İzmirli kadın girişimci, yelkenci Ayşe Koraltan, ABD kıyılarının 'avcısı' olarak bilinen 'lobster' tipi tekneleri üretiyor. Teknelere 'Akdeniz dokunuşu' ekleyen Koraltan, 'Yakında İstanbul Boğazı ve Akdeniz'de imzamızı taşıyan tekne sayısı artacak' diyor.
Avcı teknesi olarak bilinen, daha sonra manevra yeteneği ve hızı keşfedilen 'lobster' tipi lüks tekneleri önce Amerikan sahillerinde görmeye başladık. Bu tekneler, daha sonra İspanya, Fransa ve İtalya sahillerine kadar yayıldı. Şimdi ise başta İstanbul Boğazı olmak üzere, Türkiye kıyılardalar. 'Lobster' tekneleri Türkiye ile tanıştıran kişi Ayşe Koraltan, İzmirli bir iş kadını... Türkiye'de sayıları gittikçe artan kadın girişimcilerden biri ancak onu farklı kılan bir özelliği var: Pek de alışık olmadığımız bir işe soyunmuş Koraltan, tekne üretiyor.
Her şey ABD'den gelen bir teklifle başlamış; ABD'li bir şirket Türkiye'de 'maine' tarzı 'lobster' motor yat üretmelerini istemiş. Ayşe Hanım da, eşi ve birkaç ortakla bu işe girişerek 'rockharbour' adını verdikleri tekneleri üretmeye başlamış. Ancak kriz planlarını değiştirmiş. 'Biz tekneleri ABD pazarı için üretmeye hazırlanmıştık. 2007 yılında kalıplar çıktı, tam üretime başlayacaktık ki 2008 krizi patlak verdi' diyor Ayşe Hanım. Bu süreçte ortaklar da ayrılınca Koraltan, önce GCG Marine adlı şirketlerinin yönetim kurulu başkanlığı ve CEO'luğunu üstlenmiş, ardından da strateji değişikliği yaparak Türkiye ve Avrupa pazarını hedeflemiş.
'Tekneleri ABD'lilerin yönlendirmesiyle bizim ekibimiz tasarladı ve üretti, aslında her şeyiyle yerli üretim' diyen Koraltan, ilk teknenin lansmanını 2009 yılında yaptıklarını söylüyor. 2,5 yılda Türkiye'ye sekiz, Almanya'ya da bir tekne satılmış. Aslında bu tarz tekneleri üreten tersane sayısı fazla ancak Koraltan, 'Tekneler tamamen el yapımı, tüm malzemeleri özel olarak seçiyoruz, ekibimiz alanında en iyisi. Dolayısıyla teknelerimiz çok beğeniliyor' sözleriyle farklı olduklarını belli ediyor.
Rockharbour'un, Amerika tarzı bir tekne olmasına karşın Avrupa dokunuşlarına sahip olduğunu belirten Koraltan, 'Öncelikle denizciliği çok iyi, ABD''de zorlu iklim ve deniz koşullarında sorunsuz ve rahat bir okyanus yolcuğuyla kendini kanıtladı. 42 Sedan modelimizi, avcı teknelerin modern yüzü olarak niteleyebiliriz' diyor.
Tekneyi geçen hafta İstanbul Boğazı'nda Koraltan ile birlikte test ettik. Dikkat çeken ilk özelliği havuzluğun genişliği. Küçük bir tekne olmasına karşın havuzlukta 7-8 kişi rahatça zaman geçirebilir. Koraltan, 'Türkler geniş havuzluk istiyor, kalabalık aileler ya da arkadaşlarını, akrabalarını ağırlıyorlar gün içinde. O nedenle geniş tuttuk' bilgisini veriyor. İkinci özelliği ise teknede kaptan için de bir kamara ayrılmış olması. Malum Türkiye'de tekne sahiplerinin çoğu kaptan kullanıyor, hem uzun yol seyahatlerinde hem de sürekli bir kaptanın görev yapması durumunda bu kamara oldukça işe yarıyor.
İç salon kısmı da oldukça ferah. Kapı ve pencerelerin tasarımı GCG'ye ait; yukarı doğru açılan pencereler hem güvenli hem de fazla yer işgal etmiyor. İki kamaranın olduğu teknede dört kişi rahatlıkla geceleyebiliyor. Mutfak ve oturma odasında ise bir evde gerekli olabilecek tüm eşyalar, düzenli ve yer kaplamayacak şekilde yerleştirilmiş. Güvertesinde de geniş bir güneşlenme alanı bulunuyor. Koraltan, tüm bu özelliklerin Akdeniz kültürüne uygun olarak geliştirildiğini söylüyor.
42 Sedan'ı kullanmak gerçekten çok kolay. 32 knota kadar hız yapan teknenin motorları Volvo'dan. Talebe göre dört farklı motor seçeneği var. Teknede yine teknolojisi Volvo'ya ait olan elektronik çapa kullanılmış. Elektronik çapa, demir atmaya gerek olmadan teknenin su üzerinde istediği bir yerde sabit durmasını sağlıyor. Tekne ileri sürüş tekniklerine sahip bir sisteme sahip olduğu için iskeleye yanaşmak çok kolay, manevra yapmaya gerek kalmadan tekneyi istediğiniz biçimde hatta yandan bile karaya yanaştırabilmeniz mümkün.
Koraltan, tekneyi son yıllarda kullanımı gittikçe artan özel bir reçine ile ürettiklerini söylüyor. Vakum infüzyon yöntemiyle 'vinylester' malzeme ile üretilen bu tekneler, bu gövde yapıları sayesinde çok sert ve fırtınalı havalarda dahi güvenli seyahat edebiliyor. Vinylester reçine, katmanlar arasında boşluk kalmasını engellediği için ozmosu önlüyor ve yapım sırasında çalışanlara ve çevreye zarar vermiyor.
Koraltan, farklı talep ve beklentilere yanıt vermek için ürün portföylerini geliştirdiklerini ve bu yıl Cannes Boat Show'da İngiliz bir firma ile ortak yaptıkları, 17 metrelik yeni teknelerini yakında tanıtacaklarını söylüyor.
Bu modelin daha büyük tekne isteyenlerin talebini karşılayacağını belirten Koraltan, ayrıca Sedan 42'nin daha küçük bir modelini de bitirdiklerini belirtiyor. Koraltan 'Bu teknemiz Marmara Denizi'nde, özellikle de İstanbul Boğazı'nda kullanılmaya uygun olarak üretildi. Türkiye'nin yanı sıra Avrupa'da göl ve nehirlerde kullanmak isteyenler de düşünüldü. Yakında pazarlamasına başlayacağız' diyor.
SAFİNAZ'LA YELKEN YARIŞLARINDA
Ayşe Koraltan, denizi iş edinmiş ancak hobisi de deniz. 'İzmirliyim, doğduğum günden bu yana denizle iç içeyim, uzun yıllardır yelken yapıyorum' diyen Koraltan'ın, kadınlardan oluşan bir yelken ekibi var. Safinaz adlı tekneleriyle özellikle Bodrum ve civarında düzenlenen yarışlara katıldıklarını söyleyen Koraltan, ürettikleri tüm tekneleri büyük bir ustalıkla kullanıyor.
'AVCILARI' CONCEPT MARİNE PAZARLAYACAK
Teknelere olan ilgi artınca ve yeni modellerde sıraya giren GCG Marine, pazarlamayı profesyonel ellere bırakmaya karar verdi. 'Üretim ve pazarlama birlikte yürümüyor' diyen Koraltan, yerli ve yabancı markaların pazarlamasını yapan Concept Marine ile anlaştı. Concept Marine'in ortaklarından Haluk Gündoğdu, 2011 yılına göre bu yıl yüzde 25 daha fazla büyüyeceklerini söylüyor. Concept'in hedefi bir yılda satılan lobster sayısını altıya çıkarmak. Türkiye'de yılda 150-200 arasında yerli ve yabancı tekne satıldığını söyleyen Gündoğdu, 'İş dünyası yerli ürünlere öncelik veriyor, bu bir avantaj. Diğer yandan teknenin kalitesi ve fiyatı da işimizi kolaylaştıracak' diyor. Concept Marine, bünyesinde Atlantis, Maxi Dolphin, Sacs Boats, Numarine ve Yuka markalarını bulunduruyor.