaşı Burak Özçivit’le birlikte Cannes’daydı. Aslında gidiş sebebi dünyanın en büyük entertainment ve televizyonculuk fuarı MIPCOM’du, gelin görün ki bu organizasyon farklı bir boyut kazandı. Her yıl Cannes’da gerçekleştirilen ve dünyanın pek çok yerinden gelen tv kanalları ve yapım şirketlerinin iş bağlantısı yaptığı bu fuar aynı zamanda yetenek casuslarının en bilinen av merkezlerinden biri. Öyle ki, uluslararası film yapımcılarının çalıştığı büyük cast ajansları buradaki sunumlarda, kendi projelerine yeni yetenekler de arıyor. Fahriye de bu ajanslardan birinin ağına takıldı. 2014 yazında başrolünü Monica Bellucci’nin eski eşi Vincent Cassel’in oynayacağı bir filmin kadrosu için düşünülüyor Evcen. Önümüzdeki yılın aralık ayında vizyona girecek olan Momentum adlı filminden hemen sonra izleyicilerle buluşması planlanan bu filmde önemli yan rollerden biri için adaylardan biri olacak. Ajans, Çalıkuşu tanıtımları sonrası Fahriye’yi fark etti, şimdi geçmişteki işleriyle alakalı da bir sunu yani showreel isteyecek Evcen’in menajerinden. Bu, yapımcılar ve Vincent Cassel’in de aralarında bulunduğu bir kurul tarafından izlenecek ve karar verilecek. Yakaladığı her şansı son derece iyi değerlendiren güzel oyuncu, bu projenin gerçekleşmesi durumunda tabiri caizse sınıf atlayabilir…
Bir ödül töreninden çok daha fazlası…
Mekân Oscarları’ndan bahsediyorum. İlk yılını muhabirliğim döneminde Günay’da takip ettiğim o organizasyon önceki gece iki kıtanın ortasında, SuAda’da muhteşem bir geceye imza attı. Geçen 12 yıl içinde bir hayli yol alan,15 dalda ödülle başladığı yola bu yıl 61 ödülle devam eden tören son dönemin bence en iyisiydi. Amacı sektördeki eksikleri tamamlatmak, motive etmek ve hak edenleri ödüllendirmek olan bu geceyi herkes çok önemsiyor. Yani bir ödül töreninden çok daha fazlası ‘Mekân oscarları’… Ödül törenlerinin birer birer ortadan kalktığı şu dönemde, inatla ve büyüyerek süren hikâyeye emek veren herkese kendi adıma teşekkürler…
Özel plaka aranıyor !
Hande Yener’in Veliaht’ta olmaması gerektiğini düşünmüştüm aslında ama izleyince fena bir karar olmadığını onla da paylaştım. Herkesin baktığı pencereden bakmıyor Hande. ‘Bir yeteneğe faydalı olacaksam neden emeklilik yaşlarımı bekleyeyim?’ dedi bana... Haksız da sayılmaz aslında. Neyse, asıl bahsedeceğim bu değil. Hande’nin ilk arabası (benim hatırladığım) bir Renault 9’du, Yalanın Batsın’ın patlamasıyla birlikte bir Land Rover Freelander aldı sonra ve zaman içinde birkaç model daha.Bir süredir, daha önce Kadir Doğulu’ya kullanması için hediye ettiği bir pick-up’a biniyordu. Dün, yeni bir cip aldı kendine. 2013 model, beyaz bir Range Rover Evoque. Değeri yaklaşık 250 bin lira. Şimdi özel plaka aranıyor o yeni oyuncağa, birkaç gün içinde ise Hande cipiyle yollarda…