Zaman Gazetesi’nin eski Genel Yayın Müdürü Hüseyin Gülerce, Fethullah Gülen için “Dünyanın en büyük yalancısıdır” demiş:
-Dünya tarihinde FETÖ kadar tehlikeli ve eşi görülmüş bir örgüt yoktur. Bu hainler, kendilerini akla gelmeyen şeytani metotlarla gizlerler.
Aynen öyle… Bizzat yaşadım bunu. Gülen, yıllar önce kendisi ile röportaja gittiğimizde bizim de gözümüzün içine baka baka bir dizi yalan söylemişti. Daha sonra ne söylediyse tam tersini yaptı.
Kendisine biat edenler de farklı değil… Yalancıdır hepsi bunların, riyakardır ve sahtekardır. Bukalemun gibi ortama göre renk değiştirirler. Her duruma uyum sağlarlar. Diğer terör örgütlerine benzemezler. Ne olduklarını kolay kolay çözemezsiniz.
O yüzden çok tehlikelidirler…
Son darbe teşebbüsünde yaşadık. Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın ve Kuvvet Komutanlarının en yakınına kadar sızdıkları ortaya çıktı. Hepsini arkadan hançerlemeye çalıştılar.
? ? ?
Dün, Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’la biraz sohbet ettim. Darbe girişimi sebebiyle tutuklanan Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Soysal’dan bahsetti…
“Beni gördüğünde dört takla atıyordu” dedi:
-Çok abartılı ilgi gösteriyordu. Ak Parti hakkında son derece olumlu değerlendirmeler yapıyordu. O ilgiden rahatsız oldum, biliyor musun?
Ve devam etti:
-Hatta Vali’ye de söyledim. “Ya bu adamda bir problem var, ya da tahtası eksik” diye. Çünkü askerler beni çok sevmezler.
Sonradan ne oldu biliyor musunuz, Tayyar’a o ilgili gösteren Tuğgeneral, darbeci çıktı!
? ? ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Varşova Gezisi’nden dönerken, yaveri Yarbay Erkan Kıvrak, kendinden emin bir şekilde uçağın içinde geziyordu…
Üstelik, orada Cumhurbaşkanı’na herkesten daha yakın olduğunu anlatmak istiyordu. Kullandığı ifadelerle “Cumhurbaşkanı bana hepinizden farklı bir gözle bakıyor” mesajını vermeye çalışıyordu:
-Siz atanmış insanlarsınız, ben ise seçilmiş…
Sonrasını biliyorsunuz. O da darbeciler arasında çıktı. Antalya’da bir otelde sahte kimlikle yakalandı.
? ? ?
Ben de TRT’de program yaptığım dönemde bunları iyi tanıma imkanı buldum. Hepsi, “Abi, abi” diye çevremde dolaşıp duruyorlardı. Önünü iliklemeden yanıma gelenine rastlamadım. Öyle bir saygı gösteriyorlardı ki, şüphelenmek mümkün değildi.
Sonradan öğrendim ki, program başlayıp, ben kameraların karşısına geçtiğimde rejideki adamlarına talimat veriyorlarmış:
-Programı sabote etmek için ne gerekiyorsa, onu yapın. İşte böylesine ikiyüzlü ve alçak bunlar. Hep yüzünüze gülüp, arkanızdan hançerlerler. O yüzden tehlikeli, çok tehlikeliler.
? ? ?
Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü, darbe gecesi esir alınan bir isim. Elleri, ayakları bağlanıp, gözü de bantlanarak, Akıncılar Üssü’ne götürüldü.
“O gece bize saldıranlar İŞİD’li olsaydı, bu kadarını yapmazlardı” dedi:
-Biri kafama basıyor, diğeri dipçikle ellerime kollarıma vuruyordu. Allah rızası için bir damla su bile vermediler bize.
Ertuğrulgazi Paşa, o gece Genelkurmay Başkanı’nın bağırmaları üzerine, odasına koştu. Gördükleri karşısında hayretler içine düştü. Bir yanda darbeciler, diğer tarafta Genelkurmay Başkanı vardı. Darbecilerden biri Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın çok büyük iyilikler yaptığı Özel Kalem Müdürü Albay Ramazan Gözel’di. İlk göğsüne vuran da O oldu. İlginçtir, yine Genelkurmay Başkanı’nın sürekli olarak koruyup kolladığı yaveri Yarbay Levent Türkkan da darbeciler arasındaydı. O da başına silah dayadı.
Yaşananlar inanılır gibi değildi.
Hulusi Akar’ın en yanındaki iki isim de FETÖ’cü çıkmıştı. O ana kadar çok iyi gizlenmiş, hiç açık vermemişlerdi. Darbe gecesi ise, gerçek yüzlerini gösterdiler. “Devlet Yalakası” diye Ertuğrulgazi Paşa’nın kafasına vurmaya başladılar.
Daha pek çok örnek vermek mümkün… Demem o ki, 15 Temmuz gecesi bir şerden hayır çıktı. Eğer bunlar darbe yapıp, ortaya çıkmasalardı, hiç birinin tespiti mümkün değildi. “Kurban olayım tipiye, esti getirdi kapıya” denir ya, aynen öyle oldu!