Bu bir ‘denizcilik’ köşesi ve köşenin en önemli konularından biri kirlilik, deniz yaşamı ve çevre... Vatandaşların bu konuda bilinçlenmesi, kamuoyu baskısının oluşması, yasal düzenlemelerin yapılması ve denetlenmesi için medyanın çok önemli olduğu bilinen bir gerçek. Biz de üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek adına fırsat buldukça bu konuya eğiliyoruz. Bu haftaki konumuz da çevre ve burnumuzun dibindeki çok yakın bir tehlikeyi gündeme getireceğiz: Antalya sahilleri…
Türkiye’nin en büyük turizm destinasyonu olan Antalya, tarihi dokusunun yanı sıra güneşi, koyları, denizi ve plajlarıyla dünyanın birçok ülkesinden milyonlarca turiste ev sahipliği yapıyor. Ülkenin en büyük turizm tesislerinin yanı sıra Olimpos’la alternatif turizmin de önemli merkezlerinden biri. Ancak yakında Antalya’da denize girecek plaj bulamayabiliriz çünkü araştırmalar plajların daraldığını bir süre sonra da kaybolma tehlikesi yaşayacağını gösteriyor.
Kemer Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (KETOB) yaptırdığı araştırma, bu tehlikeyi ortaya koyuyor. Harita mühendisi İbrahim Orkun Karataş’ın ekibiyle Kemer’de yaptırdığı araştırmaya göre, ilçe merkezindeki kıyıda, 1989 yılına kadar iskele niteliğinde hiçbir yapı bulunmadığı belirtildi. 1989 ve 2002 yılları arasında kıyıya yapılan 7 sabit iskelenin 10 yıllık periyotta kum tutucu görevi yaptığı, bu sayede sahil şeridinin ortalama 9 metre genişlediği ortaya çıktı. 2002 yılı Şubat ayında uygulamaya konulan Kemer Sahil Projesi kapsamında mevcut iskelelerden 5’i kaldırılınca kumsalda 10 metre daralma yaşanmış.
Birlik başkanı Tayyar Gül, Kemer ilçe merkezindeki sahilde denizin oluşturduğu aşınmadan dolayı plajların küçüldüğünü, eskiden 5 sıra şezlongun konulabildiği plajlara şimdi 2 sıranın zor sığdığını söyledi. Kıyı şeridindeki daralmadan dolayı yürüyüş yapmanın bile zorlaştığını belirten Gül, “Sahilde daha önce çekilen fotoğraflar kıyıda meydana gelen daralmayı açıkça göz önüne seriyor. Denizdeki bir iskelenin ilk 3 ayağının daha önce kumsalda olduğu, şimdi ise aşınmadan dolayı suyun içinde kaldığı görülüyor” dedi.
İSKELE KALKTI, PLAJ DARALDI
Araştırmayı yapan mühendis Karataş, “Bölgede Şubat 2002 öncesi 7 sabit iskele vardı. 7 sabit iskele 1989’dan 2002’ye kadar kum tutucu görevi yapmış. Sahil şeridinin ortalama 9 metre genişlemesini sağlamış. Yani doğal bir dolgu yapılmasını sağlamış. Kemer Sahil Projesi’nin Şubat 2002’de uygulanmaya başlanmasıyla 5 iskele kaldırılmış. Sadece 2 sabit iskele kalmış. Bu yıl yapılan ölçümlerde kıyının tekrar 10 metre civarında daraldığı tespit edildi. Bu veriler neticesinde ortaya çıkan sonuç, Kemer’in sahil şeridinde doğal yapıyı bozmayacak, aynı zamanda insanların denizden istifade ederken onları tehlikeye atmayacak deniz yapılarına ihtiyaç olduğu. Aksi takdirde kıyı daralması devam edecek ve insanların denizden faydalanması daha da güçleşecek” diyor.
DOLGULAR DA ETKİLİYOR
Plajı daralan bir başka bölge ise Manavgat ve Alanya. Alara Çayı’nın üzerine yapılan dolgu nedeniyle akarsuyun yatağı değişmiş ve yönünü doğuya çevirmiş. Bu nedenle de çayın doğusundaki kumsalda yaklaşık 20 metre daralma ortaya çıkmış. Alara Turizm Yatırımcıları Derneği Müdürü İbrahim Baytekin, çayın yatağının değişmesinin plajlara zarar verdiğini söylüyor. Konuyu DSİ’ye ilettiklerini belirten Baytekin, “DSİ kontrolünde koruyucu önlemler alınmasına karar verildi. Daha önce mahkeme kararıyla Manavgat tarafındaki seddeyi kaldırttık. Alara Çayı’ndaki iyileştirme çalışmaları iki tarafa da zarar vermeyecek şekilde düzenlenecek. Bölgemizdeki şezlong koyacak plaj kalmadı, sadece kumsalımız daralmadı, çayın soğuk suyu Okurcalar tarafına döküldüğü için denize girenleri de etkiledi” diyor.
DENİZ HAYATI KUTUPLARA KAYIYOR
Çeşitli bilim kuruluşları tarafından yapılan çalışmalar, deniz canlılarının kutuplara doğru ilerlediğini ortaya çıkardı. Balıklar, kabuklu deniz canlıları, sualtı bitkileri ve planktonların yaşam alanları 10 yılda kutuplara yaklaşık 72 kilometre yaklaşmış. Avustralya, Almanya, Güney Afrika, İngiltere, ABD, Danimarka, Kanada ve İspanya tarafından ortak yürütülen çalışmalarda kimi türlerin 10 yıl içinde 470 kilometre uzağa taşındığı görüldü. Bu değişikliklerin, deniz canlılarının üreme mevsimlerini ortalama 4,4 gün geriye çektiği belirtildi. 857 tür hakkında 208 raporun incelendiği araştırmayı yürüten ekipten Profesör John Pandolfi “Sonuçlar şoke ediciydi, okyanus canlılarının yaşam biçimleri ciddi bir değişikliğe uğruyor” yorumunu yapıyor. Uzmanlar, küresel ısınmanın deniz canlıları üzerinde oluşturduğu etkinin beklenenden çok daha şiddetli gerçekleştiğini, neredeyse tüm türlerin yaşam alanlarını ve alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kaldığını bildiriyor.