Büyük bir mücadele var. Öyle hafife alınır, küçümsenir bir mücadele de değil bu. FETÖ ile ilgili olarak, OHAL şartlarında neredeyse bir seferberlik söz konusu.
CHP’de ise halen hamam da aynı, tas da…
FETÖ’den çok, İktidar’a yükleniyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile uğraşıyorlar:
-Siz yaptınız, siz ettiniz, sizin eseriniz…
O tarafta zaten, geçmişe yönelik çok net özeleştiriler var. Bunu karşılık gereğini yapıp, son derece büyük bir temizlik harekâtı sürdürüyorlar.
Peki CHP ne yapıyor? Kılıçdaroğlu’nun durumu ne? Terör örgütüne yönelik bu büyük operasyona ne kadar destek veriyor? İşte asıl sıkıntı orada. Ne demişti CHP’nin Parti Meclisi Üyesi Birgül Ayman Gürel:
-Partim CHP, cemaatle her türlü ittifakı yapıyor.
Sırf bu yüzden disipline sevk edilmişti.
14 Aralık’ta Zaman Gazetesi başta olmak üzere FETÖ’nün yayın organlarına yönelik operasyon sırasında CHP ortalığı ayağa kaldırırken, Güler, “Bu operasyonun basın özgürlüğüyle hiçbir ilişkisi yok. CHP, cemaate kalkan olmamalı” demişti.
Hatta daha da ileri gidip bir tespitte bulunmuştu:
-Cemaat, deniz kabuklusu gibidir. AKP balinasına yapıştı ama AKP balinası silkindi. Şimdi CHP balinasına yapışmak istiyor.
Bakın bu çok doğru bir tespit. FETÖ mensuplarının CHP’ye nasıl yapıştıklarının örneklerini vereceğim. Sanırım siz de şaşıracaksınız.
? ? ?
CHP, PM Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Alper Keten, Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim üyesiydi. 672 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile bu görevinden ihraç edildi. Gerekçeyi de biliyorsunuz; FETÖ ile ilişkisi.
Ayrıca, aynı kararnamede yer alan bir başka isim daha var. O da Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya. FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle Marmara Üniversitesi’ndeki görevine son verildi. Tesadüfe bakın ki, o da CHP’nin PM üyesi ve o da FETÖ ile ilişkisinden gitti.
Bitmedi, şimdi geliyoruz asıl sıkıntıya…
Bu isimler, halen CHP’de PM üyeliğine devam ediyorlar, biliyor musunuz? Kendileri istifa ettiklerini söylemediler. CHP’den de PM’den çıkarıldıklarına yönelik kamuoyuna bir açıklama yapılmadı. Oysa KHK’da, ihraç edilen isimlerin her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin sona edeceği, pasaportlarının da iptal edileceği belirtiliyor.
Onlar ise CHP’nin en tepesinde oturuyor!
İstifaları istenmediğine göre, Kılıçdaroğlu tarafından da korunuyorlar. Oysa Kemal Bey, “Devlet bize bilgi versin, biz de gereğini yapalım” demişti. Hani nerede?
? ? ?
Bildiklerim var ve sormak istiyorum. FETÖ’nün kanun dışı dinleme tapelerinin dağıtımını kim organize etti ve bu operasyon kimler üzerinden gerçekleşti?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bu konuda ayrıntılı bilgisi olduğunu biliyorum! Devam ediyorum…
Eski CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay, Pensilvanya’ya kaç kere gitti? O ziyaretleri sırasında Fetullah Gülen’le neler konuştu?
Kemal Bey, FETÖ’nün Abant Toplantılarının açılışını yapan Prof. Dr. İştar Gözaydın’a bile bile neden o kadar destek verdi? Niçin O’nu önce milletvekili, sonuç alamayınca da PM üyesi yapmak istedi? Neden kendi anahtar listesine aldı?
Biliyorsunuz, Günaydın’ın bölüm başkanlığını yaptığı üniversite, FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle kapatıldı.
Hangi birini sayalım? Kılıçdaroğlu ile aynı aşiretten olan CHP İzmir eski İl Başkanı Ali Engin’in, “Onları kutluyorum, hizmet için çalışıyorlar” diye yaptığı FETÖ güzellemelerini mi? Yoksa Bağcılar Belediye Başkan Adayı Muhamed Çakmak’ın “Fetullah Hoca, kimsenin görmezlikten gelemeyeceği bir bilge adamdır” sözlerini mi? Ya da Uşak ve Bursa olmak üzere CHP listelerindeki FETÖ’cü isimleri mi? Hatta vaktiyle CHP adayı olup tutuklananları mı?
Bakın, bugün CHP içinde bulunan ve basında yer alıp, deşifre olmuş isimleri hiç saymıyorum. Onlar zaten biliniyor. Yazılıyor ve çiziliyor. Deniz Baykal nasıl gitti, o operasyonun arkasında kimler vardı, neden yerine Kılıçdaroğlu geldi, gibi konuları da hiç tartışmak istemiyorum. Merak ettiğim tek soru, Kemal Bey’in bu isimlere neden paratoner olduğu ve kol kanat gerdiği!
Sebep ne? Neden, neden; neden? Kemal Bey bir açıklama yapsa da biz de öğrensek!
Ve bugün, FETÖ konusunda sağı solu suçlayan CHP’lileri ise, kendi içlerine ve partinin üst kademelerine bakmaya davet ediyorum.